Bölüm 6: Küçük Olan Çocukların Dertleri Büyüktür

543 44 38
                                    

Zafer abinin yanında sessizce oturuyordum. Gerçi herkes sessizdi.

"Ee? Anlatacak mısınız artık?"

Bora bey derin bir nefes aldı en sonunda ve benim gözlerime baktı. Sonunda başlayacaktı sanırım.

"Ben yedi yaşımdayken yaşandı bu olaylar. Kardeşlerin en büyüğü benim zaten. Küçükte olsam az çok hatırlıyorum olanları. Pamir ve Dilara. Babamızın ve annemizin adı. Bir suikast ile öldüklerini zaten biliyoruz. Seni polislerden teslim almaya gideceklerdi. Annem sonunda seni buldukları için mutluydu, babamsa hala nedense gergindi. Çünkü hala tehlikede olduğumuzu biliyorlardı. Evden tam çıkacaklarken annem bana kardeşlerini uyut biz geleceğiz dedi. Sonrasında babam ile gittiler."

Durdu bir süre. Masadaki bardağına uzandı ve bir yudum su aldı. Sonrasında gözlerime bakarak devam etti.

"Annemler gittikten sonra tüm kardeşlerimi uyutmuştum. Ben uyanıktım ama. Annemler gelsin, diğer kardeşimi de getirsin onu da uyutayım derdindeydim. Çünkü seni hiç görmemiştik. Ama o gece. Saat bire doğru gelirken birden kapı açıldı. İçeriye annemizin babası olan herif Cihan Korkmaz girdi. Hemen kardeşlerimi almamı gideceğimizi söyledi. Neden dediğimde ise söylemedi bir şey. Hemen hepsini hazırladım. Masum çocuklardık biz ne anlardık bunlardan. Bizi hemen götürdü. Her şey hızla gerçekleşti. O gecenin sabahı hepimiz Almanya'ya götürülmüştük. Soyadlarımız değişmişti. Ailemiz değişmişti. Annem ve babamın öldüğü gerçeğini ise bir ay sonra anca öğrenmiştik küçük olan çocukların dertleri büyüktü. Annemiz ve babamız artık yoktu. Cihan Korkmaz bizi oraya bırakıp gitmişti sadece. Bir adamın evinde kalıyorduk. O adamda pek iyi biri değildi. 18 yaşına kadar dişimi sıkıp çalıştım ve en sonunda tüm kardeşlerimi de alıp Vatanıma geri döndüm. Ne Cihan Korkmaz ne de babamın babası olan Haydar Keskin'den ses seda yoktu. En sonunda öğrendim ki Haydar Keskin'de annem ve babamdan sonra öldürülmüş. Asıl koyan şey ise. Bunların hepsini yapan kişinin Ciham Korkmaz olması."

Şaşkınca dinlerken susan Bora beye bakıyordum. Gözlerimi kırpıştırdım ve arkama yaslandım.

"Yemin ederim doksan bölümlük wattpad kitabının özetini dinlemiş kadar oldum. Bora bey pardon da siz neler yaşamışsınız amına koyayım. Eyşan'lığın dibi yaşanmış adeta. Cihan Korkmaz'ın da belasını sikiyim bu ne lan."

Sinirle ayağa kalktım ve herkesin yüzüne baktım. Onlarda anlamayarak bana bakıyordu. Yüzüme o buz gülüşümü yerleştirdim.

"Anlattıklarınız o kadar eksikti ki kafam da olan sorular daha da arttı Bora bey."

Anneme döndüm ve ona baktım. O da bana bakıyordu. Gözlerinden anlıyordum. O da şaşırmıştı ama belli etmiyordu.

"Anne sen de bir şey desene. Allah aşkına ben yoksa birazdan kafamı duvarlara vuracağım."

Dediğim şey ile iç çekti. O esnada Zafer abi beni geri oturtmuştu. Omzumu sıvazlıyordu yanındayım der gibi. Cidden delirmeme az kalmıştı.

"Bu olanlar cidden fazlasıyla karma karışık. Toprak'ın da dediği gibi dediklerinizde eksik ve şüpheli yerler fazlasıyla var. 23 yıl önce Keskin ailesinin çocuğunu aldım evet. Ama bu denilenleri kanıtlamak için ilk önce DNA testi yaptırmamız gerek. Sonuçta işlerimi biliyorsanız düşmanlarımı da biliyor olmalısınız az çok. Alınmayın ama bu şeyler kanıtlanana kadar bu durumları tamamen açmak benim açımdan yanlış olur."

"Bunun kararını Toprak versin bence. Sen ne diyorsun Toprak?"

Tuğkan beyin dediği ile göz devirdim ve ellerimi göğsümde birleştirdim.

"Annem ile aynı fikirdeyim. Fazlasıyla bizi sevmeyen insan var. Ne kadar şirket ortağımız olsanızda ne olacağını kimse bilemez değil mi?"

"O halde yarın DNA testini halledelim. Ve o zaman cidden bu olanları masaya yatıralım."

Gerçekçi KaçakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin