"Yüzüme bile bakmayacak kadar mı yabancısın bana?" Okula hazırlanmak için gelen minho içeriye girer girmez oturma odasındakinin annesi olduğunu bile bile direkt odasına doğru ilerlemek istemiş ama annesi buna izin vermemişti "Sana diyorum,bana cevap ver!" Dilini yanağında gezdirerek ona seslenen kişi ile göz göze geldi "Okula gideceğim eğer izin verirsen.." "Yine o çocukla buluştun değil mi?" Odasına doğru yönünü doğrultan minho'dan cevap gelmemişti ve bu annesini daha da sinirlendiriyordu "Hah? Şaka yapıyorsun değil mi? Minho sen o çocukla eğlencesine çıkmışsın belli ki,of inanamıyorum sana nasıl bir erkekle çıkabiliyorsun gerçekten bu kadar kötü olabiliyor musun benim gözümde?" Belli ki sarhoştu bu fırsatı değerlendirmeli,söylemek istediği herşeyi söylemeliydi "Doğru senin yaptığın onca şey seni benim gözümde kötü duruma düşürmüyor,benim yaptığım şey senin gözünde kötü duruma düşürüyor!" Bu sefer rahatlamıştı,eğer annesinden olumsuz cevaplar gelmeye devam ederse aynı şekil yanıtlar verecekti ve bu ne kadar sürer bilmiyordu
"Siz bir yanlışsınız minho..Saçmalıyorsunuz bir erkek nasıl-" Sözlerin verdiği sinirle derin bir nefes aldı "Tanrım söylemek dahi istemiyorum sen benim oğlum olamazsın!"
Minho artık bu sözlerden sıkılmıştı,bu o kadar çok canını acıtıyordu ki 'sen benim oğlum olamazsın' ses kafasında sürekli yankılanıyordu "Sende benim annem olamazsın zaten,bu sefer istediğin olmayacak abime yaşattığını bana yaşatamayacaksın! Duydun mu beni! Bu olmayacak,ben her istediğimi yapacağım ve bu seni bir sikim bile ilgilendirmeyecek! Abimin yapamadıklarını ben yapacağım en azından onun için..Ve şunu da unutma ben jisung'u seviyorum sen ne dersen de gerçek bu ister inan ister inanma sana kendimi inandırmak zorunda değilim duydun mu beni?"
Annesi ona olan sinirinden öylece durmuş elindeki içkisi ile camı seyrediyordu Bir anda göz devirerek arkasına döndü."Abini üvey olmasına rağmen senden daha çok sevdim biliyorsun değil mi?" Bu sözler onun kalbini bu kadar kırmamalıydı canı o kadar çok yanıyordu ki sadece ağlayarak yanıtladı "Sen onu sevmedin,sen onu öldürdün..Bazen kendi kanından olmayan birisini ailenden daha çok benimsersin,bu his nasıl birşey biliyorum anne ve sen bu hissi bana överken benim yaşamamı istemiyorsun,beni jisung'dan ayırıyorsun..Ben ondan ayrı kalamam sen ne dersen de bu hiçbir zaman değişmeyecek"
"Son sözün bu mu lee? Gerçekten onu bırakmayacak mısın? Gerçekten ona aşıksın?" Annesinin sözlerine kaşlarını çatmıştı kendinden emin bir tavırla "Evet Son sözüm bu..Peki senin? Senin Son sözün bu mu? Benden nefret ediyorsun,abimi her zaman benden daha çok sevdin?" Diyerek ortamı sessizleştirmişti. Annesinden cevap gelmiyordu sadece gözlerinin içine bakıyordu.
Şu an o kadar çok istiyorum ki bana sarılıp sevgini göstermeni..Ama sen bunu yapmaktan bile utanıyorsun,senin için bir pişmanlığım ben değil mi?
Genç üzgün bir tavırla gülümsedi "Ben de öyle düşünmüştüm" Bu sefer onu dinlemeyecekti odasına girdi ve hızla kapıyı kapattı şimdi sadece içeriden gelen eşya kırma ve çığlık seslerini abisi ile olan fotoğrafına ağlayarak bakarken dinliyordu..."Ben kötü birşey yapmıyorum değil mi abi?" Annesinin içeriden gelen seslerine kulak kesilmişti "Nefret ediyorum senden! Nalet olsun senin gibi çocuğa keşke doğmasaydın!"
Sessizce ağzını kapattı,kapattı ki sessiz çığlıkları duyulmasın...
"Özür dilerim abi,seni kurtaramadığım için özür dilerim..Keşke sen olsaydın şu an yanımda, yine her zamanki gibi bana sarılsaydın oysa şimdi nelerimi vermezdim bana sarılman için"
☆
"Jisung..."
"Hey!" Bir an gözleri donmuş bir şekilde duvara bakan arkadaşını elleri ile yoklamıştı changbin. "Jisung sana diyorum" Gözlerini sonunda duvardan ayırabilen jisung karşısındakine döndü "Dalmışım" "Kime?" Derin bir iç çekti ve konuştu boğazı öylesine çok acıyordu ki sanki onun konuşmasını istemiyordu "Minho..." "Yok ben sikicem bu çocuğu! bide konu minho ile ilgili değil diyorsun!" Konu aslında minho'dan o kadar çok bağımsızdı ki ama yine de onunla ilişkisi vardı biraz kafa karıştırıcı ya da şöylemi denmeli konu aslında minho ile ilgili ama bu jisung'un umurunda değil çünkü minho'nun bir suçu yok birinde bir sorun varsa bu kendisiydi "Hayır changbin..Konu minho ile ilgili değil" Changbin jisung'un bu gizemli konuşmalarından artık sıkılmıştı "Ne ile ilgili o zaman söyle"
"Konu.." Konuşmakta zorlanıyordu,öylesine çok büyük bir yüktü ki bu omuzlarındaki "Konu?" Artık toparlanmalıydı tüm cesaretini toplayarak seungmin ve changbin'e döndü bunun geri dönüşü olmayacağını biliyordu tek tek dilinden kelimeleri dökmeye başladı
"Konu abim..Abim ve sevgilisi"
_
Biliyorum bu bölüm çok uzun oldu dkxnxksnsjx neyse bu bölüm fazla uzun yapmak istemedim yine de sıkılmadan okuyun istiyorum iyi okumalar♡