Bölüm 5: Bu Kadar Erken Mi Öğrenildi Gerçekler?

571 54 17
                                    

Normalde hiçbir kitabıma bu kadar bölüm atmam. Mesela bir kitabıma ayda bir yb atıyorum. Ama bu kitapta yazdıkça yazasım geliyor nedense mfkfkfmfm
--------------------------

Üç kişi aynı birbirlerini gösteren Örümcek Adam'lar gibi duruyorduk. Bu sessizliği annemin boğaz temizleme sesi bozdu. İrkildim istemsizce ve gülümseyerek annemin yanına geçtim hemen. Annem elini uzatıp saçlarımı karıştırırken somurtmaya başladım.

"Ya anne şık ol dedin, olunca da bozdun ama!"

"Sen de çok şık olmuşsun beyefendi."

Göz devirerek önüme döndüm. Bu iki adam hala garipçe bana bakarken ben sıcak bir şekilde gülümsedim. Tabii bu öyle bir sıcak gülümseme değildi. Soğukluğu da hissettiriyordu.

"Merhaba. Siz Tuğkan bey olmalısın. Siz de?.."

Bunu diğer uzun adama bakarak sormuştum. Adam transtan çıktı ve boğazını temizledi. Ciddi haline bürünerek elini bana doğru uzattı. Eline bakarken sert ve soğuk sesi ile.

"Bora Dinçer."

Bir eline birde ona baktım. Sonra elimi uzatıp onun elini hafifçe sıktım.

"Toprak Doruk. Memnun oldum efendim."

Elimi çekip Tuğkan bey ile de el sıkıştım. Tuğkan bey, Bora beyin aksine daha sıcak kanlıydı.

"Yemeğe geçelim ve konularımızı orada konuşalım."

Annemin dediği şey ile yemek masasına geçtik. Annem başa otururken sağ tarafa ben oturdum. Sol tarafada Bora bey ve Tuğkan bey oturmuştu. Zafer abide yanıma otururken yardımcı ablalar servise başlamıştı. Annemler iş hakkında konuşurken ben yemek yiyordum. Açım aç ne edem iş sohbetini.

Ben yemeğe fazlasıyla odaklanmışken adımı duymam ile başımı kaldırdım.

"Güvenliği de Toprak sağlıyor evet."

"Cidden onca işin başında tek kişi mi varmış?"

Bunu soran kişi Tuğkan beydi. Ona baktım ağzımda olan yemekle. Lokmalarımı yuttum ve soğuk halime büründüm.

"Öyle denmez. Elbette küçük bir ekibim var. İşin çoğunu ben yapsam da onların da emeği büyük."

"Konusu açılmışken sanırım güvenlik sistemini bakıma almışsınız. Asistanım söyledi bana da."

Hafif gerilsemde annemin onca zaman verdiği eğitimler sağ olsun artık yalan söylemekte ustaydım neredeyse. Bu işlerde mimikler ve tepkiler önemliydi çünkü. Aynı yüz ifadem ile devam ederken samimi durmak için gülümsedim hafifçe.

"Ah evet. Biliyorsunuz ki her saniye ve her dakika yeni tehditler çıkıyor. Bu tehditleri sisteme haber vermemiz gerekiyor ki şirket verilerine bir şey olmasın."

"Ama genelde bu bakımlar otuz günde bir yapılırdı. Şimdi ne değişti?"

Bunu soran kişi Bora beydi. Bana soğukça bakıyordu. Zekisin Bora ama ben senden de zekiyim.

"Son zamanlarda yeni iki adet şey çıktı. Biri virüs, biride trojen. Ve çoğu şirkete bununla saldırıyorlar. Önlemimizi elbette almalıydık. Saldırıldıktan sonra bir önemi kalmıyor bunca uğraşın sonuçta."

Bakışlarım anneme dönerken bana gurur duyan gözlerle bakıyordu. Ona hafifçe gülümsedim ve masadaki peçeteyi alarak ağzımı sildim.

"İznin ile kalkıyorum anne. Bizimkiler ile bir toplantım varda. Onu halletmem gerekiyor."

"Tabii ki."

Başımı sallayarak ayağa kalktım ve herkese baktım.

"Affiyet olsun herkese."

Gerçekçi KaçakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin