Gözlerimi ard arda sıkılan silah seslerine açarken hemen doğruldum. Kaşlarımı çattım. Ne olduğunu anlayamazken yataktan çıktım. O esnada camımın büyük bir gürültü ile parçalanması bir oldu. Gözlerim anında büyüdü. Uykumdan tam uyanmıştım cidden.
"Sıçtık Cafo."
Telefonumu alıp cebime atarken hızla odadan çıktım. Benim çıkmam ile diğerleri de çıkmıştı odalarından. Güneş hızla yanıma gelip beni kendine çekti. Hasar kontrol yaparken Tuğkan söze girdi.
"Abim siz üçünüz hemen Bora abimin odasına gidin."
Ben tam laf edecekken Güneş bileğimden tuttu ve yürümeye başladık. Hızla yukarı çıkarken Bora, Melih ve Selim ile karşılaştık. Üçüde bize bakarken Bora hemen odasının kapısını açtı.
"Biz aşağıda olacağız."
Ben gene tam bir şey diyecekken içeriye girdik. İçeriye girmem ile saklanmayacağımızı anladım. Gördüğüm silahlarla gözlerim büyürken diğerlerine baktım. Selim bu halime gülmüştü.
"Seni saklasak daha tehlikeli işler yaparsın sen. Ondan ötürü al bir silah. Silah eğitimin olduğunu annenden ötürü biliyoruz. Her neyse, camlardan saldırıcaz. Ama yanınıza yakın mesafe için de bir şey alın."
Diyerek Güneş, uzun namlulu bir silah ve bir piston aldı. Ben de aynısını yaparken. Deniz de aynılarını aldı. Ek olarak bıçaklardan da aldı. Sonrada odanın camına yol aldık. Camdan bakarken ortam berbat haldeydi. Evin kapısının önünde beş büyük jip vardı. Küfür ederken hemen silah pozisyonuna geçtim.
"Küçük mafya harbi iyiymiş. Nasılda pozisyon aldı."
Diyerek Deniz de yanımda pozisyon aldı. Dediğine göz devirdim. Elbette annemden ötürü olduğumuz evlerin çoğuna silahlı saldırı yapılmıştı. Silah eğitimim elbette vardı. Ondan ötürü artık korkma, şaşırma gibi duyguları fazla yaşayamıyordum. Bunun yerine direkt saldırı pozisyona geçiyordum. Ateş yietmeye başlarken öldürmek yerine sadece yaralıyordum.
"Nişanda fena değilsin cidden."
Güneş'in dediğine yarım ağız gülerken biten mermilerim ile silahı kenara attım. Pistole geçerken uzaktan zorda olsa vurmaya başladım. Dikkatlice vururken en sonunda silah sesleri azalarak kesilmişti. Rahat bir nefes verirken geriye çekilip yere oturdum. Silahı elimden bırakarak yanıma koydum.
"Çerezlikti."
Dediğime Deniz gülerken, Güneş yanıma gelip oturdu ve tekrardan beni incelemeye başladı. O esnada aşağıda ki sesleri dinliyordum. Çatışma bitsede nedense fazlasıyla bağırıyorlardı.
"ADAM İÇERİ GİRDİ. ÇOCUKLAR TEHLİKEDE."
Tek anladığım cümle bu olurken kaşlarımı çattım o esnada odanın kapısı büyük bir gürültü ile açıldı. Yüzü gözü kan içinde olan, siyah saçlı bir adam bize silah doğrulturken birden Güneş beni kendine çekip Deniz'de önüme geçti. Ben daha ne olduğunu anlamazken iki el ateş sesi duyuldu. Biri o adamı vuran kurşun biride Deniz'i yere düşüren kurşunun sesi...
Şaşkınca yerdeki Deniz'e bakarken hızla Güneş'ten kurtulup onun yanına gittim. Karın boşluğundan kan gelirken soğuk kanlılığımı koruyarak üzerimde ki tişörtü çıkarıp karnına sertçe bastırarak tampon yapmaya başladım.
"Ula v-velede bak sen. B-Birde endişeleniyor abisi için."
O esnada öksürürken başımı ona çevirip baktım. Böyle durumlarda soğuk kanlı kalmayı öğrenmiştim çoktan. Ondan dediğine sırıttım ve başını hafif kaldırıp dizlerimin üzerine koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçekçi Kaçak
Ficción General{Her şeyin farkındaydı. Gerçeklerin bile...} ---------- Gerçek ailem kitabıdır. BxB içermektedir. Homofobikler giremez. Erkek Versiyon. Tüm haklar Toprak'ın klavye tuşları arasında saklıdır.