"Dövmelerini seviyorum." diye usulca mırıldandıktan sonra parmak uçlarımı kasıklarında duran rosemary dövmelerinde hafifçe gezdirdim.. Ağzından kopup kulaklarıma dolan kıkırtısı ve kafamı yasladığım göğsünün hafifçe sallanması bile benim için huzur vericiydi.. Sırtımda duran elini hafifçe kalçama doğru indirip kulağıma usulca "Ben de senin dövmeni seviyorum." dediğinde onu daha da sokuldum.. Hava aydınlanmıştı, gözlerimi onun yanında açmak hayatın anlamını bulmak gibiydi. Bundan tam iki buçuk sene önce kendimle ilgili emin olduğum binlerce şey vardı. Nobel ödülü kazanamayacaktım mesela, bir ev tasarlayamayacaktım, bir hayat kurtaramayacak bir çocuğun korkulu rüyalarıma çare olamayacaktım. Zaman değişmişti, mekan değişmişti, tüm hayatım baştan sona değişmişti. O an Sehun'un kollarında uzanırken kendimle ilgili emin olduğum sadece tek bir şey vardı, tüm bunları umursamıyordum. Dünyayı kurtarsam dahi Sehun'un yanında olduğum andaki mutluluğu hissedemezdim. Tüm bu saydığım şeyleri başaramayacaktım fakat o kadar da önemli değildi artık. Tanrım, Sehun'u kazanmıştım Nobel ödülü kazanmak bile bunun kadar haz veremezdi bana.
"Bana bir şeyler anlat." dedim parmaklarımı parmaklarına geçirirken. Elimde olsa tamamen ona yapışık kalırdım..
"Ne anlatmamı istersin?" diye sorduğunda hızlı bir şekilde düşünmeye başladım...
"Şu Sihyun olayını anlatabilirsin? Sana baya göz koymuş olmalı. En başından anlatmanı istiyorum." Sesimdeki bariz kıskançlığı ben bile fark etmişken Sehun'un fark etmemesi saçma olurdu, hafifçe geri çekildiğinde kafamı yastığa koyup ona baktım, şimdi gözlerimiz aynı hizadaydı, Sehun'un bir eli hala belimdeyken diğer eli ellerimi kavramıştı, yüzünde barındırdığı gülümseme nefesimi kesecek kadar güzeldi..
"Sihyun'un bana ilgisini anladığım zamanlarda ilişkimizin başlarındaydık," dedi sakin bir sesle, yüzüme aşkla bakmayı kesmeyecek gibiydi hiç. "Bana beni sevdiğini söylemenin üzerinden pek zaman geçmemişti.. O zamanlar seni kızdırmamak için elimden gelen her şeyi yapmaya çalışıyordum fakat evren benimle dalga geçiyordu sanki." Daha çok tepkimi ölçmek adına gergin bir kıkırtı bıraktı ortamıza, gülümseyerek devam etmesini istediğimi belirttim. "Bir gün bahçede tek başıma oturmuşken yanıma gelip benimle konuşmak istediğini, beni sevdiğini ve eğer benim için de uygunsa randevuya çıkmak istediğini söyledi Sihyun.. Zaten hali hazırda -randevulaşmasam da- çıktığım biri olduğunu söyleyemediğim için başka bir bahane bulup onu başımdan def ettim. Bu ilk yanıma gelmesiydi..
"Daha sonra belirli aralıkla yanıma gelip aynı şeyleri yineledi, her seferinde onu göndermenin bir yolunu buldum, sinirleneceğini bildiğim için sana söylemiyordum fakat bir yerden sonra fazlasıyla rahatsızlık verici bir hal almaya başladı... Korktuğumu hissediyordum ve gergindim, aramızın bozulmasından bana kızmandan ödüm kopuyordu. Onunla tek başıma idare edeceğimi düşündüğüm her seferde o daha da sorun çıkartıyordu. Her neyse bir gece sen odamdayken ki saat baya ilerlemişti Sihyun kapıma dayandı, sen odadan çıkmadın yani seni görmedi. Yine her zamanki şeyleri söylüyordu fakat bu sefer gözü dönmüş gibiydi. Ona senin adını vermeden başkasıyla birlikte olduğumu söyledim. Deliye döndü, bana inanmadığını ve bunun bedelini ödeyeceğimi söyledikten sonra çekip gitti. Odaya girdiğimde senin de Sihyun'dan eksik kalır yanın yoktu, delirmiş gibiydin neden sana söylemediğimi sorup duruyordun, bağırıp çağırdıktan sonra kapıyı çekip çıktın.. Ertesi gün Sihyun'u öldüreceğini düşünsem de hiçbir şey yapmayıp sessiz kaldın.
"Sihyun ise ertesi gün herkesin derslerden çıkıp yemekhaneye akın ettiği bir saatte bahçedeyken yanıma geldi, onu görmek bile her bir kasımın ayrı gerilmesine neden oluyordu. Senin tavrın, onun tacizler tüm bunlar sinirlerimi o kadar çok bozmuştu ki ağzını açtığı saniye ona vurmaya başladım. Ne yaptığımı ya da neden yaptığımı unutmuş gibiydim. Resmen gözüm dönmüştü, tüm sinirimi ondan çıkarmak istermiş gibi vurdum ona" Sehun'un gözleri o günlere dönmüş gibi bakıyordu. Elini hafifçe sıkıp devam etmesini söyledim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Nightmare // sekai
FanfictionTırnaklarını uzatmaktan nefret edersin. Her zaman iki yastıkla uyursun. Ellerin hiçbir zaman ısınmaz. Bohemian Rhapsody dinleyerek ölmek istediğini defalarca söyledin ve ben de sana defalarca ölümden bahsetmemeni söyledim. En sevdiğin film asla sabi...