Mahzende kilitli kalmıştım. Ama beni kimsenin görmediğinden emindim, kim beni mahzene kilitleyebilir di ki?
Yerde yatan Zack'e baktım. "Zack Tanrı aşkına ölme ne olursun!" fakat Zack'ten ses soluk yoktu. Bir şekilde bir an önce mahzenden çıkmam gerekiyordu. Bebek ağlama sesleri birden bire azaldı.
Göz yaşlarımı silip kapıya doğru yöneldim. Ancak gerçekten kapı kilitliydi. Açamıyordum. "Lanet olsun!" hhalsizce yere oturdum. Sonum Zack gibi olmazdı, yada daha kötüsü olamazdı. En azından Zack'ten tamamen ölmediğini öğrenmiştim.
Aynı zamanda ortada bir lanet olduğununda farkına varmıştım. Birden David amca kapıyı açtı.
David amca, "Majesteleri iyi misiniz!" Açar açmaz ona koştum. Ona sarıldım. "Hayır, hayır sanmıyorum. Biri beni Mahzen'e kilitledi. Kim görmedim bilmiyorum." David amca, "Peki orada neler oldu?"
"Zack yaşıyor. Mahzen'in içinde, sadece lanetlenmiş, kırbaç izleri var her yerinde..." David amca genelde şaşırdığını belli etmezdi. Fakat oldukça şaşırdı. David amca, "Sana inanıyorum Luna. Ancak bugün olan her şeyi bana en başından anlatmalısın."
"Antonia beni bugün falcıya gönderdi. Kan ile falıma baktı. Sonra da bir kaç şeyler söyledi." David amca, "Yüce Tanrım!"
David amca, "Gel seni Majestelerin yanına götüreyim." dedi. Başımla onayladım. Adelina'nın dairesinin kapısına bıraktı beni. "Teşekkür ederim David amca." David amca, "Rica ederim Luna." dedi ve koridorda sessizliğin ardından arkasına dönerek gitti.
Bende Adelina'nın kapısını çaldım. Ardından Adelina kapıyı açtı. Adelina, "Luna, sen iyi misin?" diye sordu panikle. "Hayır, hayır değilim, çok köti bir şey oldu kızlar." Adelina kolumdan tutup odasına sürükledi beni ardından kapıyı kapattı.
Adina, "Sorun ne?" Antonia, "Belli ki çok kötü bir şey olmuş!" Adelina beni sandalyesine oturttu. Ne kadar inanırlar bilmem ama her şeyi anlatmak durumunda kaldım.
Adelina stresle ayağa kalktı. "Ne!" diye bağırdı. Antonia, "Biri bizim planımızı biliyor olabilir mi?" Adelina, "Kim ama kim! Kim bilebilir?" diye bağırdı dehşet içinde.
"Bilmiyorum Adelina." Adelina, "Lanet olsun!" Adina, "Biraz sakın ol lütfen. Ne yapmamız gerektiğini düşünmeliyiz Adelina."
Adelina, "Ah, doğru haklısın. Özür dilerim."
Birden ses yankılandı.
Zack
"Acele et Valencia varisi, bizi kurtarmalısın." Ardından bir ses daha yankılandı ama bu sesin sahibi Zack değildi.
"Acele et Luna Valencia. Zincirler beni boğuyor. Şiir yazarak ölmek istiyorum. Zincirlere bağlı değil."
"Tanrım lanet olsun." Adina, "Şimdi ne oldu ki peki?" diye sordu. "Ses yankıları duyuyorum. Biri Zack'in sesi, ama diğerini bilemiyorum."
Kapıya doğru yöneldim. Antonia, "Nereye gidiyorsun?" diye sordu. "Odama, başım ağrıyor. Dinlenmek istiyorum." dedim. Sonra da daireme gittim.
Edward yatıyordu. Kapı açılma sesi duyunca bana doğru döndü. "Neredeydin Romen kızı?" sorusuna cevap vermedim.
Edward, "Pşt, sana diyorum alo?" dedi sesini yükselterek. "Kes sesini!" birden ayağa kalktı. "Neden bana yükseldin köylü kızı."
"Sana sesini kes dediysem keseceksin!" Dedim. Edward, "Niye bu kadar sinirlisin bakalım?" Diye sordu. "Bu seni ilgilendirmiyor kokuşmuş prens!" ona doğru döndüm. "Mahzen neden yasak biliyor musun?" tek kaşını kaldırarak yanıma geldi.
Edward, "Seni ilgilendirmeyen şeylere burnunu sokma Romen kızı!" dedi. "Öyle mi, beni ilgilendiriyor ama?" elini yumruk yattı ve aniden bağırdı. "Kes sesini Luna!" bağırmasıyla birlikte korkudan hoplamam bir oldu. Sonra kapıyı açtı ve gitti.
Edward'a zerre güvenim kalmamıştı. Hem kişilik olarak tuhaf hemde iğrenç bir eşti.
Akşam olmuş ve gün batmıştı. Onlara akşam yemeğinde gelemeyeceğimi söyledim. Böylece razı tek başıma olup mahzene tekrar gidebilecektim.
Yavaş yavaş kapıdan çıktım. Sağıma soluma baktım, kimse yoktu. Tek başımaydım. Mahzene doğru çıktım.
Normalinden daha da korkmaya başlamıştım, sanki biri beni takip ediyor gibi hissettim. Arkama döndüğümde aslında kimse yoktu.
"Boşuna tedirgin oldum herhalde yalnızım-"
Sonrası yok.
Uyandığımda tuhaf küçük bir odanın içindeydim, ayaklarımdan ellerime kadar belimden her yanıma zincire vurulmuştum. Konuşmaya çalıştım, ancak ağzımı beyaz bir mendil ile bağlamışmardı.
Önümde biri belirdi, yüzünü karanlıktan göremiyordum ancak bedenini görmüştim. Siyah gömleği olsn ve siyah pantolonu olan bir adam.
Yabancı biri gibi durmuyordu.
Debelenmeye çalıştım ancak adam kapıyı kilitledi.
Korkuyla sesimi duyurmaya çalıştım, fakat olmadı. Ne sesim çıkıyordu ne de adam akıllı hareket edebiliyordum.
"Düzgün düşün Luna Valencia, kurtulabilirsin."
Kolay tabii bunları söylemek. Sesimi duyuramadığım sürece burada esir olacağım.
Ne zaman plan yapsam arkamda her boku bozan biri vardı. Onu ortadan kaldırmak istiyordum, ama daha kim olduğunu bile bilmiyordum.
"Zekanı kullan Luna Valencia, emin ol ki tahmin etmediğin birileri senin amacını biliyor."
Hiç tahmin etmediğim birileri biliyordu... Birileri...
Şimdi buradan çıkmak için sessizce yalvarıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHZEN SARAYI
Fantasiadur dedi Edward. "Ne oldu?" diye sordum. "orası yasaklı bölge. Orası mahzene çıkıyor. Gidemezsin!" dedi.