Not: İlk iki bölüm üçüncü ağız diğer bölümler birinci ağız yazılmıştır.
################
Ortamda yankılanan topuklu ayakkabı sesleri herkesi susturmuştu adeta. Kimse konuşmuyordu. Çünkü beklenen kişi gelmisti. Kimsenin bilmediği, avukat diyerek kendini tanıtan ve adaleti kendi çapında arayan kisi. Üzerinde siyah kumaştan sade bir takım vardı. Siyah stilettoları bu kombine eşlik ederken parlayan siyah saçları buna uyum gösteriyordu, siyah gözler ile soğuk bakışlar atan kadına.Elleri cebinde yürürken etraftaki adamlarını umursamıyordu bile. Çünkü birazdan göreceği kisi damarına yeterince basmıştı. Dokuz yaşında bir kıza el süren bu manyağı polislerden önce bulup getirtmisti. Polisler yakalarsa ne olacağı belliydi. Sadece 18 yıl hapis. Belki de hapis bile olmayacaktı. Takım elbise indirimi, onunda rızası var demesi, itiraz etmedi demesi ile tutuksuz yargıya kadar giderdi bu. Bu adam salınırsa aynısını yeniden yapacaktı. Her zaman öyle olmamış mıydı zaten? Bu insanlar asla iflah olmazdı.
Kapının önünde duran adamlarından biri kapıyı açarken soğuk bakışlı kadın içeriye attı adımlarını. Odanın ortasında eli kolu bağlı, sandalyede oturup korku dolu gözlerle etrafı süzen adama baktı. İçinden gecirdi istemsizce. "Kim bilir o kızı ne kadar korkuttu. Şimdi de o mu korkuyor cidden?" diye geçirdi. Sonra adamın biraz önünde durdu. Adamın bakışları soğuk bakan kadına dönerken yutkundu. Ve birden bağırarak konuşmaya başladı.
"Burası neresi!? Benim burada ne işim var!? Polise vericem sizi!"
Duymaya alışık olduğu cümleler ile derin bir nefes aldı soğuk bakışlı kadın. Arkasındaki adamına bir el işareti yaptı. Adam elindeki tepsi ile yanına gelirken tepside ki muştayı eline aldı. Eline geçirirken, adamın o esnada dediği boş cümlelerini duymuyordu. Sonrasında üzerindeki ceketini çıkarıp adamına verdi ve siyah gömleğinin kollarını kıvırdı. Adama dönmesi ile adam birden susmuştu. Soğuk bakışlı kadın konuşmaya başladı.
"Senin gibilerin çoğunun cezasını ben kestim. Suçlarını biliyorum. Suçlarını sen de biliyorsun. Şimdi karşıma geçip ahkam kesme. Seni de diğerleri gibi işini halledip bir yolun kenarına atacağım. Sizin gibi köpeklere bu yakışıyor."
İdam hiçbir zaman doğru bir çözüm değildi evet. Hiçbir insan ölmeyi elbet istemezdi. Hatta öldürmek onlar için bir kısa yoldu. Bu şeyler ile daha uğraşmayacaklardı çünkü. Ama soğuk bakışlı kadın bu şeyleri tamamen yok sayıyordu. Onun için yanarak, boğularak ya da yavaşça öldüren her sey acı vericiydi diğer insanlara. Çünkü bunu hak ediyorlardı.
Adamına bir baş işareti verdi. Adamı hemen saldalyede olan adamın ağzını bir bezle bağlarken soğuk bakışlı kadın ona yaklastı. Bu gece uzun geçecekti.
-------------------------
Elini siyah mendiline silerek koridorda odasına doğru yürüyordu. İşini en sonunda halletmisti. O esnada yanında sağ kolu belirdi. Ona bakmadan odasına girerken geniş olan odasında cam kenarının önüne sıkıştırılmış masasına yol aldı ve yavasça sandalyesine oturdu. Sağ kolu ise odadaki mini bara gitmiş ve Italyan şarabı olan Manieri Nero ile boş, temiz bir kadeh alarak gelmisti soğuk bakışlı kadının yanına. Kadehin yarısına kadar şarap doldururken kadın uzanarak kadehi alıp hafif sallayarak ağzına götürerek bir yudum almıştı.
"O kızın bütün masrafları için bir çek yazın. Ve ailesine her ay maddi destek verin. Bunun yanında iyi haberide üzeri örtülü bir şekilde verin. Kızın okuma bursunu ve her şeyini de benim karşılayacağımı iletin."
Sağ kolu başını sallayarak odadan çıkarken o koltuğunda geriye yaslanmıştı ve camın iceriye yansıyan ay ışığına bakmıştı. Hafif doğruldu ve çekmecesini açtı. Vintage sigara tutucusunu, sigarasını ve çakmağını çıkardı. Sigarasını tutucuya yerlestirip ucunu yaktı ve ağzına yaklaştırdı. O esnada masanın diğer ucundaki küllüğe uzandı ve onu da önüne çekti. Sigarasını içip arada şarabından yudum alırken önündeki evraklara bakıyordu. O esnada odayı telefon melodisi yankılanırken başını telefonuna çevirdi ve eline aldı. Arayan yabancı numaraya bakarken gecenin bu saatinde hangi manyağın aradığını merak ederek açarak hoparlöre aldı. Bir yandan evraklara bakıyordu. Ilk karşı tarafın konuşmasını bekliyordu bir yandan.
"Asena Doruk ile mi görüşüyorum?"
Kalın erkek sesi odada yankılanırken o ise belgelerine dikkat veriyordu. Bir yandan da cevap vermeliyim diye kendine hatırlatırken boğazını hafifce temizledi.
"Buyrun benim. Beni ne için gecenin bu saatinde rahatsız etmistiniz?"
Kibar olmaya çalışsada aradan lafı dayanamayarak sokmuştu Asena. O esnada telefondan biraz cızırtı sesi gelirken sonrasında o ses tekrar odada yankı yaptı.
"Doğrusu bunu sizin gibi birinden beklemiyordum. Sonuçta siz Gece Azrailisiniz değil mi?"
Duyduğu lakap ile kağıtlarla ilgilenen eli durmuştu. Kaşlarını çattı. Kendi hattına ulaşılması zordu. Bu hattı sadece yakınları biliyordu çünkü. Ah ama bunu takmayacaktı. Soğuk kanlılığını koruyarak sigarasından derin bir nefes aldı.
"Her halde sizin de Azrailiniz olmamı istiyorsunuz. Onun için aradıysanız randevularımın tamamı dolu. Başka zamana."
"Ah bekleyin lüften. Bunun için aramadım. Sadece iş yapmak için aradım."
Duydukları ile kaşları daha da çatılırken sandalyesinde geriye yaslandı ve ağzındaki dumanı havaya bıraktı.
"Bunun içinde randevu almalısınız bayım. Lütfen daha fa-"
"Polis teşkilatından birine böyle davranmayın lütfen."
Dediği şey ile iç çekerken biten sigarasını küllüğe bastırarak söndürdü ve geri yerine yaslandı. Alışmıştı bu şeylere.
"Lütfen dava kağıtlarını şirketime gönderin. Iyi gi-"
O esnada tekrar sözünün kesilmesi ile tavana bakarak sabır diledi kadın.
"Biz davadan bahsetmiyoruz. Biliyoruz ki siz de polis ile yarı iş birliği içindesiniz. Sizden tam tersi yardım istiyoruz."
Duydukları ile işler daha da ilginç bir hal alirken telefonuna bakmaya başladı. Ajandasina uzandı ve bakmaya başladı.
"Yarın körfezde ki rıhtıma gelin. Ve dava dosyalarını getirin. Orada konuşalım."
Diyerek telefonu kapattı. Yarın geç uyanamayacağını anlarken sandalyesindeyken gözlerini kapadı. Cidden bazen sonsuz uykuya girmeyi aklından geçirmiyor değildi.
************
Üzerindeki zümrüt yeşili ceketini düzeltip kulağına halka küpelerini takarak odasından çikti. Aşağıya hızla inerken kapıya yol aldı. Açarak dışarı çıkarken onu bekleyen arabaya yol alarak bindi. Sağ kolu olan Zafer arabayı çalıştırarak sürerken o ön koltukta iyice yayılmış esniyordu.
"Emekliliğimi iple çekiyorum. Emekli olup köye yerleşicem. Yeter."
Zafer duymaya alışık olduğu bu cümlelere yarım ağız gülerken Asena ona yandan bir bakış atıp önüne döndü. Zafer kardeşi gibiydi bir nevi. Aile evinden onunla birlikte kaçmış ve Asena'ya yardım etmisti. Ki hala ediyordu. Bu durumdan pişman değildi.
Asena yolu donukca izlerken araba otuz dakika içinde körfeze gelerek yavaşça durdu. Görünürde bir araba varken Asena ve Zafer güvenliği önceden almıştı kendilerince zaten. Asena yavaşça arabadan inip üzerini düzeltirken, Zafer yanına gelerek yürümeye başladılar. Bakalım onları ne bekliyordu.
------------
Asena Doruk - Avukat - Mafya
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçekçi Kaçak
General Fiction{Her şeyin farkındaydı. Gerçeklerin bile...} ---------- Gerçek ailem kitabıdır. BxB içermektedir. Homofobikler giremez. Erkek Versiyon. Tüm haklar Toprak'ın klavye tuşları arasında saklıdır.