Leyla yanlış duymamıştı. Kapısı çalınıyordu. Kimdi ki bu ? Leyla'nın kapısı çalınmazdı pek. Üzerine alel acele geçirdiği elbiseyle açtı kapısını. Gözleri iri iri açıldı. Şaşırmıştı yalan yok. "Ss-en?"
"Selam Leyla."
"Doktor bey. Merhaba,buyrun ?"
Evine ağız ucuyla bir davette bulundu. İnşallah kabul etmez diye de aklından geçirmiyor değildi.
Mehmet mahçup mahçup güldü. Kibar kadındı vesselam.
"Olur mu öyle şey. Şehre iniyorum. Bir eksiğiniz var mı diye sormak istedim."
"Teşekkür ederim. Yoktur eksiğim gediğim eksik olmayın."
Tüm eksiklerini Elif'e söylemişti. Arkadaşı alıvericekti ihtiyaçlarını.
Yine de hoşuna gitmişti bu soru."Tamam o halde. Hoşça kalın Leyla hanım. Bu arada Demir ağa geliyormuş. Eğer olurda bir rahatsızlığı falan.."
Leyla ,cümlesini bitirmesine müsade etmemişdi. Demir Leylayı rahatsız etmiyordu ki.
Demir'in tek suçu karısını sevmemekti. Sevmediğini söylememesiydi.
Yoksa nişanlıyken o buluşma gerçekleşmiş olsaydı eğer, Demir Leylaya Nigarı anlatacaktı. Nişan bozulacaktı. Demir,Leyla'nın hayatına hiç girmemiş olacaktı.
Bazen kader oluyordu bazen kısmet..."Demir beni rahatsız etmiyor Mehmet Bey. İçiniz rahat olsun lütfen."
Genç doktor bir tık bozulsa da üstünde durmadı.
"Hoşça kalın Leyla hanım."
"Güle güle Mehmet Bey."
Leyla,giden adamın ardından kapısını kapattı.
Demir çıkıyordu. Belki gelmişti,belki de gelmek üzereydi. Yeniden kapı çaldı. Mehmet Bey bişey söylemeyi unutmuş olmalıydı.Kapıyı bıkkınca açtı.
"Demir?"
"Leyla..seni rahatsız etmek istemezdim. Sadece köye gelir gelmez seni görmek istedim."
Leyla yutkundu.
Sakalları uzamış,saçları dağılmış,göz altları halka halka olmuştu. Kızgındı kırgındı artık oluru da yoktu ama yine de yakışıklı görünüyordu. İçi gitti Leyla'nın.
"Geçmiş olsun. Hoş geldin. Ana mutlu olacak şimdi."
"Peki ya sen ?"
"Biz artık iki yabancıyız Demir. Köyde ki bir adama ne kadar mutlu olabilirsem o kadar sevindim serbest kalmana." Koca bir yalandı!
Demirin yüzü düştü. Hak ediyordu.
"Biraz girebilir miyim?"
"Girme Demir. Bekle ben çıkıyım. Uygun olmaz evimde olman."
"Tamam." Demir biraz geri çekilerek Leyla'ya alan açtı.
Leyla sonbaharın soğuk günleri başladığı için üzerine bir hırka alıp dışarı çıktı. Etrafı kolaçan etti.
Meraklı gözler yine üzerindeydi. Allahtan akrabası eşi dostu kalmamıştı şu köyde,yoksa dillerinden kurtulamazdı."Efendim Demir,buyur?"
"Nigar içeride. Tutuklu artık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERİ DÖNÜŞ (ARA VERİLDİ DEVAM EDECEK..)
Romance1975 yılı yazıydı... Köylülerin 'çil papatya' ismini taktıkları Leyla, bu sıcak salı akşamında ilk görüşte vurulduğu, çalıştığı tütün tarlasının sahibi, ağa oğlu Demir ile nişanlanacaktı.