Çok benziyoruz

495 17 30
                                    

Şu an Cengiz, Burak, adını bilmediğim kişi ve ben hareket eden arabanın içerisinde bir oraya bir oraya gidiyorduk. Çünkü gideceğimiz yeri bir tek Cengiz biliyordu. Sadece yemek yiyebileceğimiz bir yere götüreceğini söylemişti. Bence sadece yemek yemicektik, bütün olan biten  şeyleri konuşucaktık.

Arabayı dolduran tek şey benim düzensiz nefes alıp verişlerimdi. Çok tedirgindim. Acaba bana yol mu vericeklerdi yoksa beni yollarına mı alıcaklardı. Aslında verseler de, alsalarda hep aynı yollardan geçicektik. Çünkü onlar benim biyolojik ailemdi. Yollarımız bir emre birleşmişti, tekrardan ayrılması imkansıza yakındı. Çünkü imkansız diye bir şey yoktu.

Araba durunca etrafıma baktım. Ben lüks bir restoran beklerken yan cadde restoranlarına gelmem ile ufak bir şoka uğramıştım, aslında tek ben değil
Burak ile adını bilmediğim şahıs da ufak bir şaşırmıştı. Cengiz'e döndüm "buraya mı geldik." Araba ile uğraşırken kafasıyla onayladı "Neden gelmeyelim ki?" Dedikten sonra gözlerini bana çevirdi. Gözleri gözlerime değince gözleri parladı. Bu gözlerinin parlamasının sebebi ben miydim, yoksa arkamda ki güneş mi?

"B-ben sadece sizin böyle yerlere gelmiceğinizi düşündüm." Kafasını salladı, kelimelerini toparladı "Ünlüler sadece 'ün' için ünlü restoranlara giderler ama ben zaten yeterince 'ün'e sahibim." Göt oluşumu hesaba katmazsak her şey gayet güzeldi. Sahte olduğu çok bariz bir şekilde güldükten sonra "hadi şu yemeği yiyelim millet." Dedim. Sırayla Cengiz,ben,Burak ve adını bilmediğim şahıs da arabadan çıktı ve kapıyı kapattı ama ben hariç. Herkes bana bakarken ben ise sinsi sinsi güldüm ve kapıyı sert bir şekilde kapıyı kapattım. Bütün cadde bize bakarken ben sadece gülüyordum. Üçlü grup ise sanki 4 yıl 9 ay 27 gün işkence çekmiş gibi suratını buruşturuyordu.

Cengiz şoku bir kenara bırakıp "bu neydi şimdi?" At kuyruğu olan saçımı sanki çok büyük bir şey yapmışım gibi geriye atarak "nazik odun olmanın cezası." Diyerek hemen önümde kalan kokoreç dükkanına doğru topallayarak yürüdüm. Topallayarak yürüdüğüm için Allah'ın cezası 3 kişi beni geçmişti, ben ise birisinin beni geçmesine katlanamazdım.

Büyük bir hiddet ve sinir ile "durun!" Diye bağırdım. Sanki öcü görmüş gibi arkasına dönüp bana baktılar. Gülümseyerek "benim gibi bir kadının arkada kalmasını, bana yakışmaz öyle değil mi?" Dedim. Ve acıyan canımı umursamadan normal bir şekilde yürümeye çalıştım. Bu sayede ömrümden 2 yılım gitti.

Hemen masalardan birinin yanındaki tabureyi kendime çektim, oturdum ayağımın ulaştığı rahatlığı, pijamalı hâlim bile ulaşamıyordu.

Hemen herkes arkamdan gelmiş, yerlerine geçmişlerdi. Biraz lafladıktan sonra kokoreç ve ayranları sipariş etmiştik.

"Şimdi sebebi ziyaretimiz mâlum." Adının Emre olduğunu öğrendiğim kişi  "gay değilim!" Diye bağırınca bütün herkes şaşkınlıkla bize baktı. Ben ise bütün bedenimi kasıp kavuran bir utanç ile yerime daha da sindim. Burak "gerizekalı, konudan bahsediyor." Diyerek Emre'nin kafasına sertçe vurdu. Baya bir ses gelince söylememen gereken cümleler ağzımdan tane tane düştü. "Bu kadar ses geldiğine göre içi boşmuş." Dediğimde büyük bir şokla etrafa baktım. Burak gülmemek için kendini zor tutarken büyük ihtimalle Cengiz'in beyninde, benim söylediğim cümlenin kelimeleri dört nâla koşuyordu.

Emre öksürerek boğazını temizledi ve büyük bir özen ile cümlesini söyledi. "Sanki senin benden bir farkın var." Yeni düşmanıma gülümsedim. "Marmara Üniversitesi öğrencisine de bu denmez dimi, kaldırım mühendisi?"(kaldırım mühendisi işsiz kişilere denir.)

"Sen nerden biliyorsun be!" Büyük bir gurur ile "çünkü daha yeni arkamdaki 'eleman aranıyor' yazanın altındaki numarayı rehberine kaydettin. Hayret ailen zengin, niye sana para vermiyorlar ki?" Yapmacık büyük bir şok ile ellerimi ağzıma götürdüm "kesin ailenin en yaramaz çocuğu sensin ve senin akıllanman için yapıyorlar dimi?" Emre töbe çektikten sonra hemen yemekler geldi.

Kokoreci yemeden önce " Allah seni töbe çektiğin için ödüllendirdi." Elimdeki köfte ekmeği gösterip "bak, sana yemek getirdi." Diyerek kocaman ağzımı açıp büyük bir iştah ile yemeğimi yerken Emre "kibar ye!" Diye uyardı. Normalde böyle yemezdim. Sadece onun böyle demesini bekliyordum. "Ortamda yabancılık çekme diye böyle yedim, kaldırım mühendisi." Dedikten sonra Burak kendini tutamayıp kahkaha atmaya başladı. Kahkahaların arasında güçlükle "Asena bir, Emre sıfir." Diyerek tekrardan gülmeye devam etti. Cengiz ise büyük bir ciddiyetle "tamam, konu kapansın yemekleri yiyin ve konumuz hakkında konuşalım." Dedi. Ve bende büyük bir kibarlıkla yemeğimi yedim.

Yemekler bitince ağzımı temizledim. Ve sanki dakikalar önce çok rahat bir şekilde laf sokmamış gibi gergindim.

Öksürüp, dikkatleri üzerime çektim. "Öncelikle beni kabul ediyor musunuz?" Lafı gevelemeden direkt açık ve net konuştum. Böyle dediğim için biraz afallasalarda "Daha seni tanımıyoruz." Dedi. Burak. Doğru bende onları tanımıyordum.

Kafamı salladım. Ortamdaki gerginliği dağıtmak için gülerek "ilk sen başla kaldırım mühendisi." Oflayarak "öncelikle adım Emre Soydan, kaldırım mühendisi değil." Dedi bana hitaben." Üniversite okumadım. Kendi işimi kurmak istiyorum. 26 yaşındayım.Bekarım." Lafı biter bitmez Burak devam etti.

"Burak Soydan. Oyuncuyum. Aşka inanmıyorum. 28 yaşındayım"

Söz sırası bana gelince elbisemle oynamaya başladım. "Ben Asena Göktürk. 18 yaşındayım. Marmara Üniversitesinde moda tasarım okuyorum. %300 bursum var." Elim ile Cengiz'i göstererek "öğrenci olmama rağmen onun şirketinde çalışıyorum. Bekarım." Dedim.

Gözler Cengiz'i buldu ama onun kendini tanıtmasına gerek yoktu. Burak ve Emre koro şeklinde "sıra sende." Cengiz biraz afallasada kendini tanıttı. "Cengiz Kurtoğlu, moda tasarım şirketim var. Asena Göktürk benim çalışanım.22 yasındayım. Bekarım." Büyük bir gülümseme ile. "Yol mu veriyorsunuz, yoksa yolunuza mı alıyorsunuz?" Burak sıkıntı ile nefes verdi. " Alsakta versekte aynı yollardan gecicez, çünkü sen benim biyolojik kardeşimsin. Yolumuza katıl." Tüylerim diken diken olmuştu.

Ben ona çok benziyordum.











Bölüm nasıldı?

Sevimli TasarımcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin