21.

370 38 143
                                    

SHINUNOGA I WAAAA

nasilsiniz asklarım, ben iyiyim, siz de iyi olun cunku bu bolum cok anlamli olacak, arada soyle bolumler yapayim da beni dovmeyin💗

İyi okumalarr! 🌸

...

Olayın üzerinden henüz iki gün geçmişti, her şey hâlâ çok tazeydi, unutulmaya çalışsa da pek mümkün değildi bu, çünkü her geçen gün yeni cinayetler ekleniyordu. Her ne kadar ekipler, polisler yakalamak için çalışsa da maskeli adam her seferinde kaçmayı başarıyordu. Hatta ne kadar bulunmaya çalışsa bile, parmak izi dâhi çıkmıyordu hiçbir yerde. Polisler gerçekten sıkı bir çalışma sunuyorlardı ortaya, bundan herkes emindi.

Felix ise hâlâ Chan'ın evindeydi, birkaç gündür uçuruma gitmiyordu diye kendini kötü hissediyordu. Ayrıca Hyunjin de Felix'in kafasını toparlaması için gelmiyordu yanına. Felix kararlıydı, bugün gidecekti uçuruma.

Yemek yeme alışkanlığı hâlâ yerine gelmemiş olsa bile sabahları duş alıp bakımlarını yapmaya başlamıştı.

Bugün özel bir şeyler giymek istedi. Sadece özel günlerde giymeyi sevdiği bembeyaz bir gömlek giydi, altına da beyaz, kumaş bir pantolon geçirdi ve dudağına da lipbalmını sürmeyi ihmal etmedi. Sarı saçlarını güzelce taradı, çok güzel kokan bir parfüm sıktı. Üstüne beyaz bir ceket giydi ve Chan'ın yanına gitti.

"Hyung, nasıl olmuşum?"

Chan baştan aşağı süzdü Felix'i, giydiği şey hoşuna gitmiş olacak ki gülümsüyordu.

"Melek gibi olmuşsun birtanem."

"Teşekkür ederim Hyung, şimdi çıkıyorum, birkaç saat sonra gelirim, tamam mı?"

"Tamam Lix, evde olacağım."

Felix gülümsedi ve evden çıktı, yorgundu ve uykusuzdu, fakat bu sevgilisini görmesini engelleyemezdi. Tüm üstü bembeyazdı, gerçekten bir melek gibi görünüyordu. Sarı saçları üstüyle uyum sağlamış bir biçimdeydi, yumuşacık ve güzel görünüyordu.

Uçuruma geldiğinde Hyunjin'e baktı, Hyunjin de ona. Felix bembeyaz giyinmişken, Hyunjin simsiyah giyinmişti. Şu an adeta beyaz kuğu ve siyah kuğu gibilerdi.

Hyunjin'e siyahın asaleti takdim edilmişti sanki, Felix'e ise beyazın saflığı.

Kırmızı ve siyahın yoğun karışımı Hyunjin'i bir şarap gibi yapmıştı. Oysa Felix bir içki olamayacak kadar temizdi.

Hyunjin elini Felix'e doğru uzattı, Felix uzatılan ele bir süre baktı. Hâlâ anın büyüsündeydi o. Kendine geldiğinde uzatılan eli tuttu, Hyunjin onu belinden tutarak kendine çektiğinde gülümsedi. İçindeki yaraları gülümseyerek kapatmaya çalışıyordu kendince.

Hyunjin dudağına ufak bir öpücük kondurdu, Felix'in yanakları kızarmıştı. Artık onun da vücudunda kırmızı renk vardı. Bir anda bir şarkı açıldı, bu melodi Felix'e çok tanıdık geliyordu. Biraz daha dinleyince fark etti.

Contradicting.

Felix'in gözleri istemsizce doldu, bu şarkıyı çok seviyordu, özellikle önceden uçurumda yalnız oturduğu zamanlarda hep bu şarkıyı açar, kitabını bu şarkı eşliğinde okurdu. Felix ıslanmış gözleriyle gülümsedi Hyunjin'e.

"Nereden biliyorsun..?"

"Bazen bazı şeyleri bilmeye gerek yoktur, hissedersin ve bu olur."

Felix Hyunjin'e sıkı sıkı sarıldı,

Siyah kuğunun imkânsızlığı beyaz kuğunun imkânında hayat buluyordu.

Felix'in gözyaşları Hyunjin'in omzuna doğru yol almıştı. Hyunjin Felix'i omzundan çekti ve ellerini Felix'in yüzüne koydu. Gözyaşlarını sildi ve yanağını hafifçe okşadı.

"Ağlama bebeğim, neden ağlıyorsun?"

"Beni boşluğun içine sürüklüyorsun Hyunjin, bunu seviyorum."

Felix gülümsedi ve Hyunjin'e daha sıkı sarıldı, onu hiç bırakmak gelmiyordu içinden, onun da kendisini bırakmamasını umuyordu sadece.

Hyunjin Felix'in saçlarını okşuyor, kokluyordu. Sevgilisini çok seviyordu, çok bağlanmıştı.

Felix gergince Hyunjin'in omzundan çekildi, ürkek gözlerle bakıyordu şimdi.

"Sevgilim, çok korkuyorum, ya beni de öldürürlerse?"

"Merak etme sevgilim, ben varken kimse sana zarar veremez."

Felix'in içi biraz olsun rahatlamıştı fakat yine de korkuyordu, ya sıra ona gelirse?

"Bebeğim, yapma böyle, lütfen..."

"Peki, yapmayacağım. Oturalım mı?"

"Oturalım."

Felix Hyunjin'in elini sıkıca tuttu ve uçurumun kenarına oturdular. Arkada hâlâ contradicting çalıyordu, bu an çok huzurluydu. Tüm bu anları alıp cebine saklamak istedi Felix, bunu yapamayacağını biliyordu fakat isterdi.

Hyunjin ise öylece izliyordu Felix'i, her kıvrımını ezberlemek istiyordu, her hareketini gözlemlemek, ona göre davranmak istiyordu.

Siyah kuğu ve beyaz kuğu öylece oturdu her zamanki yerlerinde, birbirlerine zıt olmalarına rağmen bu kadar uyumlu olmaları inanılmazdı.

Why is love so contradicting..?

...

Ask neden bu kadar celiskili demis hwang hyuncan 😭

cok yaklastık finale ben cok uzuluyorum nasil bırakıcam sizi 😭😭😭😭

nasıl buldunuz bölümü, white swan ve black swan celiskisiyle contradicting'i nasil birlestirdim ama 😏💗

Begendiyseniz oy ve yorum atmayı unutmayın kuzularım, görüşürüz😽💗



Aşk KilidiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin