Bolume hosgeldinizzz! Uykumdan calip size bolum yaziyorum siz misil misil uyuyun.😭
İyi okumalaarr!
...
Hyunjin Felix'le beraber onun evine yürürken sürekli onu izliyordu. Ondan ciddi anlamda hoşlanmıyordu fakat ona zarar gelmesinden de korkuyordu, neydi bu duygu? Böyle bir duyguyu şimdiye kadar kimsede hissetmemişti. O ya nefret ederdi ya da çok severdi, ikisinin arasında bir köprü kurmayı başaran bir çocuğa hangi gözle bakmalıydı? İyice dağılmıştı yine kafası, düşüncelerinden sıyrılmak için konuşmayı seçti.
"Hiçbir şey almamışsın, ne yiyeceksin?"
"Hiç. Yarın sabaha kadar bir şey yemem, uçuruma gelirken atıştırmalık bir şeyler alırım."
Hyunjin'in aklına bir fikir geldi, fakat bu fikri kendine saklamayı tercih etti.
"Evim burası, pek büyük değil ama bana yetiyor."
Hyunjin tam önünde durduğu küçük eve baktı, oldukça tatlı görünüyordu. Felix ona döndü ve gülümsedi.
"Beni bıraktığın için teşekkür ederim Hyunjin, sen olmasan.. ah, her neyse! Tekrar teşekkür ederim, iyi geceler!"
Felix Hyunjin'in önünde eğilerek minnettarlığını gösterdi, Hyunjin ise sadece gülümsedi.
"Rica ederim, hadi gir evine."
Felix itiraz etmeden evin kapısını açtı ve içeri girdi, kapıyı kapatmadan önce son kez Hyunjin'e bakarak gülümsedi ve kapıyı kapattı. Hyunjin de güvende olduğunu anladığında arkasını dönüp kendi evine ilerledi.
Felix sırtını kapıya dayayarak çığlık attı, heyecandan göğsü patlayacak gibiydi. Bunun yaşanmasını istemezdi ama Hyunjin'in onun için endişelenmesi ve onu evine bırakması bile onu heyecanlandırmaya yetmişti. Hemen yatağına koştu ve üstünü bile değiştirmeden ayıcığına sarıldı.
"Tanrımm! Benim için endişelendi ve beni evime bıraktı! İnanabiliyor musun? Evime bıraktı beniii! Bence aşık."
Ayıcığına sıkı sıkı sarıldı ve hemen yarının gelmesi için uyudu.
..
Sabah gözlerini erkenden açmıştı yine, hemen kalktı ve yüzünü yıkamaya gitti. Dünkü kıyafetleriyle yattığı için çok rahatsız hissediyordu, hemen kıyafetlerini çıkardı ve güzel bir duş aldı. Duştan çıkınca hemen kıyafetlerini giymedi, yine bakımlarını yaptı ve öyle giydi. Yemeğini şimdi yemeyeceği için dudak nemlendiricisini sürdü, ıslak saçlarını taradı ve yanına çantasını alarak evden çıktı. Çanta almıştı çünkü hem kitabını, hem kilidini hem de yiyecekleri eliyle taşıyamayacağını biliyordu.
Markete koşa koşa gidiyordu bu sefer, korkuyordu dün geceden sonra. Markete geldiğinde sonraki günler için de biraz alışveriş yaptı. Birkaç ramen aldı evde yemek için. Şimdi yemek için ise pakette Buchimgae almıştı.
Kasada ödedikten sonra yürüyerek uçuruma gidiyordu. Dün sabahtan beri yemek yemediği için karnı gurulduyordu ve tepedeki güneş yüzünden de midesi bulanıyordu. Uçuruma iyice yaklaşınca orada oturan Hyunjin'i gördü, fakat yerde bir de sofra ve sofranın üstünde de birçok yiyecek vardı. Felix anlamaz gözlerle baktı ve oraya ilerledi. Hyunjin'in yanına vardığında oturmadı, açıklama yapması için Hyunjin'e baktı. Hyunjin ise umursamaz bir tavırla etrafına bakınıyordu.
"Ne bakıyorsun öyle, otursana."
"Yemek yiyeceğini söyleseydin daha fazla şey alırdım."
"Ben yemeyeceğim, sen yiyeceksin. Ben karnımı doyurup geldim."
"Ne?"
Felix'in gözleri kocaman açılmıştı, O'nca yemeği benim için mi getirdi?' diye düşünmeden edemedi. Sonra kalbi sıcacık oldu, gülümseyerek oturdu sofranın üstüne.
"Teşekkür ederim..."
İfadesizce Felix'e baktı Hyunjin, ama kalbi yumuşacık olmuştu.
"Rica ederim."
Felix yanında bulunan chopstickleri çıkardı ve yavaşça yemeye başladı. Hyunjin de onu izliyordu, yemek yemesi bile güzeldi bu çocuğun.
Felix karnını güzelce doyurduktan sonra mutlulukla Hyunjin'e baktı, gözleri yine parlıyordu.
"Bunlar gerçekten çok lezzetliydi hyung! Nereden aldın?"
"Almadım, yaptım."
Felix'in ağzı ve gözü sonuna kadar açılmıştı.
"Neeeee? Ciddi misin? Bunlar müthiş olmuş! Bir gün evime gelip bana da yapar mısın?"
Hyunjin bu teklifi cazip buldu.
"Bakarız."
Felix kocaman gülümsedi, ufacık şeyler bile onu mutlu etmeye yeterdi aslında, bunun gibi.
Günün geri kalanı yine böyle geçti, artık akşam olmuştu. Felix uykusu geldiğinden dolayı kitabını bir kenara bıraktı ve uçurumda boylu boyunca uzandı. Hyunjin onun bu hareketini görünce o da uzandı. Yan yana uzandılar.
"Hyung, yıldızlar gerçekten güzeller, değil mi? Biliyor musun, ben yıldız olmayı isterdim. Gökyüzünde, bir sürü kişiyle arkadaştır yıldızlar, koskoca Ay ile bile arkadaştır. Bak, şu yıldız Ay'a ne kadar yakın. Sen de Ay olsan güzel olmaz mıydı? Koskoca evrenin en sevdiği iki şey olurduk."
"Evet, güzel olurdu."
İkisi de birbirine baktı ve gülümsedi. Sonra da o şekilde farkında olmadan uykuya daldılar.
...
Romantiklik diyince benim honest reaction
minnos minnos oldular bunlar!
bolumun yarisini gece yazdim yarisini da sabah yazdim atmaya simdi vaktim oluyor bolum bolum diye cok agliyosunuz dayanamiyorum yavas olun benim de canim var😭😭😭
neyse umarim beğenmişsinizdir asklarimm oy ve yorum atarsaniz cookk mutlu oluruumm💗💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Kilidi
FanfictionANGST! Tamamlandı. Ateş ve Su ülkesinin iki varisi olan Hyunjin ve Felix, ülkelerinin birleştiği uçurumda, bir şans eseri olarak tanışmış, ve birbirlerinin hayatı olmuşlardı. Onları bağlayan güçlü bir kilit vardı ve bu kilit kırıldığı vakit, birinin...