11

183 12 27
                                    

Hyunjin'den:
Sabah uyanmıştım ve çok yorgundum. Dün gece 5 gibi uyumuştum. Düşüncelerim beni gerçektende boğuyordu. Sabırsızlıkla çocuklarla bara gitmeyi bekliyordum.
Gerçekten içmeye çok ihtiyacım var.

Ayağa kalkıp, güzel bir duşa girdim. Fakat tek bir sorun vardı. Benim tüm kıyafetlerim yukardakı odamdaydı. Ya Felix oradaysa? Ah sorun değil kıyafetlerimi almaya geldim sadece, benim odam değilmi ?

Üzerime bornoz geçirip, sessiz adımlar ile yukarıya çıktım. Odanın kapısını açtığımda, Felix'in benim yatağımda yattığını gördüm. Neden kendi yatağına gitmediki? Ah herneyse, yine yavaş adımlar ile dolabımın önüne gelip, kıyafet seçmeye başladım.

Kıyafeti seçip, tam önüme döneceğim sırada, bana arkadan sarılan beden ile duraksadım. Evet bu Felix'ti. "Hadi uyuyalım Hyun" dedi yorgun bir şekilde. Sesinde sertlik öylede çok değildi. Felix çok uyursa o zaman sesi baya bir kalın oluyordu.

Ama şimdi sesi öylede kalın değildi. Galiba o da uyumamıştı. "Hayır uyumak istemiyorum" dedim sakin bir şekilde. "Ama ben istiyorum" dedi hüzünle. Arkamı döndüğümde, gözleri kıpkırmızı olmuş Felix'i beklemiyordum. "Ağlamışmıydı, ya da uyumamıştı. "İyimisin?" dedim endişeyle.

"İyiyim, iyiyim merak etme, sadece yorgunum" dedi bana bakıp burukça gülümseyerek. O an gerçekten içimden bir dalın, kopup gittiğini hissettim. "Üstümü değişmem gerek Felix" dedim ona bakarak. "Böyle uyuyalım" dedi çocuk gibi mızmızlanarak.

Gerçekten çok kötü görünüyordu. Onu öylece bırakamazdım. "Tamam uyuyalım" dedim burukça gülerek. O ise bana sımsıkı sarılmış ve yanağımı öpmüştü. Bu Felix'in her zamanki haliydi. İkimizde yatak uzanmış ve uyumaya başlamıştık. Felix hızlıca kendini üstüme atmış ve başını boynuma gömmüştü.

Ben daha neler olduğunu bile analayamamıştım. Ama bir şeyi çok iyi biliyordum, hiç iyi yere uzanmamıştı. Ama hareket etmediği süreçte sıkıntı yoktu. En azından ben öyle düşünüyordum. Böyle ikimizde derin bir uykuya gittik.

Akşam uyandığımda, havanın hafif karardığını hissetdim. Yavaşça yataktan kalkıp, üstüme bir kaç şey alıp, odadan çıktım. Üstüme kırmızı gömlek, altıma ise mavinin en koyu tonunda bir pantolon giydim. Evet ben aşırı mükemmel görünüyordum. Bunu hiç bir zaman inkar etmedim ve etmeyeceğimede eminim.

Yazardan:
Hyunjin hazırlanırken saatin yaklaştığını farketmişti. Felix hala uyanmamıştı. Hızlıca telefonunu eline alıp, Felix'e arkadaşları ile vakit geçireceğine dair mesaj yazdı. Minho'nun mesajini görür görmez evden çıktı. Arabasına binip, her zamanki barlarına doğru yol aldı.

Bara geldiğinde, arkadaşlarının bura olduğunu ve onu beklediklerini gördü. Hızlıca arabadan inip, arkdaşlarına doğru yürüdü. Hepisi sanki bir birlerini yıllardır görmüyormuş gibi sarılırken, Hyunjin boğulduğunu hissetti. Changbin hemen, Hyunjin'in belinden kavrayarak, kendine çekti.

Seungmin ve Minho onları süzerek bakarken, ikili onları es geçti. Nede olsa arkadaşça eğleniyordular. Bara ulaştıklarında, her zamanki yerlerine geçtiler. "Diyorum ki, ne içelim?" dedi Seungmin soru sorarak. "Her zamankinden" dedi Hyunjin kararlı bir şekilde. "Sencede çok kaçırmaz mısın?" dedi Changbin endişeyle.

"Buraya unutmaya gelmedik mi?" dedi Hyunjin merakla arkdaşlarına bakarak. 3 de aynı andan kafa saklarken, Hyunjin konuştu. "O zaman ne bekliyoruz?" dedi merakla. Seungmin garsonu yanına çağırıp, bir şeyler sifariş etdi.

Çok geçmeden içkileri gelmişti. Ama onlar tam hız devam ediyordular. İçtikçe içiyordular. En çokta Hyunjin ve Seungmin. Minho ve Changbin 5 bardakta durmuştular. Ama Hyunjin ve Seungmin hala devam ediyordular.
Hyunjin, Changbine sarılmış ve oturuyordu. Seungmin ise ayakta uykuluyordu. Gece uzundu hiç birinin gitmek gibi fikri yoktu.

"Selam" diye bir ses duydukları anda hızlıca sesin geldiği yere baktıklar. Felix bu sesi tanıyordu. Felix ve arkdaşları tam karşılarında duruyordular...

___________

Yeni bölüm 🥟

Unut beni /HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin