Gün gelip çattı. Erkenden hazırlanmak için erken uyanmak zorunda kalmıştım. Krallık, Saray ve bizim evimiz büyük bir karmaşa ve telaş içindeydi.
Beni kraliyet arabasıyla almaya gelmişlerdi. "Ama daha hazırlanmamıştım?" hizmetçilerden biri öne çıktı. "Önce Kraliyet ailesiyle tanışmanız gerekiyor. Size bir daire verilecek orada rahatça hazırlanabilirsiz leydim." dedi.
Önce anneme sonra onlara baktım. "Tamam, geliyorum." arabanın arka koltuğuna oturdum ve saraya doğru gitmeye başladık. Bir kaç saatin ardından saray gözüktü. Her genç kızın orada yaşamak istediği yerden ibaretti.
Büyeliyici gibi duruyordu, ama içi için aynı şeyi söyleyebilir miyiydim bilmiyorum.
Beni arabadan indirdiler.
Sarayın öndünde herkesin dillerinde dönen krallığın biricik prensesleri Antonia ve Adelina duruyordu. Prenseslerin en büyüğü Adelina'ydı. Daha sonra kızıl saçlarıyla ve güzelliğiyle herkesi etkileyen Antonia'ydı. Sonra ise Adina'ydı.
Çok samimi gülüşler sergilediler. Onların önunde nezaket gösterisi yaparak eğildim. Adelina, "Demek Luna sensin." dedi. "Evet, benim majesteleri."
Antonia, "Seni gördüğümüze çok mutlu olduk, babanın anlattığından daha da güzelmişsin." dedi. Hafifçe güldüm.
"Teşekkürler, fakat sizin gibi olamam." dedim. Antonia, "Hadi gel, seni hazırlamamız gerekiyor!" dedi.
Sarayın içi kocamandı, biraz panik olmuştum. Ezberlemeden bu koridorlarda kaybolabilirdim. Antonia ve Adelina ile geçerken Adina ile karşılaştık. Çok samimi ve neşeli gözüküyordu.
Adina, "Merhaba Luna." dedi gülümserek. "Merhaba Adina majesteleri." Adelina, "Bence artık bize 'majesteleri' diye hitap etmene gerek yok canım, alışamadıysan Leydim dersin olur biter." dedi.
"Anladım Leydim." dedim iç verici bir sesle. Daireme götürdüler, Adina, "İşte burası dairen. Nasıl beğendin mi?"
Beğenmek ne kelime...
"Beğenmek ne kelime Leydim, bayıldım... İçimin bu kadar büyük ve geniş olduğunu bilmiyordum." dedim hayranlıkla.
Tam karşımda makyaj masası vardı. Antonia, "Otur bakalım, kendini bize bırak seni mükemmel yapacağız." dedi.
Adelina, "Olmaz, bu doğal güzelliğe sade ve tatlı bir şeyler yapalım. Fazla bozmayalım bu güzelliği." diyerek Antonia'ya kendine özgüvenli bir şekilde göz kırptı.
Adina, "Edward gerçekten sana tapabilir." dedi kahkalar içerisinde. "Hayır, sanmıyorum." Antonia, "Bebeğim, Edward çok aptal gibi gözükebilir veya soğuk gibi durur. Ama onu tanıdıktan sonra farklı biri olduğunu anlarsın." dedi.
"Peki ya Darian nasıl biriydi?" birden gülmeleri durdu. Hepsi birbirinden baktı sonra sanki bunu belli etmemek için tekrar samimi şekilde gülüm dediler.
Adina, "Önce Kıyafet daha iyi olur. Sana güzel bir şeyler bulayım." dedi.
"Peki." dedim. Adelina, "Gelin beraber seçelim." dedi ve beraber gittiler beni geride bırakarak. Onlara 'Darian' dediğimde tuhaf görünüyorlardı. Acaba üzüldükleri için miydi yoksa sadece bir şey sakladıkları için miydi?
Antonia, Adelina ve Adina güzel bir elbise getirdiler bana. "Aman Tanrım!" dedim birden. "Bu çok tatlı Leydim!" dedim. Adelina, "Hadi ne bekliyorsun giy hadi. Üzerinde nasıl durduğuna bakalım." dedi.
"Peki Leydim." diyerek yanımdski küçük kabinde giyindim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHZEN SARAYI
Fantasydur dedi Edward. "Ne oldu?" diye sordum. "orası yasaklı bölge. Orası mahzene çıkıyor. Gidemezsin!" dedi.