?ASLA-ASLA-DEME¿

~Grininoğlu~

Lütfen sondaki açıklamayı okuyun.

Şarkı ile birlikte zevkli okumalar dilerim.

🪄🪄🪄

Altay Bayındır, kanlı gömleğinin kollarını sıvadı. Rahatlamışlık hissini iliklerine kadar hissediyordu. Çığlıkların güzelliği, aklından bir an bile olsun çıkmıyordu.

Yinede güzelini özlemişti. Onsuz geçirdiği her anın cehenneme her saniyenin asırlara bedel olduğunu söylesersek hiç de abartmış olmazdık.

O Altay Bayındır'dı. Güçlüydü. Ama bebeği olmadan bir hiçti...

Siyahların hakim olduğu odasına girdiğinde yatağında uyuyan adam hariç hiçbir şey dikkatini çekmemişti. Ne milyon dolarlık tablolar ne de bir o kadar eşsiz görünen eşyalar. Hiçbiri umrunda değildi adamın...

Uyuyan meleğine bir bakış atıp banyoya duş almak için girdi. Güzel bir duşun ardından meleğine sarılarak uyumayı planlıyordu.

_______________

Yunus Akgün, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde yazılım okuyordu. Küçüklüğünden beri bilgisayarlara, teknolojiye ilgi duyan genç adam abisinin de desteği ile en iyi eğitimi almıştı. Her türlü kursa gitmiş, kendine ait yazılımlar geliştirmiştir.

Yunus Akgün, harika bir yazılımcı yada bir diğer deyişle hackerdı. Şuana kadar erişemediği hiçbir bilgi olmamıştı. Ta ki Halil Dervişoğlu'na kadar...

O gece orada olacak kişileri ve özellikle Barış Alper ile arkadaşlarını abisinin ricası(!) ile araştırıyordu. Herkes ile ilgili yeterli, içine sinen bilgiler bulsada Dervişoğlu'nun bilgileri ona hiç normal gelmiyordu.

O adamın geçmişine dair hiçbir iz bulamıyordu. Yazılan biyografilerin sahteliği 5000km öteden bile belli oluyordu. Yunus Akgün ilk defa istediği bilgiye erişemiyordu. Bu ise onun hırs yapmasında ki yolda büyük rol oynuyordu

Ama hırsının önüne geçen bir duygu varsa o da kesinlikle meraktı. Dervişoğlu'nun kim olduğuna dair büyük bir merak. Belki de kuşku...

Taa o an aklına koymuştu. O adamı araştırıcaktı. Kim olduğunu öğrenicekti. İçindeki o büyük hissi haksız çıkaracaktı.

Nedenini daha kendiside çözememişti ama Dervişoğlu ona büyük ölçü de gri'yi çağrıştırıyordu. Sırf bu yüzden gri bir takım giymek istemişti o gün. Ama öyle bir şanstır ki(!) Dervişoğlu ile pişti olmuştu. Bu durumdan doğan sohbetleri ise tam da yunusun istediği gibi ilerlemiş, harika bir geceyle son bulmuştu.

Herşey planlıydı.  Hazırladığı, 'grininoğlu' ismini verdiği panoya yeni bilgiler eklemek için herşey hazırdı.

Takırında gitmeyen tek şey Halil'in baskın olma isteğiydi. Halbuki o geceden sonra olacak herşeyi, ilk 10 günü saniyesi saniyesine hesaplamıştı Genç adam. Ama ters gitmişti. Yine de bu Yunus için sorun teşkil etmemişti. Oyununa devam etmiş geçtikleri 12 gün içinde Dervişoğlu'na dair herşeyi öğrenmişti.

Kısa oldu ama hemen sonraki bölüm Yunus'un öğrendikleri olucak.

Yine de belirtmek isterim ki yaptığınız yorumlar ve attığınız vote'ler bana moral olmakta. Moralim yada daha doğrusu hevesim olmadan yazmak pek içimden gelmiyor. Lütfen fikirlerinizi belirtin. Bu benim için oldukça önemli.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere