Minho karşısındakinin bu tavırlarına haklı olarak sinirlenmeden edememişti. "Ben gelmiyorum! Eğer çok istiyorsan kendin gidebilirsin" Jisung arada bir bakmıyormuş,ilgilenmiyormuş gibi davranarak arabadakinin kim olduğuna bakmaya çalışıyor ama göremiyordu. "Sana hemen arabaya bin dedim lee" Minho duraksadı ve arkasında bıraktığı jisung'a baktı..Eğer o arabaya binmezse birazdan jisung'a yaşatacağı şeylerin utancını ömür boyu atlatamayacaktı.
"Bekle beni burada" Koşarak jisung'a giden genç oldukça utanıyordu "Jisung,senden gerçekten çok özür dilerim ama gitmem gerek söz bunun telafisini yapacağım.."
"Tamam git sen önemli değil" Demişti demesine ama bu sevgilisi ile ilk buluşmasıydı onu eve bırakmasını günü onunla bitirmesini çok isterdi..Ama yine de sorun değil diyebilmişti kendince.
"Seni arayacağım"
Bir dakika ne? benim numaram onda yok ki? beni nasıl arayacak? ya da ben öyle sanıyorum...
"Numaramı na-" Sözünü yarıda kesmişti jisung,çünkü anlamıştı seungmin'in verdiğini "Seungmin mi?" "Evet,biraz pahalıya patladı anlaşılması zor birisi..Onunla uğraşıcam baya gibi duruyor,ama olsun senin için değer" Gülerek söylemişti bu sözleri minho.
"Neyse git hadi bekletme"
"Tamam kendine iyi bak sevgilim..Rüyanda beni gör" Bunu minho'nun demesine gerek yoktu zaten jisung'un rüyalarından hiç çıkmıyordu ki
"Görüşürüz sevgilim!" Jisung dejavu yaşıyordu.Okulda ve tam şu an da el sallayarak giden bir minho ve onu hep parıldayan gözlerle izleyen jisung...
Bir insan nasıl bu kadar mükemmel olabilir? aklım almıyor,kalbimi yerinden çıkarabilecek bir güce nasıl olur da sahip olabiliyorsun? hiçbirini aklım almıyor..Zaafımsın lee minho!
Minho arabaya binmiş ve biner binmez sorguya çekilmişti. "O kimdi?" Arabayı şoförleri sürüyordu yanından gelen sesle camı izlemeyi bırakıp sağına döndü "Seni ilgilendirmez" Tekrar yolu izlemeye başlamıştı. "Sevgilindi değil mi?" Gelen soru ile korkarak cevap vermeye başladı. "Özel hayatımın seni ilgilendireceğini düşünüyorum anne!..." Diyerek üstünü kapatmaya çalışıyordu. "Tanrım..Bir erkekle nasıl çıkabiliyorsun gerçekten anlamıyorum" Konuşmalara cevap vermeden sadece camdan dışarıya bakıyordu minho.
"Sınavların da başlamak üzere ne sevgilisi şimdi?" Yanında oturan annesi oğlunun cevap vermemesine ve umursamamasına sinrilenmeye başlamıştı. "Sana diyorum lee! bana doğru dürüst cevap ver!" Minho'nun cama bakan gözleri dolmuştu "Bana bağırmayı kes!" "Annenle düzgün konuş!" Diyen annesine ağlamak üzere olan gözleri ile iki dudağının arasından kıkırdayarak cevap verdi "Neden?...yine mi odaya kilitlersin?,yine mi 2 3 gün boyunca su bile vermeden beni odaya hapsedersin? hah? söylesene!" Son sözlerini bağırarak söylemişti,sonunu bile bile ama olsun içini rahatlatmıştı,buna değmişti. Bağırdıktan sonra annesi ise sadece susmayı tercih etmişti..
☆
"Alo,Efendim changbin?" Jisung'u arayan changbindi,bir yandan yürüyor bir yandan da konuşuyordu. "Evet eğlendik biraz..Hmhm çok güzeldi.Hayır sırıtmıyorum changbin..Ne diyo o arkadan? Haberim var seungmin bey! eve gelince uzun uzun konuşucaz bu durumu. Ee şey...O şu an burada değil. Ya birisi geldi bir anda gitmem gerek falan dedi özür diledi,birde numaramı vermiş seung belalısı arayacağım seni dedi. Hayır sırıtmıyorum şunu demeyi kes" Sırıtmıyorum diyordu ama sırıtıyordu ve bunu changbin ile seungmin de çok iyi biliyordu.
