9.

4.1K 207 30
                                    

Tüccarlardan İdris, pis gözlü bir adamdı. Kaç zamandır beğenirdi Leylayı. Kocasının adam yerine koymadığı yalnız gelin. Diğerlerinden bir saat önce geldi. Gün yeni ayan tarlada sadece Leyla gelin vardı.
Bu fırsatı ömrünce arasa bulamazdı.

Leyla kendine doğru yürüyen adamla irkildi. Atı da ağa mâlı olduğu için baba evine giderken bırakmıştı konakta.
Yayan geldiği yolda bi koşsa bu adamdan kaçması mümkün değildi. Ne vardı erkenden gelecek sanki.
Adamın bakışlarını oldum olası beğenmezdi Leyla.

Gerisin geriye koşmaya çalıştı fakat daha üçüncü adımında kolundan tutuldu. İdris Leylayı kolundan çekiştirmeye başladı. Leyla avaz avaz bağırıyordu. Korkudan bacakları dolanıyor, gözünden sicim gibi yaşlar akıyordu.

Olacakları tahmin etmek istemiyor, yerde süründükçe dizlerinin ve ayaklarının çakıl taşları tarafından kesildiğini biliyordu. Acılarını hissedecek durumu yoktu. Bacaklarını koparsalar hissedemezdi şu an.

Tenhaya çekildiğinde var gücüyle İdrise vurmaya başladı ama ne Leylanın tüy gibi vuruşları adama yetiyor ne de adamın hamlelerine yetişemiyordu.

Derken bişey oldu. Bir kurtarıcı. Gözlerini sıkı sıkı yummuşken kim olduğunu görmediği kurtarıcısı.
Toprağa yapışıp hüngür hüngür ağladığında , İdrisin kanlı yüzünün kendi yanına düştüğünü farketti.
Hemen Leylanın yanından kaldırılan İdrisin yaralı vücudu bir leş gibi toprak yolun ortasına atılmıştı.

Demir , Leyla'nın çığlığını duyduğunda aklını yitirecekti. Aklına türlü kötülükler geliyordu ama en kötü senaryosunda dahi Leyla'ya bir erkek elinin değdiğini düşünmüyordu.
İdris,kart zampara. Leylaya göz koymuştu demek ki.
İdrisi, Leyla'ya vururken gördüğünde aklında ki tek şey adamı kendi elleriyle öldürmekti.

Leylaya, karısına, onun kadınına... vuruyordu. Leylanın korku dolu acı çığlığı uzun süre gitmeyecekti Demirin kulaklarından.

Leylayı topraktan kaldırdı. Kadının ağzının kenarından akan kan, dağınık saçları. Parçalanmış şalvarı ve kanayan dizlerini kontrol etti. Kadını sıkı sıkı bastırdı göğsüne önce.

"Aklımı yitirecektim çil papatya. Sen beni delirtmek mi istiyorsun."

Demirin de sesinde korku vardı. Kadın gözyaşları içindeyken hesap sorup birde kendisi korkutmak istemiyordu. Bu kadar erken gelmesinin hesabını sonra sorardı. Şimdi Leylayı sakinleştirmeliydi.

"Konağa dönüyoruz. Ben gün içinde gidip eşyalarını geri getireceğim. Sen de sesini çıkarmayacaksın ama önce bekle beni arabada , tüccarlara iki çift lafım var."

Kadını kucakladığı gibi bindirdi arabaya. Leylanın itiraz edecek ne gücü ne de niyeti vardı zaten.

Bir kaç dakikaya kadar meydan hem tüccarlarla hem de çalışanlarla dolmuştu.

İnsanlar merakla, yolun ortasında yatan İdris'e bakıyordu.

Demir yaklaştı, İdrisin üzerine doğru tükürdü parmağıyla adamın biçare yaralı bedenini gösterdi. Herkes sus pus olmuş durumu anlamaya çalışıyordu.

"Ey ahali. Bakın buraya. Bugün bu pislik karıma el uzatmaya kalktı. Karıma. Benim karıma. Bundan sonra hepiniz açsın kulağını iyi dinlesin. Leyla benim karımdır. Göz ucuyla dahi bakanı görmeyeceğim. Bırakın göz ucuyla bakmayı, aklınıza karımın düştüğünü hissedersem ellerimle ikiye ayırırım. Leyla benim helalimdir."

Ali, başını utançla eğdi. Leyla bebeğini düşürdüğünden beridir zaten ona o gözle bakamaz olmuştu. Zaten delikanlılığına yakışmayan hislerini bu vesileyle tarihe gömmüştü.

GERİ DÖNÜŞ (ARA VERİLDİ DEVAM EDECEK..)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin