Sarayda kral ve ben karşı karşıya duruyorduk. Ben sinirli görünüyordum. Kısa bir süre sonra konuştum.
"Böyle olmak zorunda mı baba? Söz veriyorum, onunla bir daha konuşmayacağım. Yalnızca o ölmesin." Gözlerim yaşarmaya başladığında kral konuştu.
"Emiri verdim ve idam gerçekleşecek. Daha kötü şeyler olmasını istemiyorsan odana çık kızım."
Arkamı dönüp yavaşça yürümeye başladım.
Uyandım, yeniden.
Rüyalar neden daha uzun olmuyordu ki? Sürekli uyumam mı gerekiyordu? İdam gerçekleşmiş miydi? Ama Jisoo onu kurtardığımı söylemişti.
Umarım onu kurtarabilmişimdir.
-
Hızla kapıyı açıp odaya daldım.
"Ne gördün Roseanne?"
Yatağında oturmuş, dalgın bir şekilde karşısına bakıyordu. Beni duyunca bana döndü.
"Lalisa'ymış."
"Ne?"
"Söyleyen kişi, Lalisa'ymış."
"Ne?"
Yanına oturdum.
"Emin misin?"
"Evet. Bu sefer yüzünü gördüm."
"Rüyayı baştan sona anlat."
"Elimde kıyafetlerle birlikte bir odaya giriyordum. O sırada Lalisa kolumdan tutup beni kenara çekti. Prense herşeyi anlattığını söyledi. Şaşkın bir şekilde neden yaptığını sordum. O sırada rüya bitti."
Elimi başıma götürdüm.
"Lanet rüyalar çok kısa!"
"Haklısın. Lalisa neden yapsın ki böyle birşey?"
"Lalisa'nin geçmişte hangi konumda olduğunu bilmiyoruz. Jisoo'nun düşmanı olabilir. Ya da benim."
"Benim gibi giyiniyordu. Muhtemelen hizmetli."
Biraz duraksadım.
"Kıskançlıkta olabilir."
Bir süre sessizlik oldu. Hızla Roseanne'e döndüm.
"Lalisa şuan nerede?"
"Markete gitti."
"Onunla konuşmalıyım."
-
Hızlı adımlarla evden çıkıp markete yürümeye başladım. Tam markete gireceğim sırada biri kolumdan tutup çekti.
"Ne yap-"
Karşımda garip görünümlü bir kadın vardı. Ve garip bir güzelliği vardı. O da eski zamanlardan fırlamış gibiydi.
"Sessiz ol."
"Kimsin?"
"Benimle gel."
Birlikte ara sokağa girdik.
^
Hahahaha
