Bu kurtları bu kadar kızdıracak bir şey yapmadımki tek yaptığım şarkı söylemekti. Bir ağaca tırmandım ve beklemeye başladım.Kurtlar beni görmediler ve koşmaya devam ettiler.Ağacın daha yüksek bir yere tırmandım,etrafıma baktım,biraz ilerde parlayan bir şey gördüm ama her neyse kırmızı ışık saçıyordu.Kurtların gelmediğinden emin olup aşağıya indim ve o parlaklığı takip ettim.
Parlaklık nehirin içinden geliyordu ve tuhaf olan nehir kırmızıydı. Nehirin etrafı ağaclarla çevriliydi ve ağaçların arkasında dağ vardı o dağın tepesindede külubemiz vardı.
Ben evden ayrılalı çok olmuştu,Will'le -sevgilimle- bir kulübede kalıyorduk.Will doğal yaşamı sever bende onu kırmadım,ayrıca annemin uzaylı falan olduğunu bilen tek kişiydi. Babam mı? Hastenede her hafta onu görmeye gideriz. Bir kaza geçirdi neyseki sadece kolu çatladı. Tamam çatlak da kötü bir şey biliyorum ama arabanın yuvarlanmasından sonra sadece çatlakla çıkması bence bir mucize.
Ceketimi çıkardım ve suya daldım.Derinlerde bir taş vardı,kırmızı bir taş onu aldım ve hemen yukarı çıktım. Ceketimi aldım taşı incelemeye başladım. Babamın bahsettiği Mars kralicesine benziyordu ama emin olamadım.
Eve geri döndüğümde Will yemek yapıyordu.Yemek yapmayı çok sevdiği için yemekleri hep o yapardı,kahvaltı hariç.Sabahları uyanamazdı
-Hoşgeldin tatlım.beni süzdü. Ne oldu kendini nehre mi attın
-Biraz öyle oldu.ona taşı gösterdim. Bunu nehrin altında buldum çok büyük bir ışık saçıyordu sence bu ne
-Bilmem ama babanın sürekli söylediyi Mars kraliçesi olabilir
-Bu imkansız o taşın etrafı siyah damarlarla kaplı
-Bak buda siyah
Taşın üstünden siyah bir ip çıkardı.Gerçektende bu taş Mars kraliçesi olabilirdi
-Bak ne diyecem,yemekden sonra babanın yanına gidelim hem bu şeyin ne olduğunu öğreniriz hemde babanın durumunu.
-Olur ama senden bir şey istiyebilir miyim Will?. Will başını salladı. Eğer babam iyileştiyse bizimle kalabilir mi belki hatırladığı bir şeyler vardır
-Elbette istersen biz bile onun yanına gideriz,sen bilirsin.