30.

280 36 64
                                    

hwang hyunjin hwang hyunjin
parapapa papaaa!  Kızlar bugün de en sevdiğimiz fici okumaya geldik mi? 

Bu bölümü kaos dolu yazmak istiyordum aslında, ama şöyle bir şey ki, bir önceki bölümlerde yeterince kaos vardı. Ben de biraz sevinin diye bıcır bıcır bir bölüm yazmaya karar verdim, nasılım? 😽

Ayrıca bölümü 7 gün (😭) sonra attığım için özür dilerim, aşırı yogundum ve Wattpad'e girmeye zamanım bile olmuyordu, zamanım olduğunda da sevdiklerimle konuşuyordum zaten, bu yüzden affedin bu yazarınızı 😔💗

Hadi size iyi okumalar, bana da iyi yazmalar!

...

Dün öğlenden, Hyunjin Kral seçildikten sonra aceleyle odasına çıkmış, iyi bir uyku çekmişti. Ertesi sabah uyandığında telefonuna gelen birçok bildirim onu pek şaşırtmış gibi değildi, dün bildirimlerini kapalı unutmuştu ve Felix'in de merak edeceğini zaten biliyordu.

Telefonu hemen aldı ve daha gözlerini bile açamadan geri aradı, başını yeniden yastığa koysa yatardı, ama özlemişti sevgilisini. Felix'in açtığı telefondan yüksekçe nefes alış veriş sesleri geliyordu, kesik kesik söylendi.

"Sen... Neden... Telefon... Telefonlarımı... Açmıyorsun..!"

"Bebeğim, önce bir sakinleş, otur, nefes al."

"Ne... Neden bahsediyorsun sen..! Ben... Öldüm korkudan... Sana bir... Bir şey oldu diye..."

"Çok üzgünüm bebeğim, biliyorum, endişelendirdim. Dün eve geldikten sonra çok fazla şey oldu, sonra da hemen uyumuşum, çok üzgünüm, anlatacağım hepsini!"

Felix derin bir oh çekmişti fakat hâlâ nefes nefeseydi.

"Neden nefes nefesesin sen?"

"Koştum çünkü! Belki uçurumdasındır diye..."

Hyunjin hızla yerinden kalktı.

"Yerinde beklersen biraz sonra uçurumda olacağım bebeğim."

Telefonu Felix cevap veremeden kapattı, üstüne siyah, lavicert çizgili bir kazak, altına da yine siyah bir pantolon giydi ve aşağı indi. Kapıda yine San'ın olması onu şaşırtmamış, sinirlendirmişti, yine de onu atlatacaktı. Yavaşça yanına yaklaştı ve konuştu.

"Sanniee~ dışarı çıkabilir miyim?"

San'ın gözleri sonuna kadar açıldı, Hyunjin ona ilk defa 'Sannie' diye sesleniyordu ve açıkçası, bu onun hoşuna gitmişti.

"Nereye gideceksin?"

"Hava alacağım, lütfen!"

"Krallığının açıklamasını yapacaktık bugün."

"Yarına ertelesen olmaz mı?"

San Hyunjin'in masumlukla bakan gözlerini gördü, o gözler içinde kaybolmak istiyordu aslında, hiçbir şey söyleyemeden kabul edecekti tabii.

"Pekâlâ... Eve ne zaman döneceksin?"

"Çok geç olmadan dönerim işte! Her neyse, görüşürüz!"

Aşk KilidiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin