Minho elleri ile hareket yaparak jisung'u yokluyordu seungmin ise arkadaşının daldığını fark eder etmez onun arkasından ağızını açıp,dişlerini birbirine vurup elleri ile pençe hareketi yaparak bağırmış,ve bu hareket jisung'un korkmasına sebep olmuştu.
"Waorrr!" Tıpkı köpek sesine benzeyen sesine jisung korkmuştu
"Ay,napıyosun şerefsiz!"
"Kes ve cevap ver şu minhoya"
"Ulan seungmin..ilk defa doğru birşey dedin"
Jisung bir an yutkundu hemen bir bahane üretmek için düşünmeye başladı. Tam konuşacakken seungmin onu eli ile arkasına alarak konuya daldı
"Doğru birşey dedim ama hemen götün kalkmasın..Bizimde bir çizgimiz var jisung'u sürekli yargılamaya devam mı edeceksin?"
"Bu yargılamak değil neden benden kaçıyor? Bunu sormaya sevgilisi olarak hakkım olduğunu düşünüyorum değil mi?" Haklıydı seungminde jisung'un haksız olduğunu biliyordu ama her ne olursa olsun jisung onun arkadaşıydı
"Tamam sorguladığın bu sorunun cevabını ben vereyim o zaman madem bu kadar meraklısın..."
"Neden sen?"
"Sen sor diye göt..dinleyeceksen dinle yoksa gidiyoruz"
"Tamam söyle"
"Jisung kendisini senin yanında küçük görüyor.."
"Nasıl yani?"
Seungmin yalan söylemezdi ama söylediği zamanlarda da çok usta bir şekilde belli etmezdi ya da sadece yakınları anlardı çünkü yanakları hemen kızarıverirdi tıpkı şu an olduğu gibi.
Jisung binlerce kez içinden teşekkür etmeye başlamıştı bile, gerçekten onu büyük bir dertten kurtarmıştı, bu yalan söyleme işi eğer jisung'a kalsaydı yanmışlardı zaten
Onlar bana şans olarak mı gönderilmiş? Gerçekten merak ediyorum. Seungmin şu an benim hayatımı kurtarıyor daha ne büyük birşey yapabilir? Binlerce kez onları tanıdığım için tanrıya teşekkür ediyorum ve bundan hiç usanmayacağım..
"Baya baya senin yanında kendini küçük görüyor..Şu an ondan anlatamıyor da ben anlatıyorum. Yoksa banane sizin ilişkinizden.."
"Ne gibi küçük görmeler?"
"Senin yanında kendisini yetersiz görüyor. Senin ona yaptıkların,yaşattıkların ve her durumdan dolayı kendisini yetersiz hissediyor..off anladın işte" Seungmin O ikisini yanlız bırakmak için gitmeye hazırlandı sakince jisung'un yanından geçerken kulağına eğildi ve "Ben toparlamaya çalıştım gerisi sende" diyerek fısıldadı jisung ise ona minnettar olduğunu açıklayan bir bakış atmıştı "Hadi ben kaçar siz konuşursunuz"
Artık yanlızlardı ve birisinin konuyu açması gerekiyordu.O kişi tabiki yine minho olmuştu "Ne zaman anlatmayı düşünüyorsun?" Biliyordu şu an bir saçmalığın içindeydi ve bu saçmalığıda kendisi oynuyordu, minho sadece bir seyirciydi "Neyii.." Minho birden gülmüştü ve bu jisung'u tedirgin ediyordu "Sen benimle dalga mı geçiyorsun jisung? Biz az önce ne konuştuk? Eğer anlamadıysan tekrar sorayım neden kendini küçük görüyorsun?" Şu an içindekileri o kadar çok dökmek istiyordu ki...Yine de kendisini tutması gerekirdi ya da tüm sinirini,sıkıntısını bu olaya bağlayarak dökmeliydi. "Minho hiç sana böyle sorular sormadım biliyorum ve şu an biraz garip gelebilir" Karşısında muhtaçla bakan gözlere kaşlarını çatmıştı minho