Just love me right ahaaaaa
Şimdiye kadar benim için kesin olan tek şey iki sene içinde tamamen bir pisliğe ya da Baekhyun'un demesiyle sik kafalıya dönüşmüş olmam. Her nasıl başardıysam ailesi tarafından terk edilmesine rağmen güçlü kalmayı başarabilmiş Sehun'u kırmıştım ve artık hayattaki tek amacım hayatımın hatırlamadığım kısımlarında yaptığım hataları telafi etmekti. Sehun'a sarıldıktan sonra onun "Sonunda oldu." demesiyle ne kadar belli etmesem de üzülmüştüm, kim bilir bunun için onu kadar bekletmiştim. İçimdeki hisse engel olamıyordum. İçimde Sehun'u insanlardan uzak tutan kişinin ben olduğunu söyleyen bir ses vardı ve ben onu susturamıyordum.. Susmasını istediğimden pek de emin değildim, bu ses sayesinde bir daha aynı hataları yapmaktan uzak durabilirdim.
Parti salonunu Marian Gold'un Alman aksanı doldurunca biraz daha buruk hissettim. Uzun zamandır düşünmediğim Ritter tekrar aklımın bir köşesinde belirmişti. Belki de tıpkı Sehun'a ya da okuldaki arkadaşlarıma yaptığım gibi ona da götlük yapmıştım ve artık konuşmuyorduk, Chen gibi o da benden nefret ediyor olabilirdi. Sorular tekrar aklıma toplanmaya başladığında rahatsızca -sanki kafamdaki sorulardan kurtulabilecekmişim gibi- kafamı salladım. Belki de Ritter'ı Sehun'a sormalıydım, böylelikle onu, sırf topluluğa girdi diye ona yavşamaya başlayan kızların elinden kurtabilirdim. Ağır adımlarla salonun diğer ucundaki Sehun'un yanına doğru yürümeye çalışırken bir yandan da kızları dövsem topluluğun bunun karşılığında bana vereceği ceza ne kadar ağır olur diye düşünüyordum. Biraz daha onlara yaklaştığımda kızın birinin elini Sehun'un omzuna koymasıyla cezanın falan umrumda olmadığını fark ettim.
"Kai." İsmimin söylediğini duyduğumda kızları dövme hayallerimi birkaç dakikalığına erteleyip bana sesleneni görebilmek için etrafıma bakmaya başladım. Rick'in yanında tanımadığım biriyle bana doğru geliyordu, salondan kaçmamak için özel bir çaba sarf etmem gerekti, ne kadar gerçekçi göründüğünü bilmediğim bir gülümsemeyi yüzüme yerleştirdikten sonra ona ve yanındaki arkadaşına bakmaya başladım. Bir taraftan da aklım hemen arkamda oldukları için göremediğim Sehun ve kızlardaydı.
"Selam dostum." Rick etrafıma sardığı kollarının arasından yanında getirdiği arkadaşına baktım, boyu benden biraz uzundu, saçları çok fazla güneşin altında kalmış gibi sarıydı. Burnu daha önce birkaç defa kırılmış gibi yamuktu, kaşının üstünde önceden kalma küçük bir dikiş izi duruyordu. Yüzündeki kendini beğenmiş gülümseme hiç hoşuma gitmemişti. Rick sonunda geri çekildiğinde bir kolunu omzumda tutmaya devam ederek boşta kalan eliyle karşımızda duran çocuğu göstererek "Bu Sihyun." dedi, kafamı sallayıp onu umursamadan etrafa incelemeye başladım. Çocuğun bakışlarından bile hoşlanmamıştım. Etrafa bakınmaya devam ederken Baekhyun'un tedirgin bir ruh hali ile üstüme doğru gelmesiyle iyice gerildim. Sonunda yanımıza geldiğinde bir bana bir de Sihyun'a baktı, ardından gözlerini Rick'e çevirip ölümcül diyebileceğim bir bakış attı. Ortamı gergin bir hava sararken Kris ve Tao'nun da bize doğru geldiğini gördüm, Sehun'a baktığımda o da tedirgin bir şekilde bizi izliyordu.
"Demek doğruymuş, zavallı Kim Kai'nin beni hatırlamadığına inanamıyorum." Sihyun sonunda konuştuğunda Baekhyun'un bir adım öne atılıp her an saldıracakmış gibi bakmasını sakince izledim. Neler olduğunu çözmeden olaya karışmak gibi bir niyetim yoktu.
"Baek hala Kai'yi kendinize arkadaş yapmaya çalışıyor musunuz ya da hafızasını kaybettikten sonra size insan gibi davranmaya mı başladı?" Baekhyun'un yumruklarını sıkmasıyla Tao onu hafifçe geriye çekip onun yerine geçti, Sihyun'un en başından beri takındığı kendini beğenmiş gülümse hala yüzünden silinmemişti. Az önce dediklerinden sonra içimizden birinin ona saldırma ihtimali çok fazlayken hala nasıl bu kadar rahat davranıyordu anlayamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Nightmare // sekai
FanfictionTırnaklarını uzatmaktan nefret edersin. Her zaman iki yastıkla uyursun. Ellerin hiçbir zaman ısınmaz. Bohemian Rhapsody dinleyerek ölmek istediğini defalarca söyledin ve ben de sana defalarca ölümden bahsetmemeni söyledim. En sevdiğin film asla sabi...