p ; 2

1.5K 92 21
                                    

Boğazımı temizleyip başımı salladım ve elini sıktım. ''Uçakta ufak bir karışıklık olmuştu. Orada tanıştık.'' diye konuya açıklık getirdim. Gözleri, gözlerimin en derinine bakarken elimi ellerinin arasından kurtardım. ''Umarım uçakta olduğundan daha iyi anlaşırız Dusan Bey.'' dedim ters bir sesle.

''Anlaşırız tabi ki Nilsu.'' dedi yine senli-benli konuşarak. Artık buna takmamam gerektiğini düşünerek İrfan Can'ın yanına oturacaktım ki Dusan benden önce davrandı. ''Bu sefer biletimiz yok değil mi?'' Ona hiç hoş olmayan bir şekilde baktım. Sinirlendiğimi dışarı belli etmemeye çalışmak için gülümsedim. Ama bu dünyadaki gülümsemeden en uzak gülümsemeydi. Dusan'ın karşı çaprazındaki boş yere geçtim. Bir yanımda Ryan diğer tarafımda Rodrigo vardı. Yemek boyunca Rodrigo'dan tarafa dönmemeye gayret gösterecektim.

Herkes kendi arasında konuşmaya başladığında ''Tasarımcıymışsın.'' dedi Ryan hafifçe bana doğru eğilerek. Gülümseyerek kafamı salladım. ''Hangi ülkede çalışıyorsun? Birkaç tanıdığım arkadaşım var senin gibi. Belki tanışmışlığınız vardır.''

''Genelde Fransa ve İtalya'da çalışıyordum ama artık temelli Türkiye'ye geldim. Önemli bir şey olursa gideceğim artık oralara.'' Anladığını belirtti. ''İngiltere'de Sam ile Sally var. İkiz tasarımcılar. Bayağı yakınım onlarla. Çoğu takımımı onlardan alıyorum. Tanıyor musun?'' Kafamı salladım. ''İsimlerini çok duymuştum ama hiç yüz yüze tanışma şansım olmadı.''

Kadehe vurulan kaşık sesi ile hepimiz Ferdi'ye baktık. ''Burada toplanmamızın amacı yeni transferlerimiz ve Nilsu'nun artık bize katılması.'' Alkış gelince biraz durdu ve devam etti. ''Bu sezon, diğer sezondan çok daha farklı ve zor olacak. Tüm taraftarlar sezon sonuna çok inanıyor, biz de inanıyoruz. Bu yüzden elimizden geleni değil, elimizden gelmeyeni bile yapalım.'' Tekrar bir alkış sardı etrafı. İngilizce konuştuğu için herkes anlıyordu, Mert Hakan abi hariç.

''Ve sen Nilsu, umarım başarını tüm Türkiye'ye tanıtırsın. Bunu yaparken hepimiz arkanda olacağız.'' Alkışların arasında gülümseyerek teşekkür ettim. Biraz utanmışlığın verdiği afallamayla kendimi kadehimdeki şaraptan bir yudum alarak gizlemek istedim.

O sırada Dusan ile gözlerimiz buluştu. Sırtını sandalyeye yaslamış, bir elini de masadaki kadehin sapına yaslamış bir şekilde beni çözmeye çalışıyor ama bir o kadar da utanmamdan eğlenen bir yüz ifadesiyle beni izliyordu. Hemen suratımı düzeltip kadehi masaya koydum ve ona dik dik bakmaya başladım. Bu halime güldü ve gözlerini takım arkadaşlarının konuşmalarını dinlemek için üzerimden çekti.

Yemeğimiz bittikten sonra İrfan Can bana dönüp, ''Türkiye'deki ilk işini Fenerbahçe'ye forma tasarlayarak yapsana.'' dedi. Birden boşluğuma geldiği için güldüm. Ama onun ciddi olduğunu görüp tüm masa da ona destek verince biraz duraksadım. Hala bir iş arıyordum ve bu gayet güzel bir teklifti.

''Biraz düşündükten sonra CV'mi kulübe atarım.'' dedim. Mert Hakan abi çoktan masadan kalkmıştı ve sandalyemin arkasına geçip kollarını dayadı. ''Bak mesela, forma lacivert tamam mı? Eteğine küçükten büyüğe giden sarı kanaryalar çizersin. Sonra bu kanaryalar sırayla sarmal bir şekilde tüm formayı omuzlara kadar kaplar ve al sana çubuklu, kanaryalı, sarmal, sarı-lacivert forma.'' Yüzümü buruşturup bir şey söylemeye kalkmadan takım itirazlarda bulunmuştu bile.

Kahkaha atıp sırtımı sandalyeye yasladım. Bu hareketimle Mert abi kollarını omuzlarıma koymak durumunda kaldı. ''Keşke tasarımcı olsaymışsın be abi.'' dedim mırıldanarak. Kulağıma eğilip ''Coco Chanel beni yanında stajyer olarak istedi de ben gitmedim.'' dedi. Buna da bi kahkaha patlatıp masadan kalktım. ''Tüh, herkesin ayağına gelmez bu fırsat.'' dedim.

Yoldan geldiğim için öğlen yaptığım uyku hiçbir şey gibi gelmeye başladığında gitmeye karar verdim. Herkesle vedalaştım. Dusan'da benimle birlikte çıkacak zamanı bulmuştu. Birlikte hiç konuşmadan otoparka kadar geldik.

Aramızda olan gerginliği hissedebiliyordum. Usulca arabamın yanına geçtim ama kapıyı açmam ile kapanması bir oldu. Kapıyı kapatan tabi ki Dusan'dı. ''Ne yapıyorsun?'' dedim kaşlarımı çatarak. ''Beni görmezden mi geleceksin?'' dedi sırıtarak. Sinir bozuculuğu sınırlarımı zorluyordu. Gözlerimi sıkıca kapatıp derin bir nefes aldım ve verdim. Gözlerimi açtığımda sakinleşmiş gibi gözükerek, ''Konuşmamız için bir sebep yokken neden görmezden gelmemem gerektiğini söyler misin?'' diye sordum.

''Komik değil mi?'' dedi ve devam etti. ''Türkiye'den tamamen bağımsız bir uçak seyahatinde tartışıyoruz. Sonra ise Türkiye'de karşılaşıyoruz. Hem de herhangi bir yerde değil, Fenerbahçe'de.'' Omuzlarımı kaldırıp indirdim. ''Çokta önemli bir şey değil bu. Senin de söylediğin gibi tartıştık. Konuşmamız için bir neden yok.''

Kapıyı tekrar açacaktım ki yine tuttu. Sabır dileyerek kafamı ona çevirdim. ''Yine ne var?'' Az önce yaptığım gibi o da beni taklit ederek omuzlarını kaldırıp indirdi ve ''Canım kapıyı kapatmak istedi.'' dedi. Sonrasında ise ellerini cebine sokup yan taraftaki kendi arabasına ilerledi. Kaşlarımı çattım ve onu takip edip çocuk gibi onun yaptığını yaparak kapısını açtığı gibi kapattım. ''Bir daha beni böyle saçma şeyler yaparak sinirlendirmeye çalışma Dusan.'' Yaptığım bu çocukluğu ciddi anlamda sorgulayarak arabama bindim ve otoparktan çıktım.

---

nilsuuu: eve dönmek,

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

nilsuuu: eve dönmek,

kahveci10, ryankenty_, merthakanyandas, canegribayat ve diğer 55.263 kişi beğendi

canegribayat: evimizin gelmesi,
nilsuuu: yaaaaaaa🥹

merthakanyandas: anlaşıldı artık kaybetmek haram

d: HOŞGELDİN

n: nouvelle collectioooooonn

l: when will you share your new collection???

---

kısa oldu biraz :')

tell me ; dušan tadićHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin