Yazarın anlatımı ile.
"Bizi unuttular."
"Evet ya, geri dönsek anlamazlar."
Minho ve Jisung iyi anlaşmış görünüyorlardı. Jisung sürekli heyecanla Minhoya bir şeyler anlatıyordu. Minho ise sakinlikle ve dikkatle dinliyordu. Hyunjin ve Felix'i unutmuşlardı bile. Kendi dünyalarındaydılar.
İkili hızlı yürüyerek onlara yetişti ve sohbetlerine katıldı.
"Felix, Minhoyu ormandaki göle götürelim mi?"
"Bilemedim ki. Karanlığa kalırsak iyi olmaz."
"Chan ve Changbin hyung'u da alalım. Bide Seungmin'i. Eğlenceli olur. Lütfeen."
"Sence hyun?"
"Yani olur bence çok kişi olursak başımıza bir şey gelmez."
"Pekâlâ. Chan hyung'un evi yakın oraya gidelim. Sonra diğerlerini alırız."
Herkes onaylayınca birlikte yola koyuldular. Herkesi tek tek evlerinden alarak ormanın girişine geldiler.
"Hava henüz kararmadı ama yine de çok kalmayacağız tamam mı?" Diyerek herkese tek tek baktı Chan.
Onay sesleri alınca gülümsedi. Orman çok sık ağaçlardan oluşuyordu. Fakat küçük çocuklar için geç sayılabilecek saatte gidilmesi doğru mu orası tartışılırdı.
"Birbirimizden ayrılmayalım sakın."
Etrafa bakınarak yürüyorlardı. Fazla kişi olduklarından fazla korktukları söylenemezdi. Felix hariç. Koala misali Hyunjin'in koluna yapışmıştı.
"Buraya gelmek iyi bir fikir miydi Hyun?"
"Sakin ol. Çok uzağa gitmeyeceğiz. Döneriz yarım saate."
Felix sessiz kalıp sıkı sıkı sarılmaya devam etmişti.
"Chan hyung bir gün piknik yapmak için gelsek güzel olur dimi?"
"Evet Jisung. İyi fikir. Hafta sonu yapabiliriz bence."
"Kesinlikle. Planlayalım bunu."
Sohbet eşliğinde biraz daha yürüdüler. Sonunda küçük gölete ulaştıklarında durdular.
"İyi ki hava kararmadan gelebildik." Diye konuştu Changbin.
"Neden korkuyor musun Changbin hyung?"
"Bulaşma bana Hyunjin. Korkmadığımı biliyorsun."
"Hıhı aynen."
"Bak nasıl dalga geçiyor. Gelsene yanıma sen bi."
"Yoo bişey demedim ki canım hyung'um."
"Kaç tabii."
"Bence Hyunjin kendisi korkuyor. O yüzden Changbin hyung'a laf attı." Dedi Jisung.
"NE? Ben mi? Güldürme ji."
"Evet sen. Niye şaşırdın? Daha geçen okul bahçesinde duvardan kedi atlayınca yerinden zıplamadın mı sen?"
"Aniden geldi ürktüm."
"Hee aynen."
"Bakın ne diyeceğim. Herkes ikili olarak ayrılsın. Ormanda gezinelim. Buluşma noktası da ormanın girişi olsun. İlk buluşma noktasına giden ikili korkak olur."
"Ben varım." Diye atladı Jisung.
"Ben yokum." Dedi Felix.
"Hayır Feliix. Biz bir takımız. Tabii ki varsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seaside town / Hyunlix
FanfictionKüçük bir sahil kasabası, iki minik beden, bir çocukluk. Yıllar sonra, küçük bir sahil kasabası, iki genç, bir aşka dönüşür. -- 02.12.2023 #14 Hyunlix 12.12.2023 #10 Felix 16.12.2023 #8 Felix 08.11.2024 #23 Hyunlix