"Bir telefon geldi," dedim."Nasıl bir telefon?" diye sordu Jihoon.
"Ofisimdeyim, telefon çaldı. Bir ses. Tanımadığım bir ses."
"Ne söyledi? Tam olarak?"
"Yani," diye yalan söyledim, "not alamadım." Karaladığım cümlelerle dolu kağıtlara baktım.
"Ne söyledi?" Jihoon sabırsızdı.
"Şöyle söyledi: 'Onu ben öldürdüm.' Sonra bana sağ arka cebi sormamı söyledi. Gazetedeki haberleri okuduğunu söyledi. Bir şeyler daha geveleyip kapattı. Ama ne anlam çıkartmam gerektiğini bilemedim ve sizi aradım."
"Tekrar arayacak mı?" Jihoon'un sesi yine öfkeliydi.
"Bilmiyorum," diye yalan söyledim. Küçük bir yalan, diye düşündüm. Katil arayacağına söz vermiş olmasına rağmen kesin olarak bilemiyordum sonuçta.
"Tanrım," dedi Jihoon. "Bir fikrin..."
"Hayır," dedim sözünü yanda kesip. "Kim olduğuna ya da nereden aradığına dair bir fikrim yok. Sesi yumuşak, sakindi. Belki de sesini bir daha tanımamam için değiştirmiş
de olabilir. Üzgünüm, bunun size pek yardımı olmayacağını biliyorum."
"Başka?" Bu kez araya giren Soonyoung'du. Jihoon'un kendi
kendine küfrettiğini duyabiliyordum.
"Söyledim ya, bir şeyler geveledi. Hâlâ bir anlam çıkartmaya çalışıyorum. Hepsi bu."
"Daha çok çalış o zaman," dedi Soonyoung. "Bir şey, her hangi bir şey; bize yardımı dokunabilir."
"Biliyorum," dedim. "Konuşmayı aklımda tekrar canlandırmaya çalışıp sizi arayacağım."
"Tanrım," dedi Jihoon. Telefonu kapattım ve duvardaki saate baktım. Otuz dakikalık süremin dolduğunu ve katilin beni aramasına sadece birkaç dakika kaldığını fark ettim. Masamdan fırlayıp şehir masasına koştum. Woonwo kağıtlarından kafasını kaldırıp bana baktı. Bir an için önündeki yığına baktım ve heyecandan kelimeleri bile okuyamadım.
"Woonwo," dedim, "katil beni aradı." Sesimdeki heyecanı kontrol edemiyordum. Birkaç kişinin, diğer muhabirlerin, editörlerin kafalarını kaldırıp bana baktığını gördüm. Sırıtıyordum ve aklımdaki düşünceleri ağzımdan hızla dışan atmamı sağlayacakmış gibi ellerimi ileri geri hareket ettirerek konuşuyordum.
"Birkaç dakikaya tekrar arayacak. Bana bir kayıt cihazı lazım. Adamın söylediklerini ona belli etmeden
kaydetsem iyi olacak." Woonwo'nun yüzündeki ifadenin şaşkınlıktan heyecana dönüşmesini izledim. Sonra yüzünden bir gülümseme belirdi.
"Katil olduğundan emin misin?"
"Evet," dedim. Sonra açıklayacağımı söyledim - çok az zamanım kalmıştı. Başıyla onayladı ve birkaç saniye içinde kütüphaneye koşup kilitli dolapların birinden bir kayıt cihazı çıkardık. Haber odasma hızlı adımlarla geri dönerken bir yandan da cihazı çözmeye çalıştım. Aparatı telefona taktım ve Woonwo'nun sorularına cevap verdim. Hâlâ beni arayanın gerçekten katilin kendisi olduğundan emin olmak istiyordu. Ona ilk konuşmamızdan bahsettim ve yazmayı başardığım karışık notları gösterdim. Notlarıma dikkatlice baktı, sonra sorgular bir ifadeyle kaşlarını kaldırdı. Arka cepte ne olduğunu bilmek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sıradaki sensin✧svt✔
FanfictionBir gazetede muhabir olan Choi Seungcheol şehirdeki cinayetlerin haberini yaparken bir gün hiç beklenmedik bir telefon alır. Telefondaki ses ona kısa süre sonra işleyeceği cinayeti tüm detaylarıyla anlatmaya başlar ve tam da söylediği yerde ve saatd...