Tükenmiş ve bitmiş bir şekilde uyandım. Edward üstünü giyiniyordu. Bana garip bir şekilde baktı. "Neden orada yatmayı tercih ettin?" diye sordu.
"Bu seni ilgilendirmez." dedim soğuk bir tavırla. Edward, "Deli kız." dedi ve gömleğinin düğmelerini ilikledi.
"Bana artık lakap tamayı kes. Seninle eş olmayı geç arkadaş bile olamayız." dedim. Edward, "Bana ilgin olmadığını bildiğim için yaptım." dedi.
"Neden söylediğin şeylere inanayım ki?" Edward, "Zeki olduğunu düşünüyorsun öyle değil mi Romen kızı?" diye ekledi.
Edward, "Her neyse işte." dedi ve odadan çıktı.
Bende düzgün bir şeyler giyinip odamdan çıktım.
Kahvaltı yapmak istemiyordum, artık doğru düzgün yemek bile yemiyordum. Doğruca David amcanın yanına gittim.
David amca, "Luna, yemek salonunda kahvaltı yapıyor olmalıydın. Neden hemen geldin ki evlat?"
"Yemek istemiyorum." diye kestirip attım. David amca, "Peki evlat." bir site sessiz kaldık. "Sakıncası yoksa bir şey sorabilir miyim?" David amca, "Tabii evlat. " dedi.
"Öz oğlunuz var mıydı, yani varsa ona ne oldu?" bir süre suratıma baktı. İlk başta kızacak diye korkmuştum ama şefkatle gülümsedi.
David amca, "Ah eskiler... Adı Leo'ydu. O bir Romanya askeriydi. Yaşına göre fazla hırslıydı. Bir kaç sene önce Romanya'da bir savaş çıktı. Savaşla birlikte açlık ve yokluk başlamıştı. Oğlum Leo asker olarak gitti ve savaşçı. Ancak Leo bir daha bu saraya geri dönemedi." dedi. "Peki, neden?" sorarken sesim titremişti.
David amca, "Vuruldu ve hayatını kaybetti." dedi. "Bunu sorduğum için gerçekten üzgünüm. Sormamalıydım... Gerçekten üzgünüm David amca ben bilemedim." Samimi bir şekilde kımırdadı. "Hayır evlat, sorun yok." dedi.
Cebinden küçük bir fotoğraf çıkarttı. "Bu o." dedi ve elime verdi.

"Gerçekten de çok genç duruyor." dedim ve fotoğrafı ona geri verdim. David amca, "Darian ile fotoğrafları bile var." dedi. "Ne güzel." dedim ve gülimsedim. David amca, "sanki kardeş gibilerdi, birbirlerini herşeyden daha çok bilirlerdi. Savaşa gitmeden önce Darian onu teselli bile etmişti." dedi.
Diyecek sözüm kalmamıştı. "Ben gerçekten çok üzgünüm." dedim. "Hayır evlat, benden özür dilemene gerek yok. Bunları merak etmen ve araştırman hoşuma gitti."
Güldüm. "Seni yaşlı ihtiyar gerçekten komiksin." dedim. David amca, "Yaşlı ve deli ihtiyar diyecektin." dedi ve yine şefkatle güldü.
"Pekala." dedim ve ayağa kalktım. "Şu hainleri bulmalıyım." dedim. David amca, "Emin ol, bulacaksın kızım." dedi ve o küçük odasına doğru yöneldi.
Bende kızların yanına doğru gitmeye başladım. Giderken bir şey kafama takıldı. Biri beni zincirleyerek odaya kilitlemişti. Bir adam, yüzünü göremediğim biri. Kıyafetleri tanıdık geliyordu. Birden durdum.
Yanıma Erica geldi. "Bizim Valencia varisimiz de buraymış, korkar gibi odandan çıkmayacağını sanmıştım." dedi egolu bir tavırla.
"Merak ediyorum da, nasıl bir his Erica kuzenini mahzene atmak?" birden üstüme yürüdü, ben duvara gidene kadar yürüdü ve durdu. "Sen, sesini keseceksin!"
"Merak etme, ben konuşmayacağım. Her şeyi ortaya çıkartacağım tatlım. Nasıl bir vicdansız sürtük olduğunu ortaya koyacağım. Ama ne yapıp edip bunu kiminle yaptığını öğrenmem gerek." Erica, "Gelinimize bak sen, peh! İddialı konuşuyorsun." dedi.
"Emin misin?" dedim ellerimi göğsümde birleştirdim. Erica, "Hiçbir delilin yok. Sana asla inanmazlar doğruca iftiracı bir leydi olarak etrafta dolanırsın." dedi.
Dairesine doğru yöneldi. Bende onu takip etmeye karar verdim. Odasına girdi ve kapısımı kapattı. Sonra da geri çıktı. Bdni görmesin diye saklandım. O aşağa inip gidince dairesine girdim.
Kapıyı sessizce kapattım ve eşyalarını karıştırmaya başladım. Birden birine yazılmış bir mektup buldum.
Önemli olduğunu düşünerek sardı açtım ve okumaya başladım.
Sevgili Leo,
Askerim, güzelim. Her şey için üzgünüm ama biz birlikte olamayız. Bunu demek hiç istemezdim ama gizli olmaktan gerçekten yoruldum. Her türlü oyun oynamaktan yoruldum. Şimdi de Darian birlikte olduğumuzu öğrenmiş bana gerçekten çok kızdı. Tabii abim de öyle, bu yüzden eğer savaştan sağ çıkarsan bir daha benim yüzümü göremeyeceksin. Seni seviyorum, bunu unutma.
~Sevgilerimle Prenses Erica
Gördüklerime mi yoksa yaşadıklarıma mı şok olsam bilemedim. Ancak bunu David amca'ya göstermeliydim. Aksi taktirde böyle bir şeye inanmazdı. Mektubu alıp gittim. Yakalanmamak için dua ettim ve gizlice David Amca'nın odasını çaldım. David amca kapıyı hemen açtı.
"Gel bakalım evlat. Ne öğrendin?" dedi. Hiçbir şey diyemeden mektubu eline verdim. "Bana inanıp inanmaycağınızı bilemedim, en iyisi kendiniz görmeniz diye düşündüm." dedim. Gözlerini yakın gözlüğü ile değiştirdikten sonra mektubu sessizce okumaya koyuldu.
"Şimdi anlaşıldı..." dedi. "Anlayamadım?" David amca, "Bunu yapan da o." dedi. "Evet, ama Erica'ya yardımcı olan biri var. Bende tam olarak onu bulmaya çalışıyorum. Böylece kehanet gelecek." dedim.
"Benim aklıma takılan bir şey var." dedim. David amca, "Öyle mi, nedir o?" diye sordu. "Beni zincirlerle odaya kilitleyen adam... Tanıdık geldi birden bile. Ama yüzünü tam net görememiştim."
"Pantalonu hatırlıyorum. Çok siyah değildi, çok da gri değildi. Sonra da gömleği... Bembeyaz ipek gibiydi. Ama bir türlü yüzünü net görememiştim."
David amca, "Hmm..." dedi ve derin düşüncelere daldı. "Bu kim olabilir?" dedi.
Kim olabilirdi...
Edward.
"Sanırım buldum!" David amca, "Evet, tahminin kim evlat?"
"Doğru muyum, yoksa yanılıyor muyum bilmiyorum. Fakat tam dibinde olan Edward'dan şüpheleniyorum." dedim. "Sadece emin olmam gerek."
Belki de Edward beni bu yüzden sevmiyordu. Bu sarayda onun için tehdit'tim ben, ona karşı atılan bir kurşun gibiydim. Sırlarını ve yalanlarını ortaya dökecek kişiydim. Ondan herşeyini alacak olan yine bendim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHZEN SARAYI
Fantasiadur dedi Edward. "Ne oldu?" diye sordum. "orası yasaklı bölge. Orası mahzene çıkıyor. Gidemezsin!" dedi.