3

247 13 4
                                    

Felix'ten:
Grupta ki konuşmalarımızı görmezden gelip, yola koyuldum. Hyunjin'i arayıp nerede olduğunu sormak istedim. Telefonu elime alıp, Hyunjin'i aradım. Telefonu açınca gülerek konuşmaya başladım. "Alo Hyunjin, neredesin?" dedim gülerek.

Fakat Hyunjin'in olduğu yer baya gürültülüydü. Acaba neredeydi? "Hyunjin bırak artık telefonu" dedi bir ses. Gerçekten artık sinirlenmeye başlamıştım kimdi o? Ne isi vardı Hyunjin'in yanında. "Kim o Hyunjin?" dedim sinirle. Telefon suratıma kapatılmıştı.

Gerçekten sinirden arabayı, dağıtıcaktım. Arabayı sinirden hızlı sürmeye başlamıştım. Telefonum çalınca, kimin aradığını baktın, Hyunjindi. Telefonu açıp, sinirle konuşmaya başladım.

"Kimdi o Hyunjin?" dedim bağırarak. "Felix bir sakin olurmusun, ayrıca kimden basediyorsun?" dedi merakla. "Seni aradım ya, yanındaki biri Hyunjin telefonu bırak dedi ve sende yüzüme kapattın" dedim sinirle.

"Sabah yemek yemiyorum biliyorsun, yola çıktığımda arkadaşımın kafesine gittim, americano almak için, ortam baya kalabalıktı, sesini duyamıyordum, bende kapadım, o arkadaşımdı benim liseden beri" dedi hüzünle.

Ben büyük bir aptalım. Çocuğa bağırmıştım mal gibi. "Özür dilerim, yükselsin sana, benim 1 saatlik yolum var anlaşılan sen bir az geç gelirsin" dedim gülerek. "Yok sorun değil, evet 2 saate orda olurum, görüşürüz" dedi zorla gülerek.

Biliyorum işte üzdüm onu. "Görüşürüz Hyunjin, seviyorum seni" dedim gülerek. "Bende" dedi gülerek. Daha sonra telefonu kapatıp, yola devam etmiştim ama bütün yol sırıtıyordum. Gerçekten Hyunjin'i çok önemsiyordum.

Ben çoktan dedim evine ulaşmıştım
Fakat Hyunjin hala gelmemişti. Onu gerçekten çok özledim. Sıkıldığım için kendi odama gittim. Yani dedem her birimize oda ayırmıştı. Bu bizim çocukluğumuzdan beri böyleydi. Yatağa uzanıp, düşünmeye başladım.

Tam uyumaya dalacağım sırada biri bağırarak üstüme atladı. "Felix" dedi gülerek Hyunjin. Üstümdeydi fakat hiç iyi bir yerde oturmamıştı. "Hyunjin sonunda geldin" dedim yutkunarak. "Evet ya canım çıktı" dedi dudaklarını büzerek.

Kahretsin dudakları şiş ve yaraydı. "Kimle öpüştün?" dedim sinirle. "Ne?" dedi bana anlamaz gözlerle bakarak. "Diyorumki dudağın yara, kimi öptü seni?" dedim sesimi bir az yükselderek. "Ha o'mu arkadaşım dedi ki,  Hyunjin bir öpücük ver, işte bende dudaklarımı uzattım, o bildiğin sömürdü dudaklarımı" dedi dudaklarını yeniden büzerek.

Sakin ol Felix, sakin ol. "Lan sikerim arkadaşını'da seni'de" dedim sinirle. Bu halime gülerek kahkaha atarken, farkında olmadan kendini bana bastırmıştı. "Sen salakmısın, kendim arada ısırıyordum hani bu benim huyum ya hani" dedi gülerek.

"Lan kalbime iniyordu, Hyunjin" dedim gülerek. O ise yine bu dediğime karşı kendini bana daha sert bastırmıştı. Bu sefer onun ağzından ise kocaman bir inleme dökülmüştü. Kendisi hemen bu durumun farkına vardığında, neredeyse transa girmiş gibiydi.

Hemen kendini benim üstümden atıp, gideceği zaman onu kolumdan tutup durdurdum. "Sorun yok farkında değildin" dedim kendimi gülmemek için zor tutarak. "Kalktı amk, nasıl sorun değil" dedi sinirle. "Sende inselemeseydin be" dedim ona gülerek bakarak.

"Tamam hadi git bir şeyler yap, daha sonra uyuruz" dedi bana bakamayarak. "Tamam bebeğim" dedim gülerek. Zaten utanıyordu, onu daha çok utandırmak istemiştim. O ise yanındakı yastığı bana doğru firlatmıştı. Ben ise gülerek lavaboya girmiştim.

________________

Hiç yazıcak hevesim yok....
Görüşürüz 🥟

Unut beni /HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin