10

69 26 6
                                    

Woonwo o akşam bir şeyler içmek için dışan çıkmak istedi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Woonwo o akşam bir şeyler içmek için dışan çıkmak istedi. Geç kalacağımı haber vermek üzere Jeonghan'ı aradım. îş yüzünden geç gelmeme alışkındı ve pek bir şey söylemedi. "Ben evdeyim. Okumam gereken bir kitap var."

"Hangisi?" diye sordum.

"Camus. Veba. Bugün doktorlar bahsediyordu, ameliyattan sonra. Canları sıkkındı. Bir tanesi bilgi ve teknolojinin on dördüncü yüzyıldaki kadar çaresiz olduğundan yakınmaya başladı -vebanın yaygın olduğu yıllar. Belki de kocakan ilaçlarına geri dönmeliyiz dedi... Eve geldiğimde raflara göz atarken gözüme bir kitap takıldı, okuldan kalmadır belki... Başını hatırlıyor musun? Doktor oturduğu binada ölü bir sıçan görüyor ve sonra herkes güneş ışığında ölmek için topraktaki ve karanlıktaki tüm deliklerden çıkan ölü sıçanlardan yakınmaya başlıyor..."

"Doktorlar neden sıkkındı?"

"Çünkü sabah bahsettiğim şu iş adamının içini açtığı­mızda, hiç iyi şeyler olmadı. Midesi tamamen bitmişti. Kanserli bölgeyi kesip almaya çalıştılar ama her yere yayılmıştı. Siyah, kırmızı ve o kadar çirkin ki; manzara apaçık ortadaydı." Sesi kalınlaştı.

"Ee," diye araya girdim. "Ne oldu?"

"Adam öldü."

"Aa," dedim. "Üzüldüm."

"Yapacak bir şey yok," dedi. "Aileye durumu açıkladıktan sonra ağladım. Neden bilmiyorum. Bazen çok etkileniyorum ve yalnız kalmak istiyorum. Depo olarak kullanılan odalardan birine girip biraz ağladım işte. Şimdi iyiyim ama." Telefonu kapattıktan sonra içimi bir suçluluk duygusu kapadı, onu teselli etmek zorunda kalmadığım için rahatlamıştım nedense. Bazen, diye düşündüm, kendini duygularına çok fazla kaptırıyor. Ama onu duygularından ötürü eleştirmemem gerekirdi, muhtemelen iyi bir hemşire olmasını onlara borçluydu; bir de becerikliliğine. Kafamı kaldırınca Woonwo'yu kapıda gördüm, kolunu sallayarak içki içmeyi kasteden pantomim hareketleri yapıyordu. Ceketimi aldım ve peşinden koştum.

Burası muhabirler ve basın mensuplarının uğrak yeriydi ve herkes rahatsız edici bir ateşkes imzalamış gibi barın farklı yerlerine dizilirdi. Konuşmalar orada son bulur gibiydi. Barın karanlığında hepimiz eriyip atmosfere kanşıyorduk adeta.
Woonwo'yla içkilerimizi alıp bir masaya geçtik ve kırmızı plastik kaplı koltuklara oturduk. Mingyu az sonra bize katıldı.

"Ne düşünüyorsunuz bakalım?" diye sordu Woonwo. "Bundan sonra ne olacak? Başka ne gibi hikayeler getirebilirsiniz?"

Mingyu omuz silkti. "Belki birini tutuklarlar."

"Bugün de haberi ön sayfadan vermeyi kabul ettirdim," dedi Woonwo. "Ama yarından sonra yeni bir şey bulamazsak hikaye yerel haberlere düşecek. Yavaş yavaş iç sayfalara kayacak ve sonra gazetede hiç yer bulamayacak. Ne düşünüyorsunuz?"
Bir süre düşündüm.

"Belki de en iyisi budur," dedim. Mingyu'ya baktım ama birasını içiyordu. "Olay insanları etkiledi biliyorum ama çoğu cinayet bu etkiyi yaratır, özellikle de yaşadığın yerin yakınında olduğunda. Belki bu da unutulması gereken vakalardan biridir, tabii eğer birini tutuklamazlarsa."

sıradaki sensin✧svt✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin