15.

3.9K 263 24
                                    

Merhaba arkadaşlar, ben pek açıklama yazan biri değilim fakat benim de sabrım sınanıyor. Yazdığım olaylar hayal ürünü,kişiler hayal ürünü! Sürekli karakterlere ve bana özelden küfürlü mesajlar geliyor. Bu ayıp. Beğenmiyorsanız okumazsınız. Bu bölümü biraz erken yazıp paylaşıyorum. Bir sonraki bölümü biraz geç paylaşacağım. Yoğun bir proje dönemine giriyorum. Tahmini İki hafta civarı bölüm yazamam. Hoşçakalın. Hikayem yarım kalmaz. Ben başladığım tüm kitapları bitirdim, amma uzun amma kısa...

Ali, genç kızın mis gibi kokusuna dayanamıyordu. Banyo olurken dahi bir kenarda izlemişti Elifi. Çıplak vücudu adamın aklını başından almıştı. Pencereden girmemek için kendini zor tutmuştu. İşleri berbat bi hale getirmek istemiyordu.

"Elif benim, Ali. Elimi ağzından çekiyorum şimdi ama sakın bağırma,sakın."

Elif ailesine sesini duyurmamak adına olabildiğince kısık fısıltıyla konuştu. "Ne işin var be senin benim odamda bu saatte. Ne yapıyosun sen. İyiden iyiye odamı ayak yolu belledin."

"Doktor Kenan mıdır nedir isteyecekmiş seni babandan. Kabul mü ettin?"

"Kenan değil Kemal!"

"Her ne boksa artık."

"Evet kabul ettim, isteyecek beni babamdan. Kemal ile evleneceğim."

"Öldürürüm o adamı Elif. Benim asabımı bozma."

"Kalk üstümden, defol odamdan. Anam babam görse bi açıklamam da yok!"

"Defolmuyorum. Gidiyorum ama yalnız değil."

Elif daha ne olduğunu bile anlamadan önce ağzı bağlandı. Sonra elleri arkasından. Ali kızı küçük bi poşet taşır gibi rahatlıkla ordan oraya hareket ettiriyordu. Önce sırtına aldığı kızı ayaklarının üstüne indirip pencereden çıkarttı.
Uzun uzadıya uğraşlar sonucu sonunda kıza zarar vermeden kendiyle beraber yere indirdi. Elif çırpınıyordu ama itirazları duyulmuyor hareketleri de Alinin bedenine sinek etkisi bırakıyordu.

Genç kızla birlikte atına bindi. Gecenin ilerleyen saatleriydi ama yan köylerden birinin imamıyla konuşmuştu. İmam nikahını şimdi kıyacak, yarın bir gün de  resmi nikah kıyacaktı.

Elifi sarsmamaya çalışarak sürdü atını. Kıyıdan, köyün dışından sürdü. Kimse görsün istemiyordu. Bir kaç saat içinde köye vardı. İmam camide bekliyordu. Elifi aşağı indirdi. İmam,kızı eli kolu bağlı görünce bu işte bir gariplik olduğunu anladı.

Elifin göz yaşları yüzünü yıkamıştı yol boyu.
Ali, Elifin ağladığını yeni farkediyordu. Hemen kızın ağzında ki bezi çözdü.

Elif derin bir nefes aldı.

"Elif, şimdi nikahımız kıyılacak. Ne olur ağlama. Sana zarar vermeyeceğimi biliyorsun."

Elif titrek nefesiyle konuştu. "Delirdin mi sen ? Bu mu bana zarar vermemiş halin. Sen böylesi bir hayır işini nasıl böyle hayırsızlıklarla yapmaya kalkarsın. Ben senle evlenir miyim artık ?"

Ali'nin kulakları sağırdı. Duymuyordu, duymayacaktı. Bir an önce Elif ,Allah katında karısı ilan edilsin istiyordu.

"Bak imam efendi, ben sevdiğimi üzdüm kırdım. Bana kırgın itirazları ondandır. Sen hemen kıy nikahı ki sabaha resmi dairelere yetişebilelim."

Elif hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığında Ali hariç herkes şaşırdı. İmam kızın gönlünün olmadığını anlamıştı. Bu nikaha Allah razı gelmezdi.

"Ali kardeş, kusura bakma gönlü yoktur hanım kızımızın. Ben bu nikahı kıymam."

Ali de üzülüyordu. Elif'in böylesi inat edeceğini düşünmemiş, iş ciddiye binince direnci kırılır sanmıştı.

GERİ DÖNÜŞ (ARA VERİLDİ DEVAM EDECEK..)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin