~Balım~

175 9 17
                                    

                             🪄🪄🪄

Kerem, çevresinde ona sarılı kollarla uyanmıştı. İlk başta Mavi gözlü adam sansa da tanıdık koku Altay olduğunu anlamasını sağlamıştı.

Uyandığındaki ilk dakikalarında sıkıca sarılı kollardan Altay'ı uyandırmadan kurtulmaya çalışsa da bu pek mümkün görünmüyordu.

Yavaş hareketlerle uyandırmadan kurtulmaktan vazgeçip sertçe Altay'ın kolunu itmişti. Altay ise hırlayarak "Yerinde dur balım"  demişti.

Kerem Aktürkoğlu, Altay'ın seslenişine karşın sinirle dolmuştu. Bu adam sakin sakin onun kollarında yatacağını mı sanıyordu. Olan biten her şey onun suçuydu.

Aktürkoğlu konuşmak yerine onu itmeye devam etmişti. Derin düşüncelere daldığı saatlerde kendini suçlamanın yanlış olduğuna, asıl suçlu olanın Altay olduğuna karar vermişti. Eğer ki o gün onu yanına almasaydı böyle bir durum yaşanmazdı.

"Ne kadar huysuzsun balım. Tamam çektim kolumu" demişti. Kerem sanki kaşları daha da çatılabilirmiş çatmış kollarından destek alarak oturmaya çalışmıştı.

Ayağa kalkıp dolabına doğru adım atan Altay "Günaydın faslını atladık. Gerçi sen böyle şeyleri pek sevmezsin. Yine günaydın balım." diyerek Keremi konuşturmaya çalışıyordu. Kerem'in konuşmak istemediğin farkında olmasına rağmen...

Kerem derin bir nefes aldı. Konuşmak istemiyordu. Farkında değilmiydi bu adam?! Diye iç geçiriyordu. Onunla tek Kelime dahi konuşmak istemiyordu.

Dolaptan çıkardığı tişörtü üstüne geçirirken "İkimiz tek olalım diye bugün herkese izin verdim. Anlaşılan kahvaltıyı beraber hazırlıyoruz bebeğim." Demişti.

Kerem bu adamın bir mal olduğu konusunda emindi. Bir an önce Barışının yanına gitmek istiyordu. Bu isteğini dile getirmekten bir an bile çekinmemişti.
"Barış nerede?" Demişti çatallayan sesiyle. Saatlerdir konuşmaması sesinin bu hale gelmesine sebep olmuştu.

Altay her saniye daha da sinirlendiğini hissediyordu. Elinden geldiğince Kerem'le vakit geçirip ona iyi davranmaya çalışıyordu. Yinede adamın ağzından çıkan ilk şey Barış oluyordu. Barışı öldürmek istiyordu. Kendisi yerine koyduğu herkesi öldürmek istiyordu.

Kerem'in sorusu duymamazlıktan gelerek "Sen çikolatalı pankeke bayılırsın. Çikolatalı pankek yaparız. Ama çok sağlıklı değil biliyorsun. O yüzden yanına omlet de yaparız. Ne dersin balım?" Demiş ve beklentili gözlerini Kerem'e çevirerek. Onunla konuşmasını istiyordu. Normal bir çift gibi yaşamak istiyordu. Değil normal, çift bile değilken hem de.
Bunlara rağmen Kerem'in ağzından çıkan tek şey "Barışı istiyorum." olmuştu.

Altay hiç de samimi olmayan bir şekilde gülümsemiş ve önüne dönmüştü. Kerem için kıyafet bakınıyordu. Aslında yan odada ona uygun kıyafetler vardı. Hepsini çook önceden hazırlatmıştı. Ama bebeğini kendi kıyafetleri içinde görmek istiyordu.

"Tabi sen önce duş almak istersin. Her sabah duş almazsan rahat hissetmediğini biliyorum." Demiş Kerem'in yanına doğru adımlamış ve onu kucağına almıştı.

"Sen duşta iken ben senin için kıyafetlerini hazırlarım balım. Şimdilik benden giyinmen gerekecek. Daha sonra alışverişe çıkarız" Konuşurken bir yandan banyoya adım atan adam suyu hazırlamak için kollarındaki adamı oturtmuş ve küvet ile ilgilenmeye başlamıştı.

Kerem Altay suyu hazırlarken daha fazla sus pus kalamayıp patlamıştı. Yeteri kadar bile dayandığını düşünüyordu. "Altay yeter! Ben de burdayım ve konuşuyorum. Beni görmemezlikten gelmeyi kes artık. Duş almak istemiyorum, Barışı istiyorum." Demişti sinirle soluyarak.

Kerem farkında değildi. Ama Altay hiç de sabırlı bir adam değildi. Ve kerem her barışı sorduğunda Altay, Barışı öldürmek isteyen iç sesine karşı büyük bir savaş veriyordu.

Keremin alnına alnını yaslamış keremin yumruklarını aldırmadan derin bir nefes almıştı. "Seni görmezden gelmek mümkün mü bebeğim benim. Duş almak istemiyorsan kahvaltı yaparız bizde balım. Senin sözlerin benim için emir niteliğinde"

"Hah. Emirmiş. Madem sözlerim emir niteliğinde be barışın yanına götür o zaman." diyen Keremi kucağına alan Altay "Bu kadar aç olduğunu bilmiyordum balım. Hızlıca senin için bir şeyler hazırlamalıyız. Daha fazla aç kalma" diyerek aşağı inmeye başlamıştı bile.

______

Altay kahvaltı hazırlarken Kerem elinden geldiğince ondan uzak durmuş ve kaçmak için planlar düşünmüştü. Lakin yürüyememesi hiç de iyi bir etken değildi. Dalmış düşüncelerinin içinden Altay'ın onu kucağına alması çıkarmıştı. Bir de bu vardı. Sürekli onu kucağına alıyor ve bunu çok normal birşeymiş gibi yapıyordu.

"Kahvaltı hazır balım. İstediğin başka birşey var mı?" diye konuşan hatta konuşmaya devam edecek olan Altay'ı kapı zilinin sesi bölmüştü

Bölümü kontrol etmeden atıyorum. İleriki bölümlerde Altay'ın ne derece psikopat olduğu görücez.

Bölümle ve kitapla ilgili fikirlerini bekliyor olacağım. Yıldızı parlatmayı unutmayın.

                              🪄🪄🪄

?ASLA-ASLA-DEME¿Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin