4

219 14 3
                                    

Felix'ten:
Uyandığımda zaman Hyunjin yanımda yoktu. Belkide bahçeye çıkmıştır diye düşünüyordum. Dün gece aklıma gelince sırıtmaya başladım. Çünki dün yanına geldiğimde, sadece sırtını bana döndürüp, uyumuştu.Daha sonra ayağa kalkıp, lavaboya gidip, yüzümü yıkadım.

Balkona çıktığımda manzara karşısında nefesim kesildi. Daha doğrusu manzara nefesimi kesmişti. Hyunjin üstünde siyah t-shirt, altında ise kısa siyah şortu ile inanılmaz çekici görünüyordu. Gözlerim onun beyaz tenli olan bacaklarında kalmıştı.

O nasıl bir bacaktır ya. Daha sonra yüzüne baktığımda, saçlarını at kuyruğu yaptığını gördüm. Fakat saçları aşırı dağılmıştı ve bu onu oldukça ateşli yapıyordu. Boynundan akan terler, gerçekten artık kendimi zor tutuyordum.

Gözlerim yine bacaklarına yakınca yüksek sesle yutkundum. Kulağında kulaklık olduğu için beni duyamazdı. Öyle yüksek şekilde yutkunmuştum ki, ah herneyse. Günlük spor hareketlerini yapıyordu. Bir dakika Hyunjin'in kol kasları aşırı büyüktü.

En son gördüğümde böyle değildi. Galiba daha çok sıkı spor yapıyordu. İçimde yaranan o hevese karşı gözlerimi kapatıp, dudaklarımı ısırdım. Hyunjin'in karın kaslarını görmek.... Gerçekten nedense onu arzuluyordum.

Bana ne olduğunu bilmiyordum ama. 5 aydır Hyunjin'i arzuluyordum. Evet bunu kabul etmek istemiyorum. Hyunjin benim kuzenim ve ben onu sevemem. Aramızda zaten öyle bir şey de yok. Sadece bana ne olduğunu gerçekten bilmiyorum.

Hyunjin beni farketmiş olmalı ki bana el sallamıştı. Ben ise afallamış bir şekilde suratına bakarak sadece el sallıyordum. Bu çok utanç vericiydi. Tüm düşüncelerimi aklımdan silip, bende gülerek ona el sallamıştım.

Bana eliyle gel işareti yapmıştı. Ben ise hızlıca kafamı sallayıp, sadece üstümü değişmiştim. Daha sonra aşağıya inip, Hyunjin'in yanına gittiğimde, yine gördüğüm manzara ile nefesim kesilmişti.

Hyunjin suyu öyle bir içiyordu ki. Gerçekten bu adam fazla iyiydi. Boynundan akan terler bile onu daha çok arzulamamı sağlıyordu. Gerçekten onun için Uke bile olurdum. O fazla mükemmeldi gerçekten. Perçemleri bile terden alnına yapışmıştı. Bu olay fazla nefes kesiciydi.

Sonunda suyu içip, bitirdikten sonra bana dönüp gülümsemişti. "Günaydın" dedi gülerek. "Yakışıklı kuzenim olduğu için şanslıyım" dedim gülerek. O ise bu dediğime karşı kahkaha atmıştı.

"Seni alan yaşadı" dedim gülerek. "Bir şey söylerdimde neyse" dedi başını yere eğerek. "Söyle hadi ama" dedim merakla. "Herneyse hadi kahvaltı yapalım" dedi gülerek. "Tamam bende acıktım zaten" dedim gülüşüne karşılık vererek.

"O zaman şöyle yapalım, ben bir duş alayım, istersen sen ye, ben sonra yerim" dedi sakin bir şekilde. "Yok sen duş al ben seni beklerim" dedim gülerek. "Tamamdır" diyip, hızlıca içeriye girmişti. Tabi bende arkasından gitmiştim.

Bizim odamıza değildi, kendi kişisel ayrı odasına girmişti. Dudaklarım anında büzülmüştü. Daha sonra aklıma gelen dürtü ile nasıl mal olduğumu anladım. Hyunjin'in kıyafetleri zaten kendi odasındaydı.

Duş alıp, gelicekti zaten. Ben bizim odamıza girip, telefonda bir şeylere bakmaya başladım. Daha sonra aşağıya inip, çalışanlardan birine kahvaltı hazırlamasını söylemiştim. Anlaşılan Hyunjin hala yoktu.

Aklıma gelen fikirle sırıtmaya başladım. Tabiki Hyunjin'in odasını basıcaktım. Zaten şimdiye hazır olurdu. Hızlıca yukarıya çıkıp, odasına girdim. Fakat karşımda üstünde hiç bir şey, altında ise boxer ile olan Hyunjin'i beklemiyordum....

_________

Zaten okunmuyor ama öylesine yazıyorum 🥟

Unut beni /HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin