Haftalar akıp gidiyordu. Şubat ayına çoktan girmiştik bile. Bugünse cumartesiydi. Sabah erken kalkıp ailemle kahvaltımı yaptıktan sonra odamda bir kaç saat ders çalışmıştım. Şimdiyse de öylesine telefona bakıyordum.
Kapımın tıklatılması ile yerimde dikleşmiştim.
"Girin" dememle de kapı açılmıştı, önden babamla annem arkasından da kuzenlerim ve arkadaşlarım dalmıştı odama. Bir de Hyunjin tabi.
"İyi ki doğdun Jeongin" diye şarkı söylemeye başlamışlardı. Bense gerçekten şok olmuştum çünkü doğum günümü unutmak gibi bi salaklığı yapmıştım.
"ANAAAA"
"Doğum günü kutlu olsun annemmm. Hadi mumları üfle"
"Tamam, dilek tutiyim" derken ayağa kalkıp annemin yanına gitmiştim. Pastanın yanına eğildiğimde ise gözümün ucuyla Hyunjine bakıp mumları üflemiştim. Babamın kollarını almasıyla herkese teker teker sarıldıktan sonra şimdiyse bir güzel kesmiş, yiyorduk. Oturma odasındaydık.
"Jeongin pasta nasıl? Ben yaptım"
"Winter ciddi misin? Eline sağlık hazır sandım."
"Afiyet olsunn"
"Gençler sizin Jeonginin arkadaşları olarak planlarınız vardır, isterseniz biz sizi daha fazla tutmayalım"
"Teşekkürler Yang amca"
"Evladım kusura bakma ben seni tanıyamadım"
"Ah evet, biz bu sene tanıştık Jeonginlerle. Chan ben." derken Chan diğerlerine de kaş göz yapmıştı.
"Ben de Minho"
"Changbin ben de"
"Hyunjin de ben"
"Yok Hyunjin seni biliyorum da, diğerlerine yabancıydım" demişti babam gözlerini kısarak. Ben de utandığım için ellerimle yüzümü kapatmıştım. Karşımdaki koltukta oturan Hyunjin ise sırıtıyordu. 2 saniyeliğine gözgöze gelmemizin ardından ayağa kalkıp herkesin taşaklarını mutfağa taşıması için hareketlendirmiştim.
Winter ile bulaşıkları makineye yerleştirirken konuşmuştum.
"Winter sizin Jiminle planınız yoksa siz de gelin bizimle"
"Ya biz Giselle ve Ningle buluşma ayarlamıştık aslında. Biliyorum doğum günün ama başka zamana ertlesek olmaz mı"
"Sorun değil sorun değil. İyi eğlenceler size"
"Ya çok mahçup olurum ariyim mi Jimini" derken telefonu eline alıyordu.
"Saçmalama sevgilin o senin. Buluşmanız varsa gidin benim doğum günümü kutladın zaten"
"Tamam o zaman. Gel sarılalım" demesine karşın sarılmıştık.
Winterı uğurladıktan sonra ben de odama çıkıp hazırlanmaya başlamıştım. Bu sırada kapı tıklanmıştı ve Felix konuşmuştu.
"Girebilir miyim?"
"Gel gel"
"Naptın doğum günü çocuğu"
"Karar veremiyorum nasıl giyinsem ya. Klasik mi sportif mi"
"Ağırlığın olsun klasik giy"
"Zaten tarzım klasik ya bence de klasik giyeyim."
"Bordi giy kazağını. Vardı ya senin bi tane"
"Aa evet güzel o. Altına da bol siyah mı giysem"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
üç kılıç | hyunin
Hayran KurguYorma kendini boşuna. Yapabiliyorsan bana kendini kanıtla. Anca öyle ikna edersin. Kelimelerin beni kendine aşık ederkenki kadar süslü değil çünkü. Angst değildir *Yetişkin* küfür ve öpüşme sebeplidir