Asıl Başlangıç

180 12 12
                                    

Sizden ricam bölüm sonundaki yazar kısmını okuyun. Bir sonraki bölüm ona bağlı çünkü

Keyifli okumalar

🪄🪄🪄


Altay, kahvaltıyı hazırlarken İsmail'e yazmış ve Barış'ı getirmesini istemişti. Kerem'i üzgün surat ile görmek onun için intihara bedeldi. Her ne kadar istemese de Kerem'in yaşadığı süreci atlatması için Barış'a ihtiyacı vardı. Altay, bunun bilincindeydi.

Kerem'i sandalyeye oturtup kapıya doğru adımlarken onların samimi arkadaş hatta kardeş olduklarına dair sözcükleri kafasından çıkarmıyordu. Eğer sakin kalamazsa hiç iyi şeyler olmazdı.

Hemde hiç iyi şeyler...

Kapıyı açar açmaz çocuk içeri fırlamış  "Kerem!" diye bağırmıştı. Altay bu duruma şaşırıp sinirlense de Barış'ın arkasından eklediği sözler ile bir nebze de olsa sakinleşmişti.

"Nerdesin be kardeşim sen?"

Onlar derin bir sohbetin başlangıcını yaparken İsmail Altay'a omuz atıp içeri doğru bir adım atmış ve

"Verdiğin işler tamam patron."

diyerek elindeki belgeleri ona uzatmıştı.İçeri girmek yerine kapıyı kapatmış, korumaların yanında ki yerini almıştı.

Altay saniyeler içinde ikinci şokunu yaşamıştı. Genç adam, her ne kadar tüm çalışanlarıyla arasında ki mesafeyi koruyan bir kişi olsa da İsmail hiçbir zaman onlardan olmamıştı. İlk defa da Altay'ın işini  yapmıyordu.

Bu tavırlarının saçmalığını anlamlandıramamıştı Altay Bayındır. Ama şuan umursaması gereken daha önemli mevzusu vardı. Bu konuyu aklına yazıp içeriye doğru yöneldi.

Barış Altay kapıyı açar açmaz içeri fırlamış, Kerem'in yanına varmıştı. Dolu gözlerle ona bakan kardeşine sıkıca sarılmıştı. Kardeşine iyi olup olmadığına dair birkaç soru sıraladığı sırada Altay da içeri girmiş gözlerini onların üzerine dikmişti. Barış her ne kadar üstlerinde ki gözlerden rahatsız olsa da Kerem şuan için daha öncelikliydi.

Altay'ın İsmail'e attığı mesajın ardından İsmail Barış'a olan bitenin herşeyi anlatmış ardından da onu Altay'ın evine getirmişti. Barış ne olduğu anlamasa da İsmail de bir sorun olduğunu düşünmüş ve yol boyunca onu sıkıştırmıştı. Lakin bir cevap alacağı esnada eve vardıkları  için İsmail susmak durumunda kalmıştı.

"Kahvaltını yap da gidelim buradan" demişti Kerem'e Barış. Her ne kadar Kerem'e diyor olsa da gözleri Altay'ın üzerindeydi. Bu adamdan hiç haz etmiyordu. "Aç değilim ki ben Barış. Hem acıkırsam dışarda yeriz, gidelim lütfen" demişti Kerem. Her zaman ki dudaklarını büzmüştü.* Barış Kerem'in dedikleriyle Altay'dan  bir an bile gözünü çekmeden önce kaşıntı kaldırmış ardından ise çatabileceği kadar çatmıştı.

Bu adam Kerem'e birşey mi yapmıştı? Eğer ki kardeşine zarar vermişse Barış sakin kalamazdı. Bu onun doğasına haykırıydı.(harbici öyle hxoofsphdogd)

Altay Bayındır elinden geldiğince sakin kalmak için çabalıyordu. Ne var ki bu pek mümkün durmuyordu. Kerem'e travma yaratmak istemiyordu. Ondan, sevdiği ve aile bireyi olarak gördüğü birini almak istemiyordu. Evet mantıklı tarafı bunu söylüyordu. Ama o hasta bir adamdı. Hasta bir adamda ne kadar mantık arayabilirdik ki?¿

Altay Bayındır

İçimde ki çatışmayı bir ben bilebilirdim. Bir yanım sakin olmamı haykırırken diğer yanım olan biteni yüzüme vuruyordu. Ama eğer şuan ki durumuma dair bir şeyden mutlu olmam gerekiyorsa o da kesinlikle Onun uyanık olmaması olabilirdi.

?ASLA-ASLA-DEME¿Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin