4. Bölüm-Gizlice

20 6 1
                                    

Belli belirsiz yürümeye başladım. Gerçekten de kaybolmuş durumdaydım. Ama yine de yasaklı bölgeye gitmeye çalışıyordum. Birden birinin sesini duydum ama bu ses yasaklı bölgeden geliyordu. "Çıkarın beni buradan!" daha sonra ise çığlık sesleri duyuldu.

Tanrım ölmek istemiyorum, daha çok gencim!

Korku içinde giderken bulmuştum. Yasaklı bölgeyi...

Yasaklı bölge, kapatılmıştı. Aslında girmesi kolaydı sadece sarı şeritleri çıkartıp mahzene doğru ilerlemeye devam edecektim. Bir ses daha yankılandı. "Valencia mirasının yeni varisi beni kurtarmalı!"

Ama, dediği kişi bendim. Orada her ne yada kim varsa beni biliyordu veya haberdardı.

"Bu zincirler canımı yakıyor. Çıkartın beni buradan!"

"Tamam, tamam seni kurtaracağım geliyorum!" o sırada arkamdan bir ışık geldi bir bekçi bana el feneri ile ışık tutuyordu. "Luna Valencia! Prensesim bağışlayın ama burada ne işiniz var. Kuralları bilmiyor musunuz?" hemen ona döndim.

"Ben kaybolmuş durumdayım. Tuvalete gidecektim fakat henüz tam yerleri öğrenemedim bir türlü!" dedim.

"Ah tamam anlıyorum. Size yolu göstereyim." dedi ve sessizce götürdü.

"Size bir şey sorabilir miyim sakıncası yoksa?" Adam, "Tabii ki majesteleri ne isterseniz sorabilirsiniz."

Tamam, kendisi kaşınmıştı illa ki yasaklı bölge alaklı bir şey duymuştur veya biliyordur.

"Yasaklı bölgeden hiç bir insan sesi duydunuz mu, veya tuhaf sesler?" dedim. Adam, "Bunu neden soruyorsunuz ki şimdi?"

Olduğum yerde durdum. "En azından ufak bir bilgi verin lütfen!" Adam, "Majesteleri çok isterdim ama olmaz. Yadaklı bölge hakkında konuşmuyoruz."

"Bakın konuştuklarımızın hepsi ama hepsi aramızda kalacak. Size yemin ediyorum." dedim. Adam, "Pekala, bende oraya gittiğinizi söylemem."

"Güzel, şimdi küçük açıklama borçlusunuz." dedim.

Adam, "Prens Drake öldükten bir kaç hafta sonra yasaklı bölge taraflarını temizleyeme gitmiştim. Bu çok tuhaf ki Drake prensimiz zehirlenerek öldü. Yani mahzenle bir alakası olduğunu düşünülemezdi. Fakat mahzende kan revâ içindeydi. Ne yapıcağımı bilmiyordum. Kraliçe ve Kralımıza bunları açıklamaya karar verdim. Ertesi günü oraya hiçkimsenin saraydaki insanların girmesi bile yasaklandı.

"Aman Tanrım!" Adam, "Ya, ya öyle işte. 70 yaşında adamım bir sürü doğum ve ölüme şahit oldum. Ancak böylesini görmek ürkütücü."

"Tanrım..." Adam, "Ne oldu korktunuz mu?" diye sordu. "Biraz, ama işin aslını öğrenmek istiyorum."

Adam, "Merak insanı öldürür derler. Ama eğer gerçekten merak ediyorsanız sizi tutamam veya karışamam."

"Nasıl yani, kimseye anlatmayacak mısınız defalarca denesem bile?" Adam, "Ben yapmam, birinin bu gizeme el atması gerekiyor. Ama mahzene gittiğin zaman oradan geri çıkabileceğini düşünmüyorum prenses."

"Bakın biz Adelina, Antonia ve Adina ile biz bunları merak ediyoruz. Lütfen bize yardım edin ve fazla bilgi verin." dedim.

Bekçi yaşlı adam sigarasını hafif bir şekilde dumanlarını dudakların arasından püskürttü. Kolumdan tuttu ve beni sürüklemeye başladı.

"Durun beni nereye götürüyorsunuz?" Adam, "Somut bir bilgi göstermeye." dedi. Ve beni küçük odanın içine soktu.

Anahtar ile kapıyı açtı. Sonra da geri kapattı. Burası küçük ve oldukça eski kütüphaneye benziyordu.

Adam, "Buralarda bir yerde olmalıydı. Ah yaşlı çatlak kafam!"

Ahşaptan yapılma bir çekmeceyi açtı ve bembeyaz ipek'ten yapılma fakat üstünde kan lekeleri olan ve kan zamanla üstünde kuruyup kırmızıdan kahverengimsi bir renge dönüşmüş olan bir mendil çıkarttı.

Elime verdi. "Bunu yasaklı bölgeyi temizlerken buldum majesteleri." dedi. Elindeki evirip çevirip inceledim. "Kimin mendili peki bu?"

Adam, "İlk başlarda Erica'nın abisi Zack'indir diye düşünmüştüm fakat olmadığını öğrendim."

"Peki asıl kiminmiş?" Adam,"Drake'in majesteleri... Yada değil!"

"Onun mu değil mi?" Adam, "Oh, onun olabilir bir fotoğrafında ki mendile benzetiyorum. Fotoğrafı burada vardı, durun bir saniye."

Bu sefer ikinci çekmeceden Drake'nin fotoğraf'ını çıkarttı. Adam, "Takım elbisesinin cep kısmında aynı mendil var." dedi.

"Haklısınız, o zaman Drake'nin zehirlenip ölme olayı sadece bir yalandan ve uydurmacadan ibaret." dedim.

"Acaba..." Adam, "Ne düşünüyorsunuz majesteleri?" "Acaba Drake'nin ölümü bir cinayet olabilir mi?"

Adam, "Belki de... Kim bilir majesteleri." adama mendili geri vermeye çalıştım ama reddetti. "Sende kalsın, diğer prenseslere somut kanıt gösterirsin." dedi.

"Her şey için çok teşekkür ederim!" dedim ve Adelina'nın dairesine gittim. Stres ve endişe içinde beni bekliyorlardı. Onlara her şeyin başından anlattım.

Antonia, "Aman Tanrım!" Adelina, "Mendili alabilir miyim Luna?" dedi. "Tabii." mendili avucuna bıraktım.

Adina, "Zavallı Drake." Adelina, "Evet, evet çok haklısın bu Drake'nin mendili. Bu bir cinayet, zehirlenme olamaz. O yaşlı adamdan daha çok şey öğrenmeliyiz kızlar."

"Olabildiğince yardım edecek. Ondan daha da fazla bilgi öğrenmeye çalışacağım."

"Bu işin aslını bırakmayacağım!"

MAHZEN SARAYIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin