p ; 9

1.1K 83 148
                                    

sınır: 20 yorum
DIGER BOLUMU OKUDUNUZ MU ;) ;) ;)
ilk oraya bakis atip kontrol edin

Sabahı nasıl yaptım bilmiyorum. Tüm gece düşüncelerim ile boğuşmuştum. Düşündükçe düşünmediğim farklı konular çıkıyordu ve onların üzerine de düşünüyordum. Böyle zincirleme bir şekilde sabaha kadar sürmüştü.

Birkaç saatlik uykumdan uyanıp gerindim. Kendimi çok önemli bir maç kaybetmişim gibi kötü hissediyordum. Dusan'a düşüncelerimde hak vermiştim. Eğer konusu açılmasaydı öpücüğü hatırladığımı ona söylemeyecektim. Onu kullandığımı düşünmesi de beni üzmüştü. Of, bilmiyorum. Birçok konuda hak vermiştim işte. Sadece ona aşık olduğumu hatırlatmak için o kızlara ihtiyacı yoktu o kadar.

Odamdan çıkıp temkinli bir şekilde merdivenlerden indim. Akşam ben uyduktan sonra eve gelmiş olabilirdi. Geldiyse de bugün izin günü olduğundan uyumayı seçebilirdi. O yüzden sessiz oldum.

Mutfağa girdiğimde masanın benim oturduğum tarafında üzeri kapatılmış bir tabak ile yine üzeri kapatılmış portakal suyu dolu bardağı görünce girişte öylece kalakaldım. İstemsizce kalbimde zaten olan burukluk arttı, arttı ve kalbimi patlatacak şekilde sıktı. O kadar kötü hissetmiştim ki şu an...

Çok yavaş adımlar ile sandalyeye oturup tabağın üzerini açtım. Avokadolu bir tost ve komik bir şekilde duran, ağızı domatesten yapılmış, gözüne zeytin konulmuş ve artı olarak yeşillikler ile saç eklenmiş olan kulaklı bir omlet ile karşılaşınca kıkırtımı tutamadım. Cidden dünden sonra böyle bir şey ile mi uğraşmıştı? Hem de benim için.

Yüzümde komik bir gülümseme ile ilk avokadolu tostumu sonra ise ağızından başlayarak omletimi ve portakal suyumu bitirdim. Evde miydi bilmiyorum ama yanına teşekkür etmeye gidemezdim.

Bu kattaki çalışma odama girip terzi mankenlerinin üzerine seçtiğim kumaşları iğneledim. Daha çok siyah, kahverengi tonlarının bulunduğu tülden tasarımlar yapmayı düşünüyordum. Aklımda çok güzel şeyler vardı o yüzden masama oturup hemen iPad'ime taslaklarını çok kaba bir şekilde aldım. Üç elbise fikrini kaydetmiştim. Onlara uygun kumaş, taş seçimlerim ile birlikte oldukça uzun bir süre çalışma odamda kaldım.

Kahve yapmak için çıkıp mutfağa girdim. Kendi bardağımı çıkardıktan sonra duraksadım ve bir bardak daha koydum yanına.

Nescafe'yi bardaklara boşaltıp sıcak su dökerek karıştırdım. Kendi kupamı masanın üzerinde bırakıp Dusan için yaptığım bardağı aldım ve merdivenlere yöneldim. Odada olup olmadığını hala bilmiyordum ve kalbim çarpıntı yapmaya başlamıştı.

Kapının önüne geldiğimde boştaki elimle tıklattım. ''Dusan?'' diye seslendim. Ses gelmeyince yavaşça kapıyı aralayıp içeriye doğru eğildim. ''Dusan?'' dedim tekrardan.

Sağ taraftaki banyo kapısının açılması ile oraya döndüm. Beline sardığı beyaz havlu ve saçlarından kaslı vücuduna damlayarak havluya doğru yol çizen su damlaları ile ufaktan bir bakıştık. Gözlerimi vücudundan alıp gözlerine çıkardığımda şaşkınca bana baktığını gördüm. Diğer elindeki saç havlusu ile de saçlarını kuruluyordu. ''Nilsu?''

Yutkundum ve gözlerimi kaçırıp elimdeki kupayı gösterdim. ''Kahve yapmıştım. Banyoda olduğunu bilseydim sonra getirirdim.'' Yunan tanrısı gibi bana doğru yürümeye başladığında saç havlusunu omuzuna attı. Ben onun zorlukla gözlerine bakarken onun gözleri kahvedeydi. Tam önümde durdu. Eli yan tarafımdan uzanıp kapıyı kapatması ile kendime geldim. Gözlerini bana çevirdi. Ne düşündüğünü göremiyordum.

''Teşekkür ederim kahvaltı için.'' demeyi akıl edebildim sonunda. Sanki yaptığı omlet aklına gelmiş gibi güldü. ''Rica ederim.''

Elimden kahveyi kulplu tarafından alacakken ellerimiz birbirine sürttü. Allah kahretmesin ki odaklanamıyordum. Böyle bir kas yığınını canlı canlı karşımda görmek elimi ayağımı birbirine karıştırmıştı.

tell me ; dušan tadićHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin