23.

290 37 82
                                    

omfg isler karısıyor gecmis olsun. 😭

...

Bay Hwang anlamaz gözlerle Minho'ya bakıyordu, yıllar sonra çıkagelen bu çocuğun elindeki bellek önemli bir şey olsa gerekti. Bay Hwang hizmetçilerden birinden çalışma odasındaki bilgisayarı istedi, hizmetçi koşa koşa bilgisayarı aldı ve getirdi. Bay Hwang bilgisayarı açtı, bilgisayarın ekranında minik Hyunjin fotoğrafı vardı. Minho 'Güzelliğini küçüklükten almış.' dedi içinden.

"Al evlat, tak buna."

"Öncelikle size söylemek istediklerim var, bunlar sadece kanıtları."

Minho derin bir nefes aldı, intikam sırası ondaydı.

"Oğlunuz, çok sevdiğiniz biricik oğlunuz Hwang Hyunjin."

"Ne olmuş oğluma?"

Minho gülümsedi, bundan öylesine zevk alıyordu ki anlatılması imkânsızdı.

"Su ülkesinden bir erkekle sevgili."

Özellikle erkek kısmını vurgulamıştı, çünkü babası zaten Su ülkesini duyduğu gibi sinirlenmişti, erkek kelimesini duyduğu gibi ayağa kalktı bir hışımla.

"Hayır! Olmaz öyle şey, benim oğlum yapmaz! O nefret eder Su ülkesinden!"

"İşte benim kanıtlarım da bu yüzden var efendim, sizin huylarınızı ezbere biliyorum. Her zaman sizin oğlunuz süt dökmüş kedi, öyle değil mi? Herkes suçlu ama tek masum sizin oğlunuz, herkes yalancı ama bir tek o doğruyu söyler, değil mi? Ah, efendim. Yıllar boyunca oğlumuza öylesine bağlanmış, öylesine onu savunmaya alışmışsınız ki, artık savunma sözcükleriniz bile aynı. 'Benim oğlum yapmaz, o nefret eder, o istemez, o yalan söylemez.' hep aynı şeyler, artık ezberledim efendim. Eğer oğlunuz gerçekten bir kere korkak olmayıp, babasının arkasına saklanmaya çalışmış olmasaydı, bunlar olur muydu? Asıl hata sizde efendim, her şeyde oğlunuzu savundunuz ve oğlunuz da bunu hoş gördü, rahat buldu ve istediğini yapsa bile günün sonunda sizin 'Oğlum yapmaz.' sözünüze geleceğini bildiğinden gelişigüzel davrandı. Bu yüzden bazen oğlunuza hak veriyorum, benim babam hayatta olsaydı ve bu kadar rahat davransaydı belki ben de gidip Su ülkesinin erkekleriyle yatar-"

Minho'nun yediği tokat kafasını yana düşürmüştü, fakat Minho gülmeye, daha sonra da kahkaha atmaya başladı. Arsızlığa vuruyordu artık, canını kimse acıtamazdı, yıllarca acılara katlanmış biri için bu tokat hafif gelmişti.

"Ah, siz oğlunuza karşı gerçekten çok saf bir adamsınız. Size üzülüyorum bazen, gerçekten bu olanları görememeniz çok acınası."

Minho yüzündeki sırıtmaya engel olamadan kalktığı yere geri oturdu, önündeki bilgisayarı açtı ve belleği bilgisayara taktı. Çektiği görüntüler şimdi tek tek önündeydi, hâlâ ayakta olan adama delici gözlerle baktı ve oturmasını istedi. Adamın gözlerinden hâlâ ateş fışkırıyordu, sert bir şekilde oturdu az önceki yerine. Minho ilk görüntüyü açtı. Hyunjin ve Felix birbirlerine bakıp gülümsüyorlardı. İkinci fotoğrafı açtı, Hyunjin ve Felix el ele tutuşuyorlardı, ve can alıcı üçüncü fotoğrafı açtı, Hyunjin ve Felix öpüşüyorlardı.

Babasının gözleri fal taşı gibi açıldı, bu nasıl olabilirdi? Yıllardır canından çok sevdiği oğlu nasıl olur da bir "su orospusu" ile öpüşebilirdi? Yumruğunu sıktığını bile fark etmemişti, Minho ise onun bu hâllerine gülüyordu, ona komik geliyordu bunlar.

"B-bunlar gerçek değil..."

"Ah, efendim. Bu sefer bir bahane sözcüğü kullanamadığınızı duyuyorum, çünkü bilirsiniz. Ben zaten gerçek olmayan bir şeyin peşine çok takılmam, ayrıca fotoğrafları kameramla çektim. Yani bunu editleyip size sunacak kadar aptal olamam herhalde, değil mi? Şimdi siz bana söyleyin, kimin tarafındasınız?"

Babasının elleri titremeye, göğsü sıkışmaya başlamıştı, ellerini göğsüne koydu ve birkaç defa öksürdü, tıksırdı. Cevap vermekten kaçıyor gibi görünüyordu.

"Hemen cevap vermek zorunda değilsiniz efendim, size belirli bir süre tanıyabilirim. Ama benim de bir sınırım var, bilmenizi isterim. Eski, saf Lee Miniminiho olmadığımı fark etmişsinizdir.
Bekliyor olacağım."

Minho masanın üstüne ufakça bir kağıt bırakıp arkasına doğru yürüdü. Zafer kazanmış gibi hissediyordu, mutluydu.

Hyunjin'in babası ise içindeki siniri etrafındakilerden çıkarıyordu, her şeyi dağıtıp, deviriyordu. Yıllardır olmamasını istediği tek şey gerçekleşmişti. Üstelik bu sadece sıradan bir halk insanıydı, bir önemi bile yoktu. Hyunjin nasıl olur da bu çocuğu öper aklı almıyordu, üstelik bir erkeği nasıl bu kadar rahat öpebildiğini tahmin etmek bile istemiyordu.

Nihayet sakinleştiğinde tek istediği şey oğlunun eve gelmesiydi.

...

diger bolum fight vaarr 🥳

Bölümü nasıl buldunuz, sahsen ben Linosumu bu mükemmel cesareti için tebrik ediyorum, hiç korkmadan nasıl tıkır tıkır söyledi içinde kalan tüm herşeyi! Hwang asko sesini bile çıkaramadı, bi ara tokat attı ama sss onu saymayın.

Oy ve yorum çıklıms yapmayı unutmayın, seviyorum hepinizi! 💗💗

Aşk KilidiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin