Şarkı ile dinleyin lütfen...
Altay, bunca zaman sonra keremi görmeyi beklemiyordu. Onu seviyordu, ona aşıktı, ona takıntılıydı. Ama kerem bunu hiçbir zaman bilmemişti.
-Geçmişten-
Halillere gitmek için hazırlanıyordu. Bugün onun doğum günüydü. Kerem hediye paketine baktı. Halil her ne kadar almaması gerektiğini söylese de kerem dinlememişti. Ailesinin hiçbir şey yapmayacağını bildiği için pasta bile yapmıştı.(satın Aldığı kekin üzerine mum dikmişti) zaten bu yaşta bundan daha iyisi olamazdı. Küçüklerdi . Daha 7 yaşındaydı kerem. Okuma yazmayı bile yeni öğrenmişti.
Üstüne giydiği mavi takıma bakmıştı kerem. Güzel olduğunu düşünüyordu. Nedenini bilmiyordu ama sürekli halile kendini beğendirmek istiyordu.
Kerem mutlu bir şekilde evinin karşısındaki kapıyı çalmıştı. Bir süre sonra halin anne ve babası kapıyı açmıştı ama amaçları keremde kapıyı açmak değildi. Biran önce bu evden gitmekti. İstenmeyen çocuktu Halil , mecburi çocuktu. Bu yüzden ailesi sürekli onu yalnız bırakır giderlerdi. Halil daha 11 yaşındaydı ama bu kimsenin umrunda değil. Küçük kerem hariç. Babası keremi görmeden yanlışlıkla ona çarparak ilerlemişti. Keremin elindeki pasta yere düşmüştü. Kerem dudaklarını büzerek ve kaşlarını çatarak ailesine bakmıştı.Keremin bu tavrını gören kadın eline para sıkıştırıp ordan hızlıca uzaklaşmıştı.
Kerem ağlama seslerini duyunca hemen halilin yanına gitmişti ama ağlayan Halil değildi.
Günümüz
Kerem sürekli olarak halilden kaçmaya çalışıyordu. Korkuyordu , güvenmiyordu. Kendince haklıydı. Ama onunda hatası vardı hiç halilin açısından bakmamıştı. Halil polisti, babasının yardımıyla yaşını büyütüp erken polis olmuştu. Kendince vicdanını temizliyordu
Barış ise aralarında en mutlu olandı. İsmaili görücekti. Kerem bu duruma gülümsemişti. En azından birimiz mutluyuz diye düşünüyordu. Ardaya baktı kerem, her zaman ciddi görmüştü onu gülümsediği çok nadir anlar vardı. Çocuğun bu kadar cana yakın olmamasına rağmen Kerem,ona karşı hep bir çekim hissediyordu. Sebebini asla anlamıyordu; aşka çok uzaktı, tıpkı arkadaşlığa olduğu gibi.
Hep beraber ismaillerin olduğu yöne doğru ilerliyorlardı. Kerem gördüğü süliet karşısında gerilmişti. Bu adamı tanıyordu. Gerçi tanımayan olduğunu sanmıyordu.
Keremin tanıdığı Altay Bayındır "oldukça zengin biriydi. Babasından kalan şirketi harika bir şekilde devralmış ve yönetmişti. Çoğu insan bunun imkansız olduğunu ve karanlık işlerle uğraştığını söylüyordu. Keremin korktuğu kısım ise tam olarak burada başlıyordu. Bunu söyleyen kimseye bir daha ulaşılamıyordu. Kerem Aktürkoğlu, Altay Bayındır'dan korkuyordu.
Altay hala şoktan çıkamamıştı bunu farkeden diğerleri (yunus,ferdi,İsmail) oldukça şaşırmıştı. Ferdi bile...
Altay yanlarına gelen çocuklar ile ayağa kalkmıştı. El sıkışmak için ilk olarak barışın oraya gitmişti. Anlamıştı sabahtan beri İsmail'in susmadan anlattığı çocuk olduğunu kısa bir el sıkışma ve selamlaşmanın ardından Altay ardaylada el sıkışmıştı içinden demek ferdinin işinde hata yapmasına sebep olan çocuk bu diye düşünmüştü
Sıra halile geldiğinde ikiside dahil herkes gerilmişti bir tarafta yer altının ve İstanbul'un gizli sahibi diğer tarafta ise oldukça güçlü bir polis vardı tabi Altay için onun polis olması pek birşey ifade etmiyordu onun gözünde sadece kerem ile olan alakası vardı
Baş selamının ardından Altay istediği yere gelmişti yakından ne kadar güzel diye düşünüyordu Altay. Keremin elini uzattığını fark edince el sıkışmak yerine sarılmıştı. Her ne kadar aralarında boy farkı olsada uzun olan küçüğün boynuna kafasını gömmüş ve derin derin nefesleri almaya başlamıştı.
Ortamın iyice gerildiğini fark eden ferdi ismaile kaş göz hareketleri ile barışı işaret etmişti. Anlayan İsmail barışın yanına gitmişti. Belinden tutulup çekilen barışın odağı kaymıştı
Ferdi ise Arda'nın yanına gidip yüzünü okşamıştı bunu isteyerek yapmamıştı. Bedenini kendi yönetmiyordu yaptığı esnada
Kerem kendisine sıkı sıkı sarılan Altay dan uzaklaşmak istiyordu. Ama bunu yapamıyordu. İçindeki o dürtü durması gerektiğini söylüyordu. Kerem ilk defa o dürtüyü dinlemedi ve korka korka uzaklaşmaya çalıştı.
Bunu fark eden Altay istemeyerek de olsa uzaklaşmıştı. Keremin o hariç heryere bakan kırmızı yüzünü görünce ise bırakmaya değdiğini düşünmüştü.Çünkü Altay Bayındır'a göre keremin en güzel hali utanmış haliydi
________________
Herkes içiyordu, hemde fazlasıyla.
Etrafına bakınan kerem, barış ve yunusun kafasının şimdiden kıyak olduğunu fark etmişti. Arda ise... O çok önceden gitmeye karar vermişti.
Ferdi ise onu bırakabileceğini söylemişti. Tabi bunu Altay bakarak söylemiştiAltta baktı kerem yanında iki kız vardı ama umrunda gibi durmuyordu . Takmıyor gibiydi Altay sadece kereme bakıyordu buda keremi daha fazla veriyordu. Ama Altay bunu pek umursamıyordu sadece ve sadece keremi izliyordu.
Takiii o cırtlak sesli kız koşarak Altay'ın kucağına atlayana kadar...
HELLO GENÇLER. Bence güzel bir bölüm oldu ama düşüncelerinizi merak ediyorum
Birde bölümler ne sıklıkla gelsin
Vote atmayı unutmayın emek var emek
HEPİNİZİ KOCAMAN ÖPÜYORUM, SEVİLİYORSUNUZ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
?ASLA-ASLA-DEME¿
RomanceBu bir Alker kitabıdır. Yazar değilim, büyük bir beklentiniz olmasın. Başladığım tarihi hatırlamıyorum. Altay Bayındır Kerem Aktürkoğluna zarar veriyordu. Ama ikiside bu zararın farkında olamayacak kadar aşk sarhoşuydu. İlk deneyim. Umarım güzel bir...