25

56 23 9
                                    

"Haberini okudum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Haberini okudum. İnsanların tepkileriyle ilgili olanı," dedi.

"Özellikle de silah dükkanındaki kısım hoşuma gitti. Acaba o insanların kaçı silahı nasıl tutacaklarını öğrenmeye çalışırken kendini vurmayı başaracak, merak ediyorum? Ordudayken
karşılaştığım bir manzara bu; bazen korku öyle güçlüydü ki insanın kendi kendine verdiği acıdan kaçma arzusuna baskın geliyordu. Ormana yapacağımız bir sonraki çıkartmayı beklediğimiz tozlu, sıcak, nahoş yerlerde, o askeri üslerden birinde
yaşanan bir durum. Kamplarda vakit çok yavaş geçerdi; bir şeyi yapmak normalden iki kat daha uzun sürüyormuş gibi gelirdi ve sıcaklık çok yoğundu. Ter kol altlarımdan su gibi
boşalırdı.

"Her neyse, kamplarda her zaman askeri bir sessizlik vardı; sesler sıradandı, inip kalkan helikopterler, yakınma sesleri. Periyodik olarak bir ses duyulurdu; daha keskin, daha belirgin, daha tanıdık bir ses: Bir M-on altının tek el ateşlenmesi. Doktor çağırmalar ve muhtemelen acılı birkaç çığlık. Yaralıyı her zaman sol ayağında bir mermi deliğiyle, ayak parmağı uçmuş halde bulurduk. Ranzasında oturuyor olurdu, etrafı kıyafetleri ve temizlik malzemesi kokusuyla çevrili... İlk sözcükleri, 'Lanet şeyi temizliyordum, ateş aldı,' olurdu, ardından sağlık ekipleri gelirdi ve adamı alırlardı. Aslında herkes ne olduğunu bilirdi. Ama kimse fazla umursamazdı. En azından ben umursamazdım. Gözlerimi kapatıp kampın sesini, bağrışmaları dinler, uyurdum. Ben hiçbir zaman öyle korkmadım."

O konuşurken Jronghana'a çılgınca el kol sallayarak bana not almam için kağıt kalem getirmesini işaret ettim. Ellerimi deli gibi sallayıp havaya yazı yazar gibi yaptım. Jeonghan başıyla onayladı, yüzünde ciddi bir ifade vardı. Az sonra bir tomar beyaz kağıt ve tükenmez kalemle geri geldi. İlk sayfanın üstüne yazdım:


Katil


ve altını üç kez çizip ona uzattım. Refleks olarak eliyle ağzını kapattı ve gözlerinin dolduğunu gördüm. Karşımdaki yemek masasının başına çöktü ve daha sonradan öğrendim ki konuşmamız boyunca beni izlemiş. O sırada tüm dikkatim telefonda ve önümdeki boş sayfada olduğu için fark etmemiştim. Katil konuşmaya devam ederken sayfaları doldurmaya
başlamıştım.

"Neyse, dediğim gibi, haberini ilgiyle okudum. Onca insanın düşüncesi ve endişesi. Bilinmeyene, kontrol edilemeyecek olana duyulan basit korkunun üzerine yoğunlaşan onca entelektüel eneıjiyi bir düşün. Herhalde tüm amatör psikiyatristler
ve suç uzmanlan bunun bana bir tür güç verdiğini düşünüyordur. Eh," dedi gülerek, "haklılar. Veriyor. Bunu seviyorum."

Sesinde bir öfke tınısı belirdi. "Benden tiksiniyorlar, tüm o insanlar. O silahları satın alan züppe tipler - silah nasıl kullanılır biliyorlar sanki - sokakta konuştuğun o insanlar, o klişe korkuları, güvenli ve küçük hayatlarının tehdit altında olduğuna
dair endişeleri... Keşke hepsine ulaşabilmemin, hepsini öldürebilmemin bir yolu olsaydı..." Duraksadı. "Elimden gelenle idare etmem gerekecek, değil mi? Ama tüm o güvende yaşayan insanların korkunun en kötüsünü, elinden hiçbir şey gelmeyeceğini bildiğin türden korkuyu ta içlerinde hissetmelerini istiyorum. Kusursuz korku. Beni toplumun karnındaki, hayatlarını yiyip bitiren bir kanser gibi görmelerini istiyorum."
Derin bir nefes aldı.

sıradaki sensin✧svt✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin