Özgürlük

271 33 141
                                    

Altı ay sonra...

Yazardan

Cihan altı ayı geçirmişti bu dört duvar arasında. Günleri saatleri sayıyordu. Aklında iki kadın vardı,ne yapıyorlardı acaba? Aklı çok karışıktı. Leyla ile Hayat aynı evde olmazdı.
Ama ne yapacağını bilmiyordu. Ceviz tarlasını da Hayat'ın ailesine vermişti. Bu saatten sonra ne yapacaktı bilmiyordu.

Diğer yandan da Leyla evde oturmuş Cihan'ın gelmesini bekliyordu. Şu 6 ay resmen ölüm gibi gelmişti. Konu, Cihan'ın olmaması değil, Hayat'ın çocuksu halleriydi. Tahamülü kalmamıştı. Allah biliyor ya, katil olmamak için kendini zor tutuyordu.

Leyla

Sevmemeliydim. Sevmemeliydim, bu benim hatamdı. Kalbinde, ihanetin lekesini taşıyan bir adamı sevmek benim hatamdı. Ne yapacaktım ? Nasıl çıkacaktım bu yokluktan? Seven yürek unutabilir miydi sevdiğini? Allah biliyor ya! canım çıkıyor canımdan... ruhumun her ağrısını hissediyorum. Ruhumun her çığlığı, her yankılanışı bedenime zarar veriyordu. Bir de mektup var Cihan'ın Hayat'a yazdığı mektup var...

(Flashback)

Sedirde oturmuş , fasulye ayıklıyordum. Cihan bir aydır hapisteydi. En çokta o kadın yüzünden o dört duvar arasında olması beni öldürüyordu. Çok merak ediyordum değer miydi? Ben ona çocuk olurdum. Ben ona hem eş hem de çocuk olurdum . Biz birbirimize yeterdik...

Hayat bir anda içeri girdi. Ah, ne kadar nefret ediyordum şu kadından. Allah şahittir ya, öldürmemek için kendimi çok zor tutuyordum!

"Ne oldu Hayat, yine ne var?" Hayat heyecanla yüzüme bakıp "Cihan'dan mektup var!" Dedi. Elimdeki kabı bir kenara koyup ,elindeki mektuba uzandım. Hayat'ın okuma yazması yoktu zaten okuyamazdı.
" Hadi Leyla,oku şunu hemen!"
İçimden sabır çekerek kağıdı açtım. Çok merak ediyordum ne yazmıştı, pişman olmuş mudur?

Mektup

Hayatıma

Nasılsın Hayat? Umarım iyisindir. Beni merak etme. Sakın pişman olduğumu da düşünme! Eğer senin için canımı vermek varsa, veririm namusumsun sen benim artık.
Leyla kötü davranıyor mu sana? Umarım davranmıyordur. Birkaç aya kalmaz çıkarım buradan. Gelirim senin yanına en kısa zamanda.

Davanın nasıl gittiği hakkında bir şey bilmiyorum.  Eğer başlık olarak ceviz tarlasını kabul edeceklerse ceviz tarlasını vereceğim. Biliyorum, tek geçim kaynağımız ama bunun başka bir yolu yok. Ben gerekirse başka bir iş bulurum, bakarım bize.

Bu dört duvar beni boğuyor artık.
Senin, ailenle konuşmana gerek yok eğer öyle bir şey düşünüyorsan. Artık ben varım kimseye bir muhtaçlığım da yok Allah'a şükür.

Tekrar görüşünceye kadar veda ediyorum sana. Leyla'ya da selam söyle haydin Allah'a emanet.

Cihan

Leyla

Kalbime büyük bir sancı girmişti. Hissediyordum, kalbimdeki kara leke dağılıyordu. Hissediyordum. Neydi bu şeyin adı ihanet mi? Hayır ihanet değildi çok daha ilerisiydi. Hissedebilir miydi biri benim bu hissettikleri mi? Herkes bırak diyordu. Kolay mıydı sahi? Değildi. Gülüşün de hayat bulduğunuz, gözlerin de çocukluğunuzu bulduğunuz, gözyaşında ölümü hissettiğiniz birini unutmak kolay değildi. Peki bu acı neydi?

Sesli okumuştum. Hayat bir anda mutluluktan çığlık attı. Kendime geldim. "Bana yazmış, bana mektup yazmış!" Elimde ki mektubu çekip göğsünün üzerine koydu.

Kaç yıllık karısını mektubun önemsiz yerinde iki defa geçiren hayatımı adadığım adam, sadece bir kaç haftalık kadını ömrünün merkezine koymuş...

Bir adam , bir kadını dünyanın en mutlu insanı yapıp, bir diğer kadını üzüyorsa kadına teselli vermektense adama şeref dersi verilmeliydi.Mesele bu kadar basitti.

(Flashback son)

Mesele sevmek değildi aslında. Mesele, sevdiğine sevdigini hissetirmekti. Bugün hapisten çıkıyordu Cihan. Hazırlanıp çıkacaktık. Hayat'ı bekliyordum.
"Hayde Hayat,Ne vardı bu kadar çok uzun süren! "  dememle içeri giren Hayat ile gözlerimi devirdim. Mektuptan gelen özgüven ile süslenmişti. Allah belasını verseydi de kurtulsaydım.

••••
Geldiğimiz halde hâlâ bekliyorduk. Ben, Hayat, Halime abla ve Ahmet abi gelmiştik. Cihan'ın beni isteme günü geldi aklıma. Ne büyük hayallerle, umutlarla açtım kapıyı. İçimdeki çocuk koşarak gitmişti kapıya, şimdi ise içimdeki küçük çocuğun cansız bedenini kucağıma almış bütün umutlarımla sevdiğim hâlâ sevdiğim adamı bekliyordum...

Geçen dakikaların ardından kapının açılması ile kapıya yöneldik.
Ahmet, sevdiğim adam. 6 ay olmuştu görmeyeli. Sakalları uzamış güzel suretinde yer almıştı. Ahmet'in gözleri bana değmeden Hayat'a ilerleyip sıkıca sarılması ile kalan umut kırıntıları da yok oldu. Allah biliyordu ya ahımı. Ödemeden ölmezdiler umarım.

"Nasılsın Leyla" diyen Cihan ile düşüncelerimden çıktım.
"Beni düşürdüğün durumdan sonra umrunda olmaz sanıyordum." dememle yüzü düşen Cihan ile arkamı dönüp yürümeye başladım. Neden gelmiştim ki zaten buraya ? Aptallık bendeydi.

••••

Eve geleli 1 saat oldu ya da olmadı bilmiyorum. Tek bildiğim Hayat biraz daha gülmeye devam ederse bu ev ona mezar olacaktı. Geçen dakikalarin ardından odalarına geçtiğine dair kapı sesiyle gözyaşlarım sicim gibi akmaya başladı...

••••••••


YİNE BEGGNNNNNNNNNN NAPARSİNİZZZZZZ BÖLÜM COK KİSA OLDU AMMAAAA OLSUN BEGG BEGENİ VE VOTE VERMEYİ UNUTMAYİN BEN YEMEK YEMEYE UÇUYORUM MUAHHH💋💋💋

1987Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin