*bolume baslamadan once bir aciklama yapmak istiyorum
Zaten cok okunmadigini biliyorum ama en azindan okuyan bir kac kisi oy verse bolume cok mutlu olacagim
Oy yoksa bolum yok yazdim onceki bolume ama yinede paylasiyorum cunku yapabilecegim birsey yok yeterince bekledim
Mesela gecen bolumu 5 kisi okumus 1 kisi oy vermis
Yani diyebilecegim pek birsey yok
Her bolumun altinda oy icin dileniyorum ve sonrasi hayal kirikligi
Ve bu durum her bolumde gerceklesiyor.*Duraksadı.
"Geçmiş hayat mı? Rüyamda gördüğüm şeyler eski hayatımdan mıydı yani?"
"Muhtemelen öyle. Geçmiş hayatımızdaki isimlerimizi de öğrendim. Seninki Jisoo, benimki Jennie'ymiş."
Şaşırmış görünüyordu.
"Senin gördüğün rüyalar nasıldı?"
"Birinde ikimiz vardık. Çok güzel bir yerde oturuyorduk. Sonra bir çığlık duydum. Diğerinde sen ve kral gibi görünen bir adam vardı. Sonra bir adam konuştu. 'Hizmetli Kim Jisoo bir prensese haddinden fazla yaklaşması nedeniyle idam edilecektir.'"
"Sen bir prenses ben bir hizmetliydim yani."
"Sanırım. Ama ayrıntılara daha hakim değilim."
"Anladım. Peki herşeyi öğrenmek için ne yapmamız gerekiyor?"
"Bilmiyorum. Muhtemelen yavaş yavaş parçaları birleştireceğiz."
Başını salladı. Bende aklımdaki soruyu sordum.
"Sana Jisoo desem olur mu?"
"Olur, bende sana Jennie derim o zaman."
Gülümsedim.
"Tamam Jisoo. Bize gelmek ister misin bu arada? Arkadaşlarımla tanışırsın."
"Bir saniye."
Telefonunu alıp birşeylere baktı. Gülümseyip konuştu.
"Sanırım gelebilirim."
-
Kapıyı tıklatıp beklemeye başladım. Bir yandan da Roseanne'in rezil bir hareket yapmaması için dua ediyordum.
Kapıyı Roseanne sinirli bir şekilde açtı.
"Demek eve gelebili- Hoşgeldiniz."
Sonradan gülümseyince bende gülümsedim. Elimle yanımdaki Jisoo'yu gösterip konuştum.
"Arkadaşım."
Daha sonra Roseanne'i gösterip Jisoo'ya döndüm.
"Çok değerli, canım arkadaşım, Roseanne."
Jisoo gülümsedi.
"Evet, çok iyi anlaşıyor gibi görünüyorsunuz."
Sinirle karışık oluşan gülümsememle başımı salladım.
"Hadi içeri geçelim."
Jisoo salona doğru yürürken Roseanne'in kolunu tutup sessizce konuştum.
"Seninle sonra görüşeceğim."
Umursamaz bir tavırla başını sallayıp Jisoo'nun yanına gitti. Koluna girip konuştu.
"Sevgili misiniz Jane'le?"
Jisoo'dan önce davranıp konuştum.
"Hayır, arkadaşız."
Sessizce ekledim.
"Şimdilik."