4-Saçlarına yıldızlar düşmüş

230 40 26
                                    

Yazardan.

"Hyunjin! Oğlum gelir misin?"

"Geliyorum annecim!"

Annesinin seslenişi ile odasından mutfağa koştu küçük çocuk.

"Efendim anne?"

"Oğlum ben birazdan yan komşumuza oturmaya gideceğim, gelmek ister misin?"

"Ah! Felixlere mi gidiyorsun?"

"Evet canım."

"Tabii ki isterim!"

"Tamam o halde hazırlan çıkalım."

Hemen odasına koştu ve üzerini değiştirdi hyunjin. Aynı hız ile annesinin yanına ulaştı ve birlikte evden çıktılar.

"Annecim siz Felix'in annesi ile arkadaş mı oldunuz?"

"Evet canım, çok iyi anlaştık. Sen ve Felix gibi."

Gülümsedi Hyunjin. Felix tatlı, biraz içine kapanık bir çocuktu. Ama hyunjin ile birlikteyken rahat görünüyordu. En azından hyunjin böyle gözlemlemişti.

Hemen yan bahçeye girip kapının önüne ulaştılar. Bayan hwang kapıyı çaldı ve beklemeye başladılar.

Kapıyı Felix'in annesi bayan lee açmıştı.

"Hoş geldin tatlım."

Diyip bayan hwang ile sarıldılar. Daha sonra bayan lee Hyunjin'e döndü ve eğildi. Saçlarını karıştırarak,

"Sende hoş geldin küçük prens."

Hyunjin genişçe gülümsedi.

"Hoş buldum!"

"Buyrun içeri geçelim."

Birlikte eve girdiler. Hyunjin'in gözü bir adet Felix'i arıyordu. Bu sırada odaların birinden küçük bir kız çocuğu koşarak gelmeye başladı.

"Merhaba bayan hwang." Diyerek genç kadına sarıldı.

"Merhaba olivia, nasılsın?"

"İyiyim. Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk tatlım."

Bayan lee araya girdi ve sorusunu yöneltti.

"Kızım, hyunjin ile tanıştın mı?"

Küçük kız Hyunjin'e döndü ve başını iki yana salladı. Karşısına geçerek gülümsedi.

"Merhaba Hyunjin oppa, ben Olivia."

"Merhaba Olivia."

Dedi ve tebessüm etti hyunjin.

"Hadi o zaman oturma odasına geçelim."

Herkes oturma odasına geçmişti ama hyunjin felix'in yanına gitmek istiyordu.

Bunu hissetmiş gibi bayan lee olivia'ya Hyunjin'i felix'in yanına götürmesini rica etmişti.

"Olivia, Hyunjin'i abinin yanına götürür müsün? Onunla oynamak için gelmiş olmalı."

Olivia kafa salladı ve Hyunjin'e döndü.

"Gel benimle."

Birlikte oturma odasından çıkarak, koridorun sonundan sola döndüler ve Felix'in odasının önünde durdular.

"Abime haber vermemi ister misin?"

Hyunjin başını iki yana salladı ve teşekkür etti. Olivia ise tekrar oturma odasına gitti.

Felix'in geleceğinden haberi yoktu, ona sürpriz olacaktı. Hyunjin gülümsedi ve derin bir nefes aldı. Heyecanlanmıştı sanki..

Kapıya vurdu ve ses gelmesini bekledi.

"Olivia, gelme artık. Oynamayacağım evcilik falan." Diye seslendi Felix.

Hyunjin kıkırdadı ve tekrar çaldı kapıyı.

"Offf oli-

Derken kapıyı açtı felix ve şaşkınlıkla gözlerini kocaman açtı.

"Hyunjin.."

"Merhaba Felix."

Felix utana sıkıla gülümsedi ve selam verdi,

"Merhaba. Hoş geldin, senin olduğunu bilmiyordum o yüzden şey ettim.."

"Ne ettin?"

"Kızdım işte, kusura bakma. İçeri gel hadi."

İkili içeri geçti. Hyunjin odayı inceledi biraz. Beyaz ve mavi renkler ile döşenmişti. Tavanında ise bulut desenleri vardı. Felix bulutları gerçekten seviyordu..

"Vay be! Felix odan çok güzel!"

"Teşekkür ederim. Gel oturalım."

Birlikte armut koltuklara oturdular.

"Annen ile birlikte mi geldin?"

"Hmhm. Annem gelecekti aslında ama beni de çağırdı bende sana sürpriz olsun diye geldim. İyi yapmış mıyım?"

"Tabii ki!"

Hyunjin yeni fark ediyordu, Felix'in kahverengi saçları sarı sarı parlıyordu. Çok güzel görünüyordu, parıltılı çocuk.

Sanki saçlarına yıldızlar düşmüştü.

"Felix, saçların neden parlıyor?"

Kısa olan kaşlarını çatarak minik ellerini saçlarına götürdü.

"Ahh Olivia yüzünden.. saçlarımı süslemek istedi bende izin vermeyince sim döküp kaçtı. Yıkamayı unuttum."

"Çok tatlı görünüyorlar."

Küçük bir tebessüm ile başını öne eğdi.

"Dokunabilir miyim?"

"Tabii.."

Hyunjin yumuşacık olduğu belli olan saçlara çıkardı elini ve okşadı. Felix ise tatlı bir gülümseme ve hayran dolu bakışlar ile Hyunjin'i izlemeye başladı.

"İpek gibi saçların, çok güzel felix."

"Teşekkür ederim hyun.."

Hyunjin saçlarından elini çekti ve etrafa bakındı. Cam dikkatini çekerken yerinden kalktı ve ilerledi.

"Ah felix! Odan benim odamı görüyor."

Felix, Hyunjin'in yanına gitti ve onun gibi dışarıya bakmaya başladı.

"Cidden mi, fark etmemiştim."

"Evet, artık akşamları buradan konuşabiliriz."

"Evet! Pekala şimdi ne yapalım?"

Bu sırada odaya Felix'in annesi elinde bir tepsi ile girdi.

"Çocuklar, size limonlu kek ve meyve suyu getirdim."

"Teşekkürler anne."

"Teşekkürler Bayan Lee."

"Rica ederim canlarım. Afiyet olsun."

Kadın odadan çıktı, ikili yere oturup bağdaş kurdular ve sohbet ederek yiyeceklerini yemeye koyuldular.

--

Ne sohbet ediyolar acaba (bende bilmiyom)

yoohsn hasta hediyesi dedim buyur hayatim

Kactim ben bbayy🧚🏻‍♀️



Seaside town / HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin