17

155 11 17
                                    

Felix'ten:
"GELİYO, GELİYOR" dedim sevinçle. "Evet geliyor hadi browni yap" dedi Chan gülerek. Hemen kollarımı açıp, Chan'a sıkıca sarıldım. "Teşekkür ederim, teşekkür ederim" dedim gülerek. "Rica ederim, rica ederim" dedi beni taklit ederek.

Sonrasında ise baya gülmüşdük. "Lütfen bu sefer iyi olun aranız iyi olsun, Felix sinirine hakim ol lütfen" dedi Chan uyarırmışcasına. "Tamam, tamam" dedim gülerek. Evet gerçektende artık dikkat edicektim. O benim adam gibi sevdiğim tek kişiydi.

Tek gecelik ilişki adamı olabilirdim ama, onun benim sonsuz geçen gecem olmasını çok istiyordum. O kısaca beni değişmişti. Beni tamamen başka bir kişiliğe sokmuştu. Benim ilacım oydu. Hepte o olucaktı. Şimdi doğmuştu güneşim işte.

Hızlıca dolapları karıştırıp, gerekli olan malzemeleri masaya koyup, browni yapmaya başladım. Yaklaşık yarım saattir uğraşıyordum. Umarım çok güzel olur. Çünkü tüm sevgimi katmıştım. Hyunjin benim brownilerime bayılırdı. Aklıma bir şey geldiği an hemen Chan'a seslendim.

"Chan 2-3 tabe buzlu americano sipariş edermisin, Hyunjin çok sever browninin yanında" dedim gülerek. "Aşıksın Felix" dedi Chan gülerek. "EVETT" diye bağırmıştım. Sonunda korkak değildim. Evet ben artık o raddeyi aşmıştım. Bir şekilde tüm hatalarımı Hyunjin'e telafe edicektim, evet bunu yapıcaktım.

Dakikalar geçtikçe ben daha da heyecanlanıyordum. Brownim çoktan hazırdı. Geriye sadece Hyunjin'i beklemek kalıyordu. Chan'a bizimkileri bir az geç çağırmasını söylemiştim. Çünkü Hyunjin ile beraber vakit geçirmek istiyordum. Yaklaşık 10 dakika sonra kapı çalınca, hemen heyecanla yerimden kalktım.

Chan hemen yerinden kalkmış ve yukarıya çıkmıştı. "Chan" dedim endişeyle. "Uyuyorum Felix" dedi sırıtarak. "Hayır of yapamam, açamam ben kapıyı" dedim heyecanla. "Hadi ama ayıp ya Hyunjin kapıdamı kalsın, hiç yakıştıramadım Felix, tch" dedi gülerek.

Hızlıca derin nefes alıp, kapıya yöneldim. Kapıyı açıp, gördüğüm beden ile anında gözlerim dolmuştu. O çok güzeldi, her zamanki gibi. Beni görünce yüzündeki ifade değişmişti. Sanki içini huzursuz bir endişe kaplamıştı. "Felix" dedi fisıltıyla. "Hyunjin" dedim aynı ses tonuyla.

"Çok zayıflamışsın, çökmüşsün" dedi endişeyle. "Ah sorun değil, şimdi geldin ya toparlanırım ben" dedim gülerek. Ama gözlerim dolu doluydu. Her an ağlaya bilirdim yani. Hızlıca içeriye girip, bana bir daha baktı. "Sana sarıla bilirmiyim?" dedim merakla.

Kahretsin gözlerim doluyordu hayır. Hızlıca başını sallamıştı. Hiç beklemeden kollarımı boynuna sarmıştım. İşte o koku tam 2 haftadır giysileriyle, yatağı ile uyuduğum kişinin kokusunu şimdi daha yakından hissediyordum. Gerçekten çok huzurluydum.

"Ağlama" dedi elleriyle belimi sararak. O böyle dedikçe ben dahada ağlıyordum. "Özür dilerim Hyunjin" dedim hıçkırıklarımın arasında. "Felix ağlama lütfen" dedi endişeyle. "Beni affedicekmisin?" dedim endişeyle. "Felix beni çok kırdın bu bir günde telafe edilecek bir şey değil, ama senle hala konuşucam" dedi Hyunjin hüzünle.

"Yapma, benden nefretmi ediyorsun" dedim ağlayarak. "Hayır hayır seni seviyorum" dedi Hyunjin endişeyle. "Hayır bana aşık değilsin, eskisi gibi sevmiyorsun sadece kuzen olarak seviyorsun" dedim hüzünle. "Felix kafam çok karışık bunları sonra konuşalım ve lütfen ağlama kötü oluyorum" dedi hüzünle.

Daha sonra hızlıca kafamı sallamış ve ona daha çok sokulmuştum. "Uyuyalım'mı" dedi merakla Hyunjin. "Evettt" dedim heyecanla. Daha sonra gülmüş ve beni kucağına alıp, kendi odasına getirmişti. Beni yatağa yatırmış ve kendiside yanıma yatmışdı.

Tam 2 hafta öncede böyle uyumuştuk. Ben bunu asla bitmesini istemiyordum. Bu sahip olduğum kollara başkasının sahip olması düşüncesi bile beni deli ediyordu. Uyanınca şu dizideki çocuk hakkında da Hyunjin ile konuşacaktım. Bunu aklımın bir yerine not etmiştim.

Şu an yeri ve zamanı değildi. Şu an eminim ikimizde çok huzurluyduk. Daha sonra sıkıca Hyunjin'e sokulup, uyumaya başladım. En sonra hissettiğim şey saçımdaki ıslak dudaklardı....

_________

🥟

Unut beni /HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin