Bölüm-11

7 2 0
                                    

Will'e benzeyen yaratık hakketende Will'di, kısa süre önce insan haline dönmüştü. Will'i mavi elmas kaplı zincirlerle duvara sabitleyip bir odaya kapatmışlardı, benide ama ben serbesttim ve benim durduğum odada iki sadalye ve büyük bir masa vardı, Will'e aramızda sadece bir cam vardı ama cam demirden yapılmış gibiydi hiç kıpırdamıyordu. Will başını eğdi

"Boşuna uğraşma bu cam değil"

"Bu ne peki?"

"...Vens derisiyle Seyrus derisini karıştırdıkları tuhaf bir şey, katılaştığında şeffaf,kırılmaz bir madde oluyor"

"Sen bunu nereden biliyorsun?" Bir şey söylemedi,kapı açıldı Will'i vuran erkek içeri girdi ama arkasında bir kız vardı ve kız korkmuş gibi saklanıyordu. Erkek sandalyeye oturdu. Beni süzdü

"Oturmaz mısın?" Kötü bir bakış attım, konuşmaya devam etti "üzgünüm kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Cedrick" arkasındaki kızı gösterdi "buda Bell, kız kardeşim"
Sandalyeye doğru yürüdüm

"Neler oluyor, adımı nereden biliyorsun. Doğduğumu neredeyse kimse bilmiyor"

"Sen söyledin,neredeyse kimse dedin ve bende o bilenler içindeyim" kız kardeşine işaret verdi. Kız yakasını biraz aşağıya indirip gerdanını gösterdi. Mars kraliçesi, gerdanında derisinin içine girmişti ve bir parça eksikti

Kafamı iki yana salladım
"Bu imkansız. Mars kraliçesini sadece Marselin'in soyundan gelenler taşıyabilir"

"Annemizin Marselin'lerden biri olmadığını nereden biliyorsun"

Gülmeye başladım, sinirim bozulmaya ve etrafımdeki ışık büyümeye başlıyordu

"Bu dediğin imkansız Marselin'lerin sadece bir çocukları olabilir oda kız ve onun adını da Marselin koyarlar"

"O zaman senin adın neden Venüs" Cedrick iki kaşını kaldırıp alaycı şekilde gülümsedi ona bakakaldım

"Anneniz kim?"
Cedrick arkamdaki cama yürüdü ve cama yaslandı "buradaki asıl soru, babanız kim olacaktı"

Onu incelemeye başladım,Cedrick arkasına bakıp Will'i gösterdi "insanın kendi babasını hapssetmesi kolay bir durum değil"

Babası mı? Vay be bak bu çok ağır oldu.Will'e baktım bana özür dilercesine bakıyordu sanırım konuştuklarımızı duymuştu.

"Sana adını ne olarak söyledi?" Bir anlığına Cedrick'e baktım,bakışımdan bir şey anlamadığımı anlamıştı "yani herkese adı konusunda yalan söylüyor da"

"Will" gülümsedi "ve sende ona inandın" Cedrick duvardaki bir düğmeye bastı "merhaba baba" Will ya da her kimse hemen konuşmadı "merhaba"

"Kendini özletiyorsun"

"Bir daha yapmam...Bell nasıl?"

"Biraz midesi bulanıyordu ama iyi şimdi" kısa bir süre boyunca konuşmadılar

Cedrick "tekrar kan dolaşımın yavaşladığında seni çözeriz" Will tamam der gibi başını salladı. Cedrick dügmeye bir daha bastı "uzaylı haline geçince kan dolaşımı hızlanıyor ve tekrar insan olmasını biraz zaman istiyor bende onu oraya kapatıyorum ki hiçbirimizi öldürmesin"

"İnan bana hala anlamıyorum,kim o?" Cedrick ellerini ceplerine soktu "çılgın bir bilim adamı" Cedrick kapıya doğru yürüdü

"Hikayeleri sever misin?"

*****

Birisi gözlerime bir şey bağlamıştı,etrafı göremiyordum ama soğukluğu hissedebiliyordum. Asansöre bindiğimizi ve aşağıya indiğimizi anladım. Bir kapı gürültüyle açıldı ve gözlerimdeki bağı çözdüler.

Bir laboratuvardaydık ama burası Victor Frankenstein'ın laboratuvarına benziyordu. Her korkunç aletlerle doluydu,loş bir ışık vardı ve odanın sonunda beş tane tank vardı. İçinde iğren,boloncuklu yeşil bir sıvı vardı,tanklar bir insanın girebileceği kadar uzun ve genişti. Beş tankın üçü doluydu.

Birinin içinde bir Vens vardı,olması gerekenden daha zayıftı ve gövdesinin bir kısmı parçalanmıştı, diyerinde bir Seyrus vardı onun gözleri fıldır fıldırdı,yüzünün yarısı parçalanmış,kafatası da parlanmaya başlamıştı,en sağdakinde bir insan bedeni vardı ancak belden aşağısı yoktu bir koluda ve saçları dökülmüştü,ortadaki iki tank boştu. Tanrım bu çok korkunçtu. Cedrick etrafta dolaşarak konuşmaya başladı.

"Bundan yirmi yıl önceydi,ben daha üçyaşındaydın Bell ise yeni doğmuştu. William,gerçek adı bu. Annemin haberi olmadan bu laboratuvarı kurdu ve annemi kandırıp dünyaya bir Vens ve bir Seyrus getirdi ve onların üzerinde deneyler yapmaya başladı. Arfından annem yeni bir nesilden Foxarlardan bahsetti babam onları da yakalamaya çalıştı ama annem babamı yakaladı. Babam ona ihanet ettiyi için annem kaçtı, şuan dünyada mı onu bile bilmiyorum..."

"Annen sekizinci Marselin mi?"

Gülümsedi.

"Annemin adı Marselin değil sadece Marselinlerin soyundan geliyor. Sekizinci Marselin benim büyük annem."

Ha! Ama,bir dakika eğer sekizinci Marselin büyük annesiyse o zaman ben teyzesi oluyordum. Dur benim bir kardeşim mi var?!

Cedrick üzerinde büyük,siyah bir kumaşın örttüğü beyaz duvara yürüdü

"Annemin adı daha kısa Neptarya"

Örtüyü indirdi ve William'la bana tıpa tıp benzeyen kızın portresi çıktı,tek farkımız onun saçı daha açıktı. Cedrick bana döndü

"Neptarya,Neptünün yaratıcısı anlamına gelir Vens dilinde. Teyze."

Bir Cedrick'e bir portreye bakıyordum. Etrafımdaki ışık git gide söndü ve yine insan oldum,gözümde göz yaşları birikmiş çıkmak istiyorlardım.

Cedrick gülümsedi

"Gerçekten çok benziyorsunuz..."

Arkama bakmadan kapıdan çıktım. Mars kraliçesini bulmuştum şimdi sıra yıllardır kayıp olan kız kardeşimi bulmaya geldi.

VENÜSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin