Yemek yedikten sonra ayrılmıştık. Jessa işleri olduğunu söyleyip gitmişti. Roseanne ve Lalisa birlikteydi. Jisoo ve bende parka gelmiştik. Parkta kimse yoktu.
Bir banka oturduk. Yanımıza biraz atıştırmalık almıştık.
"Acaba sen bana beni bulacağını söylemeseydin yine karşılaşır mıydık?"
Dudağını büktü.
"Bilmem ki, belkide karşılaşmazdık. Kim bilir?"
"İyi ki söylemişsin."
"İyi ki."
İçecekleri elime alıp birini Jisoo'ya uzattım. Elimden alıp açtı ve bir yudum içti.
"Bunu seviyor musun?"
"Daha önce içmemiştim. Güzelmiş."
Birkaç yudum alıp ona döndüm.
"Ben severim."
Biraz bakıştıktan sonra konuştu.
"Biliyor musun? Çok güzelsin."
Gülümsedim.
"Hadi ama, bunu ancak hiç aynaya bakmadıysan söyleyebilirsin."
"Çok baktım ama sen gerçekten harikasın."
Uzanıp yanağımdan öptü.
-
Banktan kalktığım sırada kolumdan tuttu.
"Biraz daha otursak?"
Evet, biraz içmişti.
"Hadi Jisoo. Baksana, hava karardı."
"Olsun, hadi."
Bir anda kolumdan çekince oturmak zorunda kaldım.
"Jisoo, ne zaman kalkacaksın?"
Cevap vermedi, başını eğmişti.
"Jisoo? O kadar çok mu içtin?"
Çenesinden tutup kafasını kaldırdım. Gözleri kapalıydı.
"Ciddi misin ya?"
Ayağa kalkıp koluna girdim ve ayağa kaldırdım. Yavaş yavaş yürümeye başladık.
Telefonumu açıp bir arkadaşımı aradım. Gelip bizi alıp alamayacağını sordum. O da gelebileceğini söyledi.
Jisoo'yu zor tutuyordum. Bir ağaca yaslanıp yolun kenarında beklemeye başladım.
Jisoo birşeyler mırıldanıyordu ama anlamıyordum.
Çok zor geçen on dakikadan sonra arkadaşımın arabası önümüzde durdu. Jisoo ile birlikte arka koltuğa oturdum.
"Çok teşekkür ederim geldiğin için."
Jisoo'yu gösterdi.
"Neyin oluyor?"
Gülümsedim.
"Sevgilim."
"Sevindim sevgilin olmasına."
"Evet, bende sevindim sevgilim olmasına."
Güldü.
"Ne güzel. Senin eve mi bırakayım?"
"Evet, sağ ol yeniden."
"Rica ederim."
Jisoo'ya baktım. Saçlarından yüzü görünmüyordu. Saçlarını yavaşça geri çektim. Biraz yaklaştım.
"Jisoo?"
Ağzından garip bir ses çıktı.
"Ne? Anlamadım."
Birşeyler daha dedi ama yine anlamadım.
-
Araba evin önünde durduğunda arkadaşıma döndüm.
"Teşekkürler, sonra görüşürüz."
"Görüşürüz."
Jisoo'nun koluna girip arabadan indim.
Eve girip kapıyı kapattım. Jisoo'yu oturtup ayakkabısını çıkardım. Tekrar koluna girdim. Odamıza girip kapıyı kapattım. Jisoo'yu yatağa oturttum. Yüzüne baktım, beni izliyordu.
Üstündeki ceketi çıkardım. Sonrada kollarını kaldırıp tişörtünü çıkardım. Biraz eğildim.
"Jisoo, iyi misin?"
Başını salladı.
"Hadi yatalım, hadi."
"Pantolonla mı yatacaksın?"
Başını sallayıp uzandı. Bende hızla üstümü değiştirip yanına yattım.
Bana döndü.
"Jennie."
"Efendim?"
Bir anda dudaklarımızı birleştirdi. Ben donup kalmışken vücudunu iyice yaklaştırdı.
Bende karşılık vermeye başladım. Tüm gün yorulmuştum ama bu çok iyi hissettirmişti.
Bir süre sonra geri çekildi. Yanağıma dokundu. Eli yanağımdan saçlarıma doğru ilerledi.
Elini biraz saçlarımın arasında dolaştırdıktan sonra durdu. Bense yalnızca onu izliyordum.
Durduktan sonra elimi çekti. Öylece bana bakmaya başladı.
Bir anda kendime engel olamadım. Bir kolumu Jisoo'nun diğer tarafına koydum.
Dudaklarımızı birleştirdim.
-
Evet, Jisoo beni bu hayatımda bulmuştu. İlk hayatında dediği son şey gibi.
O beni buldu. Bende onu çok sevdim.
Umarım bir sonraki hayatımızda da beni yine bulabilir.
^
ALLAHIMA SUKURLER OLSUN BITTI
COK MUTLUYUM
SEVDIGIM BIR FICTI AMA YINEDE BITTIGINE MUTLUYUM
SIMDIDEE
YENI FICIMIN ILK BOLUMUNU YAYINLAYACAGIM
🤯🤯