Bir gazetede muhabir olan Choi Seungcheol şehirdeki cinayetlerin haberini yaparken bir gün hiç beklenmedik bir telefon alır. Telefondaki ses ona kısa süre sonra işleyeceği cinayeti tüm detaylarıyla anlatmaya başlar ve tam da söylediği yerde ve saatd...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Wonwoo son ses kaydını dikkatle dinledi. Dirseklerini masaya dayamış, hafifçe öne eğilmişti. Kayıt cihazının içinde dönen dişlileri izledi; iki kez boş bir kağıda not aldı. Kayıt bitince sırtını dikleştirdi ve bir süre gözlerimin içine baktıktan sonra:
"Eh, denemişsin en azından."
"Sanırım." Omuz silktim. "Belki."
"Ses tonu beni endişelendirdi yalnız," dedi Wonwoo. "Eski konuşmalarından farklı. Acelesi var gibi. Fazla oyalanmamış. Önceden yaptığı gibi tariflerine duygularını katmamış. Bu cinayet konusunda neden bu kadar katı ki? Nedenini merak ettim doğrusu." Kaseti başa sardı ve katilin sesi ikinci defa odayı kapladı.
"Onu takip etmiş," dedi Wonwoo. "Spontane bir şey değildi."
"...Güneş sahnedeki spot ışıkları gibi beni takip ediyor..."
"Demek ki korkmuş. Görülmekten korkmuş."
"...Fotoğrafın merkezinde üzeri toprakla kaplı bir bebek..."
"İşte," dedi Wonwoo. "Bir anısını hatırlıyor."
"...O olay yaşandığında o kadın da bunun büyük bir parçasıydı..."
"Gördün mü, fotoğrafı ve sonra kendi anısını hatırlıyor."
"...Saçmalama." Telefon kapanıyor.
Wonwoo odada sabırsızca dolanıp eliyle kafasını ovalamaya başladı. Arada bir durup katille ilgili önceden yazdığım, duvara yapıştırılmış diğer haberlere baktı. "Bence bir değişimden geçiyor," dedi Wonwoo. "Emin değilim, sadece bir his. Yeterince insan öldürmüş olabilir. Belki de bölünmüş bir kişilikle karşı karşıyayızdır? Belki de içindeki diğer karakterlerden biri baskın gelmeye başlamıştır. Psikiyatrisi arkadaşına bunu da sordun mu?" Kafamı hayır anlamında salladım.
"Ona dinlettiğim kayıtlarda bölünmüş kişiliğe dair bir kaınt görmedi sanınm. Ama o nereden bilecek? Sonuçta, dinlediği kişilik tutarlı olduğu sürece. Psikopatik, dedi. Doğuştan katil." Wonwoo bana baktı, bir editörün bakışı. "Tamam," dedim. "Arayıp sorarım."
O akşamüzeri kaydı telefonda psikiyatriste de dinlettim. Her zamanki gibi konuşmadan önce durup düşündü. "İlginç," dedi. "Katilin aklındaki çelişkiyi düşün; kadını öldürüp bebeği bırakmak. Sembolik olarak kendi annesini mi öldürüyordu diye düşünmeden edemiyorum."
"Wonwoo katilde kişilik bölünmesi olduğunu ve diğer kişiliğinin insanları öldüren tarafına baskın gelmeye başladığını düşünüyor. Sizce?" Doktor yine tereddüt etti. Piposundan çıkan dumanı kafasının yukarısına doğru kıvrılırken hayal edebiliyordum.
