17

81 25 4
                                    

"Mezun olduktan kısa süre sonra, genç adam orduya kabul edilmiş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Mezun olduktan kısa süre sonra, genç adam orduya kabul edilmiş. Ailesiyle benzer bir tartışma yaptıktan sonra, ufak bir çatışma, belki bir iki madalya hayaliyle, Kore'ye gitmek için
gönüllü olmuş. Babası askerliğini iki s
avaş arasında kalan barış döneminde yapmış. Genç adamın adım attığı tehlikeli durumu hiçbiri öngörememiş. Ne kadar saf olduğunu anlatamam; konuşmalarımızda bu tekrar tekrar yüzeye çıkmıştı. Sonra, Çinliler Yalu'dan akın akın geldiğinde, bu genç adam cephenin ön sıralarındaki bir piyade bölüğünün başındaymış.

"Hepsini silip süpürmüşler, etraflarını kuşatıp hepsini katletmişler. Genç adam, ağır otomatik-silahlarla yaylım ateşine tutulup kelimenin tam anlamıyla havaya uçurulan bir müfrezedeymiş. Yaylım ateşi bittiğinde gruptan hayatta kalan yalnızca oymuş. Sonra Çinlilerin katliam yerinde dolaşıp cesetleri sistematik bir şekilde kontrol ettiğini fark etmiş.

"Esir düşmemek ya da vurulmamak için o saniyede ölü taklidi yapması gerektiğine karar vermiş. Parmaklarını kendi adamlannm kanına daldırıp üstüne başına sürmüş. Çok hızlı bir şekilde, tek bir amaç uğruna, ne yaptığının farkında bile olmadan hareket ettiğini anlatmıştı bana. En sonunda, yaraları gerçek gibi görününce, altlarında kalmak için kendi üstüne iki ceset çekmiş. Son olarak da cesetlerin birinden bir avuç
kan ve beyin parçacıkları alıp kendi alnına ve kafatasına bunları bulamış.

"Sonra da gözlerini kapatıp beklemiş, soğuk havanın nefesini ele vereceğinden korkarak, üzerinde iki ölü adamın ağırlığını hissederek beklemiş.

"Tabii algısmda bir kopukluk olmuştu; yalnızca kokusunu aldığı ve duyduğu şeyleri hatırlıyordu; kör bir adam gibiydi, her ses bir korku kaynağıydı, ona yabancı ve ürkütücü geli­yordu. Konuşma ve ayak seslerinin yaklaştığını duyduğunu anlattı bana. Bir ara İngilizce bir konuşma ve gırtlaktan gelen Çince cevapları duymuş. Ardından silah sesleri, giderek daha yakından geliyormuş. Toprağın soğuğunun ölüm gibi içine sızdığını, askerlerinin, emir verdiği adamlann, yalnızca birkaç saat önce tanıdığı insanlann cesetlerinin altına gömüldüğünü hissediyormuş. Bütün eklemlerinin korkudan buz kestiğini
söylemişti ve her an sımsıkı kapadığı gözkapaklarının ardındakinden daha derin bir karanlığa gönderilmeyi bekliyormuş. En sonunda yanma ulaşan ayak seslerini duymuş ve üstündeki cesetlerin ağırlığının değiştiğini, birisi tarafından dürtüldüklerini hissetmiş. Ardından ayak sesleri uzaklaşmış ve o da orada saatlerce kıpırdamadan, kaskatı halde yatıp başka bir ses duymayı beklemiş. Gözlerini açıp etrafına bakmanın
düşündüğünden daha fazla cesaret gerektirdiğini söylemişti. Ölüler dışında, etrafında hiç kimse yokmuş, yapayalnızmış.

"İki gün boyunca yalnızmış. Etrafta dolanıp çalılık ve ağaçların arasında saklanmış. Geceleri karın içinde kendini dalların altına gizlemiş. Yemek yememiş; bir şey bulamamış. Üçüncü gün karargahla irtibatı kesilen başka bir grupla karşılaşmış. Adamlar ana karargahla telsizle irtibat kurmayı
başarmışlar. Birkaç saat sonra kendi taburuna dönmeyi başarmış. Üstlerine olayı anlatan bir ifade verip adamlarını nasıl kaybettiğini anlatmış. Sanırım hepsinin ismi hafızasındaymış. Bir doktor tarafından incelenmiş, yaşadığı trajediye rağmen sağlığının iyi olduğuna karar verilmiş ve kısa süre
sonra Amerika'ya geri gönderilmiş. Ordu ona Üstün Hizmet Madalyası vermiş.

sıradaki sensin✧svt✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin