Bir evim vardı.. Hayır, evimiz. Sehun ile sahip olduğumuz bir ev. Eğer birkaç hafta öncesinde böyle bir şey olduğunu duysaydım büyük ihtimal korkudan ve olayın ciddiyetinden panik atak geçirirdim ama şimdi tek hissettiğim huzurdu.. Eşi benzeri olmayan bir huzurla dolmuştum, çok küçük bir anı yakalamıştım ve o anın güzelliği o kadar çok başımı döndürmüştü ki devamının gelmesi için sabırsızlanıyordum..
"Seninle yemek yemeyi, uyumayı, amaçsızca yürümeyi, sana gitar çalıp şarkı söylemeyi özledim." dedim Sehun'un elini tutup, beraber evimize gitmek için ağır adımlarla arabama doğru ilerliyorduk, annemin bana üniversiteye gitmem şerefine aldığı ve benim sürmeyi bilmediğim bir arabaya sahip olduğumu Sehun eve gitmek istediğimi duyduğunda söylemişti.. Bir arabaya sahip olduğumu bile yeni öğrenmiştim..
"Bir saniye," dedi gülerek. "Sadece küçük bir anıyı hatırladığın söyledin tüm bunları hatırlıyor musun?" Sehun gözlerime o kadar güzel bir gülümsemeyle bakıyordu ki hatırlamadığım dönemlerde yaptığım tek iyi şeyin onu bulmak ve bırakmamak olduğunu düşündüm..
"Hatırlamıyorum. Ama sen bana yaşamadığım şeyleri bile özletiyorsun."
Sehun ile sonunda okulun otoparkına vardığımızda benim olan arabayı hemen tanıdım ve hayır bunun hafızamın geri gelmesiyle falan ilgisi yoktu, o küçük anıdan sonra hatırladığım en ufak bir şey bile yoktu. Benim olan arabayı hemen tanıdım çünkü son model arabalarının içinde adeta çürük patates gibi kendini ortaya çıkaran bu araba başka hiç kimseye ait olamazdı.. Benim küçük, mütevazı ve adeta hurdalıktan alınmış bir arabam vardı ve ben kendimi dünyanın en şanslı insanı gibi hissediyordum..
Araba sürmeyi bilmediğim ve bir anda ilahi bir güç gelip bana öğretemeyeceği için sürücü koltuğuna Sehun'u gönderdim. Belki de ondan bana araba sürmeyi öğretmesini isteyebilirdim, o arabayı sürerken ben onu izler sonra kenara çekmesini söyler ve araba içinde değişik pozisyonlar... Pekala kendime gelmeliydim...
Düşündüğüm şeylerden sonra sıcak olan hava birden boğuculaşmıştı. Sehun'u seviyordum ama onu hiç o şekilde düşünmemiştim, beraber yaptığımız şeyleri bilmiyordum, eminimki uzun zamandır beraber olan sevgililerden eksik kalır yanımız yoktu. Bu da demek oluyordu ki Sehun'la o işi daha rahat yapmak için (aklıma başka ihtimal gelmiyordu) bir ev alacak kadar çok yapıyorduk. Tanrım, bu tür şeyleri düşünmekten vazgeçmeliydim çünkü bedenimdeki tüm kan gitmemesi gereken yerlere gidebilir bu da arabanın içinde bir felakete sebep olabilirdi.. Sakin ol Kai, dedim kendi kendime, Sehun'u ve Sehun'un düşünmemen gereken yerlerini düşünme.
Kafamı Sehun'dan ayırıp başka şeylere odaklanmaya çalıştım.
"Okulda olmadığın zamanlar evde miydin?" diye sordum sonunda. Sehun gözlerini birkaç saniye yoldan ayırıp bana baktı, yüzümde zaten büyük bir gülümseme barındırdığımı onun gülümsemesine karşılık vermeye çalıştığımda fark ettim..
"Genelde evde kalmayı daha çok seviyorum," dedi iç çekerek. "Yani sen olmayınca biraz sıkıcı ve çekilmez geliyor ama bazen anılar bile yetiyor."
"O anılara sahip olmayı çok isterdim.." Kendi kendime mırıldanmama rağmen Sehun dediğimi duyup buruk bir şekilde bana baktı..
"Evi nasıl aldığını duymak ister misin Kai, biraz kendinden utanman gerek." Gözlerimi kocaman açıp Sehun'a baktım, ne yapmıştım da evi alabilmiştim hala hiçbir fikrim yoktu..
"Annenin yeni nişanlısını arayıp adama eğer sana bir ev almazsa annenin kanına gireceğini ve bir daha onunla görüştürmeyeceğini söyledin, o da annenin sana ne kadar düşkün olduğunu bildiği için bu evi aldı." Büyük bir kahkaha kapladı arabanın içini. "Sana defalarca bunu yapmaman gerektiğini söylememe rağmen bana aynen şöyle dedin," sesini kalınlaştırıp benim gibi konuşmaya çalıştı, "Sehun adamın bok gibi parası var, tıpkı bir güvercinin sıçtığı bok gibi adam da para sıçıyor." Sehun benim taklidimi yapıp cümlesini bitirdiğinde karnımı tutarak gülme pozisyonuna çoktan geçmiştim, arabanın içinde ikimizin kahkaha sesleri yankılanırken pek de değişmemiş olduğumu fark ettim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Nightmare // sekai
FanfictionTırnaklarını uzatmaktan nefret edersin. Her zaman iki yastıkla uyursun. Ellerin hiçbir zaman ısınmaz. Bohemian Rhapsody dinleyerek ölmek istediğini defalarca söyledin ve ben de sana defalarca ölümden bahsetmemeni söyledim. En sevdiğin film asla sabi...