Dışarıda hiç görevli yoktu ancak içeride milyonlarca vardı bunu hissediyordum. Will'le dikkat çekmemek için arabanın için bekliyorduk,içeri girdiğimizde ne yapacağımızı konuşmak yerine hangimizin ön kapıdan gireceğinin kavgasını yapıyorduk
"Will eğer ön kapıdan girersem dikkatleri dağıtırım sen daha önceden yaptığın için şüphelenebilirler""Ben ilk başta kendim gibi girmedim ki. İkimizin de çözemediği formda girdim ayrıca ben koşucuyum Ven,içerideki tüm askerlerden daha hızlı koştuğuma bahse girerim"
Binanın girişine baktım silahlı bir asker dışarı çıktı,Will'e eyilmesini işaret ettim. Askerin arkasından tüm bedeni çelikle kapatılmış,askerden daha uzun bir beden çıktı arkasından da bir görevli. Görevli çelikle kaplanmış bedene vurup yürümesini söyledi,Will sessizce konuştu
"O şeyde ne öyle"
"Bilmiyorum ama insan olmadığı kesin ya bir Seyrus ya da bir Vens, Foxar da olabilir"
"Seçenekler çok yani" olumlu şekilde başımı salladım "peki ne yapacağız"
"O şey her neyse onu kurtaracağız". Will arabadan indi ve bas bas bağırmaya başladı
"Hey çelik kafalar sizi. O şeyi gördüm ve tüm Dünyaya bir uzaylı yakaladığımızı söyleyeceğim hatta bir uzaylı istilasının içinde olduğumuzu."
Tanrım bu çocuk ne yapıyor? Her ne yapıyorsa askerin dikkatini çekmişti,asker ona ateş etmek için nişan almış görevlide telsizinden bir şeyler diyordu. Çeliğin içindeki şey etrafa bakındı beni görünce bir tıslama sesi çıkardı,asker Will'le ateş etmeye başlamıştı bile. Çeliğin içindeki görevliden kurtulup Will'in önüne geçti sonra çelik tıslayarak açıldı ve bir Seyrus çeliğin içinden çıktı.Haklıydım bu adamlar Vensleri ve Seyrusları yakalamışlardı. Seyrus bana döndü biraz zorlansada "kraliçem sizi bulduk,anneniz haklıymış" dedi. Askerler binadan çıkıp bize ateş etmeye başladı Seyrus bizim önümüze geçerek kurşunların bize gelmesini önledi.
Will tekrar arabaya bindi Seyrus'a seslendi "hey başka Dünyadan gelen bizi takip et ve Venüs'ü koru tamam mı?"
"Ne!" Seyrus anladığını söyleyen bir ses çıkardı,Will arabayı sürmeye başladı tam binaya doğru sürüyordu Seyrus da arkamızdan geliyordu.
"Ne demek koru ,Will ben kendimi koruyabilirim""Hayır koruyamazsın ,güçlerini kullanamıyorsun ,eğer ön kapıdan girmek istiyorsan o tuhaf şeyde seninle gelecek"
"Tamam güçlerimi kullanamıyor olabilirim ,ikimizi de koruyabilir"
"Hayır olmaz sen onun kraliçesisin o ve onun gibiler için önemlisin"
"Ama sende benim için önemlisin!" Will konuşmadı ,ben devam ettim "ben senin için önemli değil miyim?" Will bana baktı
"O ve onun gibiler için dedim,o grubun içinde bende varım"
Ha,ne! Will bir uzaylı mıydı,bu yüzden mi buraya gelmek istememişti? Ben bunları düşünürken Will arabayla içeri girmişti,hemen dışarı çıktı bende arkasından gittim. Will Seyrusa seslendi "hey kızıl elmas Venüs'le beraber yukarı çık tüm uzaylı filmlerinde önemli şeyler üst katta olur buda üst kattadır değil mi?"
Baya düz mantık "hayır yukarı falan çıkmıyorum. Az önce dediğin şey de neydi,gerçek miydi?"
"Venüs sence bunu tartışmak için iyi bir zaman mı?"
"Elbette hatta harika bir zam..." Will yanıma gelmiş ve dudaklarımız birleşmişti. Biraz o şekilde durduktan sonra Will'in nefesini hissettim "hakkımda bilmediğin çok şey var Ven, sana söz veriyorum buradan sağ çıkalım her şeyi anlatacağım" beni bırakıp asansöre doğru yürüdü,Seyrusa seslendi "kızıl elmas merdiven" Seyrus beni tuttu ve merdivenlere gitti ,merdivendeki tüm askerleri ateşe verdi. Merdivenlerden çıkarken asansöre göz attım,aşağıya iniyordu.
Seyrus gördüğü her askeri,görevliyi öldürüyordu, bundan da zevk alıyor gibiydi. En üst kata çıktığımızda bir duvarla merdivenlerin sonu geliyordu "cidden mi? Buranın sonu mu var?" Seyrus beni yere bıraktı duvara ellerini yasladı ve Seyrusdan duvara büyük bir sıcaklık gittiyini hissettim.
Duvarın yanında bir parmak izi algılayıcısının olduğunu gördüm. Seyrusu durdurup parmak izimi okuttum. Duvar bir kapıymış ve içeride bambaşka bir dünya vardı...