Gerçekçi Kaçak

Bölüm 4: Peşinde Koşulan Gerçekler

"Olan şeye bak. Cidden saçmalığın daniskası."

Annem ellerini çenesinin altında birleştirmiş otururken ben de karşısında ki koltukta oturuyordum. Şu an salonda bu olanları tartışıyorduk. Annem olanlara anlam vermeye çalışıyordu. Ben ise hala bu şeyi sorguluyordum.

"Onca zaman sonra neden şimdi? Ve neden bize yardım etti? Bu olanları, seni nereden biliyor?"

"Keşke ben de bilsem. Onu bulmaya çalıştım ama sanal bir makinadan bağlanıp IP'sini değiştirmiş. Bulunmamak için elinden geleni yapmış cidden."

Zafer abi o esnada elinde bir dosya ile geldi. Dosyayı anneme uzatıp onun yanına oturdu. Annem dosyaya baktı ilk sonrada kapağını açtı.

"Avukatlık bürosunun ortağı olmadığından geriye teknoloji şirketimiz kalıyor. Onun ortakları ise beş kişi. Üçü zaten elli yaş üstü olduğundan onları eliyoruz. Geriye iki kişi kalıyor ve ikisi de aynı yaşta. Biri Agah Demir diğeri ise Tuğkan Dinçer. Onlarında bildiğim kadarıyla kardeşleri bilinmiyor."

"O halde biliriz."

Ayağa kalktım ve ikisine baktım. İkisi anlamayarak bana bakıyordu.

"Kardeşlerini saklasalarda bilgileri bulabilirim. İki şirketinde güvenlik duvarına girme yetkim var."

"Hayır yok."

Bunu diyen anneme sırıtarak baktım. Ah ah anne olanları bilsen. Bu oğlun asla uslu durmuyor çünkü. (Arada gizli gizli girip iş yapmayanlarının bilgisayarını hacklayıp onlara ceza veriyor olabilirim belki.)

"Var anne. Merak etme. İki şirkette teknolojik yardımı bizden alıyor. Eğer sistem çalışması var dersem girmem fazlasıyla basit olur."

"Ya anlarlarsa?"

Bunu soran Zafer abiye bakıp iç çektim.

"Anlayacaklarını sanmam. Zaten aylık olarak uygulamaları bakıma alıyoruz. Sorun olmayacaktır."

Merdivenlere yöneldim. Annemin arkamdan onaylamayan seslerini duysam da Zafer abi bir şey dememişti. Hızlıca merdivenlerden çıktım ve odama girdim. Bilgisayar başına geçip oturdum. Pekala birazcık yasal olmayan şeyler vakti.

İki şirket için de sistem bakımı olacağına dair e-posta attım. İki şirkettende otuz dakika içinde geri dönüş gelirken hemen işe koyuldum. İlk olarak Agah Demir'in şirketine girmiştim. Telefon interneti şirkete bağlıydı. Bingo. Buradan sızarak telefonuna erişebilirdim. Telefonu muhtemelen Iphone idi. Güvenlik duvarı beni fazlasıyla zorlayacaktı. Ama halledebilirdim. Sistemden onun telefonunu buldum. Bulduktan sonra güvenlik duvarını yıkmak vardı. Hızlı hızlı onu halletmeye çalışırken hep karşıma bir engel çıkıyordu. Kısa bir bilgi. Android telefonların güvenlik duvarı o kadar iyi değildir. Güvenlik anlamında Iphone telefonların iyidir. Eğer andorid kullanıyorsanız telefonları koruyan uygulamalar var. Gerçi yeni güncellemeler ile girmesi biraz daha zorlaştı şu aralar. Neyse konumuz bu değil.

Sisteme zorda olsa girmem ile sırıttım. Kişilerimden bir şeyler çıkarabilirdim. Ya da galeriden. İlk galeriye girdim. Girmem ile şoka girmem bir oldu.

"Has siktir... şaka yapıyor olmalısın..."

Galerisi adamın açık gay video kutusuydu mübarek. Fazlasıyla erkek resmi vardı. Çok fazla hem de. Ve onun yaşından küçük oldukları belliydi.

"Daddy fantazisi mi var yani... gözlerimi çamaşır suyu ile yıkayacağım."

Galeriden çıkıp kişilere girdim. Burada sadece beş kişinin numarası vardı.