Bölüm 2: Dahil Olma Meselesi

952 54 8
                                    

İkili arabaya doğru yol alırken arabada her kim varsa bunu fark etmiş olacak ki kapıyı açmıştı. Yavaşça arabadan çıkan kumral, yeşil gözlü adam, umursamaz sert tavrı ile ona bakan kadına baktı. Kadın dururken koruması olarak düşündüğü adam da iki adım gerisinde durmuştu. Adam eğilip koltukta duran dosyaları aldi. Sonrasında doğruldu ve arabanın kapısını kapatarak kadına yol aldı. Birkaç adım önünde durdu ve ona baktı sert bir şekilde.

"Başkomiser Alper Ağır."

Kadın sadece başını sallamak ile yetindi. Adam kadını az çok bildiğinden tepki vermedi ve direkt dosyayı ona uzattı. Kadın bir şey demeden dosyayı alıp bakmaya başladı. İlk sayfada önceden işini bitirdiği bir kadının resmi vardı. Kadın şirketler arası ajancılık yapıyordu. Bilgiler hafif olsa umursamazdı ama olay ciddiyidi. Kadın karşı tarafın yeni doğan bebeğini bile kaçırmıştı. Yeni doğan bir bebeği. Her şeyi de o an anlamış ve o kadının fişini çekmişti. Sanırım yakalanmıştı. Ama anlamamış gibi yapacaktı. Başını kaldırıp soğukça adama baktı.

"Ne yapmamı istiyorsunuz?"

"Endamınızı ve adınızı fazlasıyla duydum Asena hanım. O kurtardığınız bebek. Şu an fazlasıyla tehlikede."

"Sadede mi gelseniz Alper bey."

İç çekti Başkomiser. Bunu o kadından istemek elbette istemiyordu. Ama müdürü bunu yapmasını istemişti. Tekrardan o kadına baktı. Kadın ise hala soğukça ona bakıyordu.

"Kurtardığınız bebeğin ailesi ile ilgili birkaç sorun çıktı."

Kadın anında kaşlarını çattı. Ne gibi sorunlar çıkmış olabilirdi ki? O aile tanınmış en iyi mafya ailelerinden biriydi. Hatta birkaç kez ortak iş bile yapmışlardı. O kadının fişini çekmekte bunlardan biriydi elbet.

"Tek sorun o değil. Aile başı olan Pamir Keskin ve eşi Dilara Keskin'in cesedini bir fabrikada bulduk. Diğer altı çocuğu ise ortalıkta yok."

Duydukları ile sinir bedenini ele geçirirken dişlerini istemsizce sıktı. Sakin olmak için kendini sıkıyordu.

"Ya bebek?"

Başkomiser beklediği bu soru ile arabaya geri yol aldı. Arka tarafın kapısını açtı. Onu merakla izleyen iki kişiyi umursamamaya çalışarak kundağa sarılmış maviler içindeki bebeği kucağına aldı. Bebek mışıl mışıl uyuyordu. Yavaşça kadının önüne geldi. Kadın anlamayarak bir bebeğe bir adama bakıyordu.

"Normalde bunu istemiyorum ben de ama müdürümüz Asena'ya selamımı ilet o anlar dedi. Bebek o kadın ölse de diğer adamlar tarafından biliniyor ve aranıyor. Elbet diyorsun Pamir ve Dilara öldü neden aranıyor. Bu bebek Keskin ailesi için çok değerli. Pamir beyin babası ve Dilara hanımın babasını da hedefliyorlar. Onlar ortalıkta olsa bebeği onlara teslim edeceğim. Ama hepsi toz olmuş gibi adeta. Bebeği yetimhaneye bırakırsakda olmaz. Cidden korumasız. Ya-"

"Baya iyi saçmaladın."

Sözü kesilen başkomiser durup kadına baktı. Kadın sıkıntı ile derin bir nefes aldı. Bu durum daha da çıkmaza giriyordu. Ve işin ucunda bir bebeğin hayatıda vardı. Ama sorun şuydu. Onunda fazlasıyla düşmanı vardı. Kendini zar zor korurken bir bebeği mi koruyacaktı şimdi?

"Bak Komiser bey. Her ne kadar onu arayanlar tehlikeli olsada ben de tehlikenin ta kendisiyim. Müdürünüz cidden neden beni söyledi anlamıyorum. Bir bebeğin canı söz konusu. Benimle daha da tehlikede olacak."

Adam derin bir nefes aldı. Cidden şu an fazlasıyla acı çekiyordu bu adam ama yapacak bir şey yoktu.

"Bunu ben de söyledim. Ama müdür bey tehlikeyi en iyi tehlike karşı gelir dedi."

Kadın delirmek üzereydi adeta. O müdüre bozuntusu cidden sinirini bozuyordu. Ve istemesede kabul etmeliydi. Çünkü o müdür denen adama fazlasıyla can borcu vardı.

"Pekala..."

Kadın bebeği adamın kolları arasından aldı. Bebeğe baktı. Bebek sessizce uyuyordu. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Bu duruma içi gidiyordu adeta. Bebekten bakışlarını çekip Başkomisere baktı.

"Belgeleri bana da yollayın. Arama işine ben de gireceğim. Ama haberiniz olsun ailesini bulduğum an onlara teslim ederim."

--------------

Evindeki çalışma odasında sessizce oturuyordu. Birde bu eksikti cidden. O ne anlardı bebek bakmaktan? Ailesi bile ona doğru dürüst bakmamışken o mu bakacaktı bu küçük varlığa. Ne anlardı ki o bebek bakmaktan.

Küçük bebek onun odasında sessizce uyuyordu. O ise çalışma odasında bilmem kaçıncı sigarasını içerken kendini içkiye vermişti bile. Sinirle elini masaya vurdu. Bu durumu düşündükçe daha da dibe batıyordu. Kafasını geriye atıp gözlerini kapadı. O esnada kapı tıklandı. Sessizce gel derken kapı açılıp kapandı. Kimin geldiğini elbette biliyordu.

"Bebek için bir oda yaptırın. Ve bir bakıcı tutun. Diğer altı çocuğun ve o bunakların en son nerede göründüğünü bulun bana. Son olarak bebek benim oğlum olarak bilinecek. Ona karışanın belasını sikeceğimi belli edeceğini düşünüyorum. Eğer biri babasını, ne zaman doğurdu falan derse de o diyenlerin fişini çek."

"Sen ciddisin bu konuda yani?"

"Evet ciddiyim Zafer. Sorgulama beni. O bebeği öldürmek isteyen elbet olacak. Ve bu saçma işlerden ötürü bir bebeği gerçek bir melek etmek istemiyorum. Birde neden dosyalarda bebeğin adı yok."

"Bebek doğar doğmaz kaçırılmış da ondan. Biz teslim ettiğimizde ise Keskin ailesi ortalıkta yokmuş. Yani yavrucağa bir isim bile verememişler."

Eli ile suratını sıvazladı. Asena cidden tek takılmayı seven evlenmek istemeyen ve sevgilisin s'sine bile sinir olan biriydi adeta. Bundan ötürü bu işlerden hiç anlamıyordu. Bir çocuğunun olması ve ona bir ad koymak? Ah cidden hiç Asena'lık değildi. İç çekti. Aklına maziler gelirken aklında kalan o ismi söyledi.

"Toprak Doruk olacak. Benim oğlum olacak."

------------------

Gerçekçi KaçakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin