Seviyordum Bu Adamı!

171 7 0
                                    

Cengiz Kurtoğlu

Elimde duran Asena'nın tekefonuydu. Telefonun kilidini sorunsuz bir şekilde açtım. Karşıma çıkan ilk şey bir nottu.

Notu okudukça sinirlerim tavan yapıyordu. Beni aldattığını söylemişti, sanki bir oyuncak gibi. Saif'i seçmişti. Onu az kalsın taciz edicek kişiyi seçmişti!

Bunu benim yüzüme karış söylicekti! Konuşup, her şeyi teker teker anlatıcaktı! Beni kendisine bağımlı hâle getiren oydu ve şimdi çekip giden de oydu! Şimdi bana boş bir adamsın deyip, özür dilemezden gidemezdi!

Sinirle notlardan çıkıp, WhatsApp'a girdim. Onunla mesajlaşmalarına bakıcaktım.

Sevgilim: Aşkım, seni seviyorum. Onu bırak ❤️
(11.14)

Sevgilim yazısını görünce ellerim titredi. Bir de kırmızı kalp koymuş âdi!

Asena: Sen nedersen o olsun ❤️

Sevgilim: O herifi nasıl da ayakta uyuttuk ama

Asena: Zeren aptalın tekiydi

Sevgilim: Not bıraksana

Asena: Tamam şimdi yazıyorum

Asena: Notu bıraktım

(11.27)

Hemen WhatsApp'tan çıkıp notun oluşturulma tararihine girdim.

Not oluşturulma tarihi 11.11'di konuşma zamanı ise 11.14'dü. Bana yalan söylemeşti! İlk kez birinin bana yalan söylemesine bu kadar çok sevinmiştim. Şimdi roller değişmişti. Onun hayatı benim ellerimin arasındaydı. Asena bu sefer ben gelmicem, sen tıpış, tıpış kendi ayakların ile gekiceksin.

Asena Göktürk

Gözlerimi açtığımda koltukta yatıyordum. Kalkmak hiç içimden gelmiyordu. Acaba Cengiz ne yapıyordu? İhanetime inanmış mıydı?

İnanmamıştır o, bütün o mesajlara rağmen bana güvenmiştit. O nottan anlamıştır benim yalan söylediğimi çünkü demişti o boğaz gecesinde "insanları iliklerine kadar tanırım. Tam yedi saniyede. O konuşmanın içerisinde her şeyini, bana bilerek yalan söylemeleri çok zoruma gidiyor."  Tanımış mıydı beni? Tabi ki tanımıştı, gerçek ailem oldumadığını biliyordu.

Odaya giren Saif ile gözlerimi devirdim. Benim aksime çok mutluydu. Gözlerini oysam benden başka bunu kim bilebilirdi ki?

"Senin aptal inanmış bana mesaj attı!" Dedi kahkahalar içinde. Dünya başıma yıkılmamıştı, benim dünyam beni bırakıp gitmişti. Aşk beni yok etmişti. O an, onu kabul ettiğim salise zaten ben yok olmuştum.

Elindeki tostan bir ısırık alarak " Onun gibi bir kaşar ile sevgili olmazdım güle güle kullan." Dedi kaşar kelimesini vurgulayarak. Yutkundum. Hiçbir söz bu kadar ağrıma gitmemişti. Acı içinde gülümsedim "kaşarda olduk iyi mi." Diyerek zemini izledim. O da hayatım gibi bomboş ve çiziklerle doluydu.

Saif devam etti, " bende eyvallah kardeşim yazdım. Sonra ne yazdı biliyor musun?" Kafamı iki yana salladım. " bana bir fotoğraf attı. Güneşimi buldum diyerek. Ama kız harbiden taş." Gözlerim doldu. Benim yerime hemen birini bulmuştu. Sanki kayıp bir eşyanın yerini doldurmuştu. Ben, ben bunları hak etmemiştim. "Saif çık git odadan!" Diyerke Cengiz'e olan tüm nefretimi ona kustum.

Gülerek "peki güzellik" diyerek iğrenç dudaklarından bir öpücük bıraktı.

Odadan çıkınca etrafıma baktım. Güldüm bir cam vardı. Evet, ona bunların hesabını soracaktım. Belki bunu yaptıktan sonra hesap sormam haddim değildi ama bana bunu yapamazdı! Onu seviyordum, bunu inkar edemezdim!

Gözlerimden akan yaş damlalarını bir kenara baktım. Risk alıp, oyunu kazanıcaktım.

Üzerimdeki rahatsız eden pantolon ve bana oldukça bol gelen tişörtü umursamayıp, camdan atladım. Şu lanet bacak artık Cengiz'in bana çektirdiği acının yüzde biri kadar acı çektirmeyiyordu.

Orman tarafından ilerlediğim sırada bir anda önümde ordu çıktı ve arkamdan üvey ailem.

"Çekilin önümden! Gerçek ailem bile değilsiniz!" Annem gülerken çantasından bir kağıt çıkardı ve bana uzattı.

"Yanılıyorsun, sen değil Selen evlatlık." Yaşadığım şoklar üstüne tekrardan bir şok geçirmiştim. "Selen'in senden büyük olmasına rağmen neden bir numaralı torun olmadığını merak etmiyorsun? Çünkü o evlatlık! Sen bizim gerçek kızımızsın!

Geri geriye gittim. Bana süre verin, bunları kaldırmam gerek. Diyerek ordan uzaklaştım. Arkadan duyduğum tek ses "gitsin nereye giderse gitsin, artık umurumda değil, aşirete beni rezil etti!" Sesiydi. Bu ses canımdan çok sevdiğim babama aitti. Artık umrumda değildi.

Taksiyi çevirdim. Son paramla Cengiz'in evine doğru yol aldım. Saif'e yazdıklarını teker teker benim suratıma dicekti!

Son paramı taksiciye vermem ile Cengiz'in evine gelmiştim. Şimdi benim yüzüme söyle Cengiz efendi!

Kapıyı sertçe yumruk atmamla "Geldimmm" diye ince bir kız sesi işittim. Kapıyının açılması ile sarı saçlı birisini gördüm. "Cengiz burda mı?" Kafasını evet anlamda sallayınca ona değmeden geçtim. Çünkü bu kızın olaydan hiçbir alakası yoktu.

Cengiz elinde Türk kahvesi ile beni gülümseyerek karşıladı.

"Cengiz! Saif'e yazdıklarını teker teker yüzüme söyle!" Güldü. "Gözümü parlatan güneşimi buldum!" Dedi. Serçe yumruğumu koltuğa geçirdim. "Gözüm parlıyor artık." Dedi. Sakin ol Asena! "Cengiz! Ben gözünü artık güneş doldursun dedim! Sarı saçlı bir kadın doldursun demedim!" Omuz silkti. "Benim güneşim sensin Asena." Allah'ım şu şoklar beni bırakmıyordu.

"Seni seviyorum Asena bu hiçbir şeyi değiştirmez." Bütün mutluluğum ile "beni unutmadın demi!" Dedim. Kafasını salladı. "Çünkü süt beyaz tişörte döküldüğü zaman ne kadar gözükmese de elbet kokusu varlığını belli eder." Dedi. Seviyordum bu adamı!











Ayyyy çok romantikler 💅💅💅💅

Sevimli TasarımcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin